CHP’nin helva siyaseti

Siyaset biraz da “esneme” sanatıdır; şartlara, konuma, zamana göre ama belli bir hudut içerisinde gelgitler yaşanabilir. CHP’de ise bu esneklik hem hudutların dışına çıkıyor, hem fazla sündürülüp kırılıyor hem de keskin zikzaklar çiziyor. CHP bir figürü alıyor, önce zirveye çıkarıyor, abartıyla övüyor, kurtarıcı, Mehdi, Mesih, Musa, son umut, yıllardır beklenen çare, özlenen kahraman muamelesi yapıyor; sonra bir anda yerin dibine batırıyor, hain, dönek, satıcı, ajan, işbirlikçi yaftasını yapıştırıveriyor. Önce helvadan put yapıp önünde eğiliyor; karnı acıkınca putu bir lokmada yutuveriyor. Pastayla şaşaalı karşılamalar yapıp helvayla uğurluyor. Gelene hemen “ağam” muamelesi yapıp gideni nefes aldığına pişman ediyor. Abartıyla övüyor, bir anda abartıyla sövmeye başlıyor.

Onlarca örneği var; sadece birkaçı:

Kemal Kılıçdaroğlu: 2010 yılında Deniz Baykal’a yapılan komplo sonrası CHP Genel Başkanı oldu. Sahneye ilk çıktığında CHP’liler gözyaşlarını tutamadılar. Yıllardır beklenen kahraman nihayet gelmişti. Tam 11 seçim kaybetti. 2023 seçimlerinde topladığı 6’lı masada kendisini muhalefetin Cumhurbaşkanı olarak ilan ettirdi. Bu iş artık bitmişti; AK Parti ve Erdoğan dönemi kapanmıştı. Tarih değişiyordu. Dinamik, çalışkan, dürüst, demokrat, özgürlükçü, kemalist, ulusalcı, reformcu, modern, çağdaş, çalışkan, mütevazı, dosta güven düşmana korku veren, ekonomist, işini bilen, gençlerin ağabeyi, emekli dostu, emekçinin yoldaşı ve dahi tüm iyi sıfatları üzerinde taşıyan “Pirom” artık işbaşına geliyordu. 28 Mayıs 2023’te seçimi kaybettiği kesinleştiği anda kendisini abartılı öven aynı kitle tarafından muhteris, yaşlı, düşkün, beceriksiz, hain, pısırık ilan edildi. Pes etmedi. Yeniden CHP Genel Başkanı olabilir. Kendisini abartıyla öven, sonra kendisine abartıyla söven kitlenin abartılı övgülerine yeniden mazhar olmasına az kaldı.

Muharrem İnce: Konuşmalarıyla ortalığı yıkıp geçiyordu. Fiziği o biliyordu. Matematiği o biliyordu. En iyi şiiri o yazıyordu. Vizyon, misyon, dava adamlığı, adanmışlık… Hepsi vardı. CHP’ye Genel Başkan olmalıydı. 2018’de CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı oldu. Beklenen gün geliyordu. CHP nihayet iktidara yürüyordu. Olmadı. Kaybetti. “Adam kazandı” deyince linç edildi. CHP’ye Genel Başkan olmak istedi, başaramadı. CHP’den istifa etti, kendi partisini kurdu. 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olunca “bölücü” de oldu. 2018’de yere göğe sığdıramayanlar, 2023’te göğü başına yıktılar. Küfürler, hakaretler, hatta kasetler. Seçimden çekildi. Şimdi CHP’ye geri döndü. Son durum: Muteber. Yarın ne olur bilinmez.

Özlem Çerçioğlu: Dün “Topuklu Efe”ydi; bugün “hain”.

Gürsel Tekin: Doğuştan CHP’li. Çizgisi hiç şaşmadı. CHP’nin akil adamı, sessiz gücüydü. CHP İstanbul İl Başkanlığı’na getirilince bir anda “hain” oldu. Geçen hafta Halk Tv’ye çıktı ve “imar yolsuzlukları” üzerine konuşturuldu; bu hafta aynı kanal tarafından “imar yolsuzluğu” yapmakla itham edildi. Dün dürüsttü, bugün hırsız denildi. Dün CHP’liydi, bugün “AKP işbirlikçisi” oldu. Yarın yine kahraman ve en müstesna övgülere mazhar olabilir.

Lütfü Savaş: AK Parti’nin Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı’ydı; yeniden aday yapılmayınca CHP’ye geçti. Hatay’ın ilk CHP’li Belediye Başkanı olarak kahraman ilan edildi. 6 Şubat depreminde Hatay’daki büyük yıkımdan sorumlu tutuldu, CHP’liler tarafından protesto edildi. 2024 yerel seçimlerinde tekrar aday olunca tekrar kahraman oldu; seçimi kaybedince “hain”, “fırıldak” gibi hakaretlere maruz kaldı. CHP’den ihraç edildi. Geri dönebilir, hain iken yeniden kahraman olabilir.

Mansur Yavaş: MHP’den CHP’ye geçti. CHP çok çabuk bağrına bastı. Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni kazanınca CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı payesi bile yakıştırıldı. Ekrem İmamoğlu’nun oldubittilerine gösterdiği küçük tepkilerle ihanet çizgisine kadar gitti geldi. Şimdilerde ortada. Her an kahraman da olabilir hain de.

Ekrem İmamoğlu: ANAP’lı bir ailenin AK Parti’ye yanaşmış, yüz görmeyince CHP’ye demir atmış becerikli oğlu. Hem İstanbul’u kazandığı, hem CHP’yi ele geçirdiği hem de çok parası olduğu için CHP’nin gelmiş geçmiş en popüler ismiydi. İşler iyi gitse Ecevit, İnönü hatta Atatürk’ü bile aşardı. İşler yolunda gitmedi. Hapisteki kahramandı ama yavaş yavaş unutuluyor. Kılıçdaroğlu CHP’ye dönerse içerde unutulacağı, unutulmasa bile en hafifinden “hırsız” olarak anılacağı, CHP’nin adını kirlettiği için belki de ihraç edileceği muhakkak. Diploması olmadığı ve önünde yüz yıllarca hapis cezası çıkabilecek bir davası olduğu için, Kılıçdaroğlu gelmese de, Özgür Özel tarafından “hain” ilan edilmesi an meselesi.