“Kahvemizi içer, tiyatroyu seyrederiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart gecesi Balkon Konuşmasında “olanda hayır vardır” dedi. Yerel Seçim sonuçlarının bir yönüyle hayra vesile olacağına şüphe yok. AK Parti ve Erdoğan’ın sırtındaki yumurta küfesi kısmen de olsa hafiflemiş oldu. Sorumluluk azaldı. Ayrıca, “Erdoğan ve AK Parti’den kurtulma” motivasyonuyla ortak hareket eden muhalefet, yıllardır özlemini çektiği zafere kavuşarak rahatlamış, nefes almış oldu. Bu normalleşmeyi de getirecektir. Şimdi muhalefet koalisyonu hem belediyeleri yönetmede, hem de karşılarına çıkacak krizlerde ciddi sınavlarla karşı karşıya kalacaklar. Hatta çok erken biçimde, Van’da, “PKK sizi tükürüğüyle boğar” diyen DEM Partili Zeydan’la ilgili YSK kararı böyle bir sınama oldu. Erdoğan ve AK Parti düşmanlığıyla CHP-DEM ittifakına oy veren milliyetçi-muhafazakar seçmen ilk fragmanı görmüş oldu.

1995 seçimlerinden birinci çıktığı halde Hükümet kurması engellenen merhum Necmettin Erbakan, “kahvemizi içer, tiyatroyu seyrederiz” demişti. Tam da öyle bir ortam. Erdoğan kahvesini içecek, tiyatroyu izleyecektir.

SİNCİK ÖRNEĞİ

Adıyaman’ın Sincik ilçesi genel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AK Parti ve Erdoğan’a rekor seviyede oy veriyor. Ancak AK Parti yerel seçimlerde tökezliyor.

Örneğin 2011 seçimlerinde AK Parti’nin aldığı oy yüzde 91,5. 2014 Yerel Seçiminde ise yüzde 50 oy ile BBP adayı seçimi kazanmış. 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sincik Erdoğan’a yüzde 94,5 oranında destek vermiş ama 2019 seçimlerinde yüzde 39 oyla bağımsız aday seçimi kazanmış. 2023 seçiminde Erdoğan’a verilen destek yüzde 94,6 ama 31 Mart’ta, her ne kadar AK Parti kazanmış olsa da, oy oranı yüzde 57.

31 Mart seçim sonucunu bir de böyle okumakta fayda var. 28 Mayıs 2023’de yüzde 52 ile Erdoğan’a destek veren Türkiye, 10 ay sonra CHP’yi birinci yaparak, “Ülkeyi Erdoğan ve AK Parti yönetsin, belediyelerde bir miktar muhalefet olsun” dedi.

 

1989’U HATIRLAMAK

1989 Yerel Seçimlerinde Merhum Turgut Özal’ın partisi ANAP bir önceki genel seçime göre 20 puan oy kaybetmiş, Türkiye genelinde sadece Malatya, Hakkari ve Bitlis’te belediye kazanabilmişti. SHP (CHP) seçimden birinci çıkmış, 39 ilde belediyeleri kazanmıştı.

Sonra ne oldu? Özal Cumhurbaşkanı seçildi, ANAP dağıldı. SHP (CHP) belediyelerinin hepsinden pis kokular yükseldi. İSKİ Yolsuzluk skandalıyla CHP yerel yönetim başarısını eline yüzüne bulaştırdı. Refah Partisi aradan sıyrılarak yükselişe geçti.

ANAP ‘89 yenilgisi sonrası kendisini toparlayabilseydi daha uzun yıllar sahnede kalabilirdi ama yapamadı.

Erdoğan, Özal’ın yapamadığını da mutlaka yapacaktır.

SEN DEMİŞTİN, EVET

31 Mart gecesinden itibaren çokça “ben demiştim” ifadesini duyduk.

Doğru. Sen demiştin. Ancak, Erdoğan da, AK Parti kadroları da, senin söylediklerinden haberdarlar. Bugün dile getirilen sorunların tamamını biliyorlardı. Enflasyon, emekliler, Gazze, kibir, troller, kötü vitrin, şahsi ikbal hırsı, gruplaşma, çeteleşme, samimiyetsizlik, sahtecilik, ihanet ve daha nicesi…

Ne var ki, herkesin bildiği bu sorunları çözmek o kadar kolay değil.

Erdoğan’ın önünde iki engel var: Birincisi, cezalandıracağı sorumluların küsüp gitmeleri riski. İkincisi de eskisi kadar kolay “uygun adam” bulamama sorunu.

İşte gördük… Kendisine her türlü imkan ve makam verilenler, ilk kırgınlıkta satıp gidiyor, muhalefetle iş tutuyorlar.

Bakanlar Kurulu’na dahi, üzerinde herkesin ittifak edeceği üye bulmakta zorlanılıyor. AK Parti Ankara’da belediye başkanı adayı bulmakta dahi zorlandı.

Bir de gruplar, çeteler kendilerine yakın isimleri her boş makama dayatmaya başladılar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eline kılıcı alıp ot biçer gibi insan kellesini biçmesi gerekiyor. Evet, acımasızca, merhametsizce bunu yapması gerekiyor. Eğer bu cesareti de gösterebilirse, dışarda kalanlar, boynu koparılanlar arıza çıkaramayacaktır. Millet, cesareti ve samimiyeti görünce, arıza çıkaranlara yüz vermeyecek, Erdoğan’ın arkasında yine çok güçlü duracaktır. Aksi? Aksini düşünmek bile istemeyiz.