Yine, yeni bir ‘Kırmızı Pazartesi’de, ‘yargı tanrıları’ndan bahsedilen memlekette CHP’nin halkla birlikte büyük direnişi

CHP'nin Ankara'da düzenlenen "Vesayet Değil Siyaset! Kayyuma, Darbeye Hayır!" mitingi

Bir dönem iktidar partisinde milletvekilliği ve yöneticilik yapan isim, kısa bir süre önce X’te bir paylaşım yaptı. Bu iktidar döneminde; eğitim kurumlarından büyük şirketlere, hatta ana akım medyaya giren-satın alan bir holdinge karşı başlatılan (aslında tarihi dört yıl önceye dayanan) ‘kara para aklama’ iddiaları da olan soruşturma sırasında. Şöyle yazdı: “Operasyonu önlemek için son günlerde kendini paralayan çok kişi oldu, güçleri yetmedi. Örgüt üyelerinin ‘yargının tanrısı’ diye tanımladıkları dostlarının gücü de kifayetsiz kaldı.”   

Normal şartlarda olsa ‘içeriden bilgi sahibi olduğu belli bu isme’ şu sorular sorulurdu: Kim bu yargının tanrısı? Gücünü nereden, kimden alıyor? Daha önce kimler için ‘tanrılık görevini’ oynadı? Bugüne kadar hangi işleri halletti? Böyle bildiğiniz kaç tanrı var? ‘Operasyonu önlemek için kendini paralayanlar’ derken ‘operasyon nasıl önlenir, nerede nasıl paralanılır?’ ‘Sadece paralı işlerde değil, siyasi işlerde de partilere karşı da ‘görevli ‘tanrılar’ var mıdır?’

Bu soruların yanıtlarının bir kısmı biliniyor, konuşuluyor elbet. Ama yazanlar, konuşanlar, anlatanlar değişik şekillerde dava ediliyorlar kimileri tutuklanıyor.

 

Eski CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin, CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş / Fotoğraflar: T24

Adaletin simgesi ‘Themis Heykeli’nin gözü ‘karşısındakinin kimliğinden bağımsız alınacak kararın tarafsızlığını simgelemek için’ kapalıdır. Kendine ‘tanrılık rolü’ biçen pek muhtemel gözü açık birileri ki ‘paranın çok ve tartışmalı olduğu yerde’ duruyor. Ya da siyasi gücün yanında. Ve tabii-elbette-kesinlikle ne onun ne onun gibi pek çoklarının var oluşunda bugünkü iktidarın yarattığı ortamın hiç payı yok. Ama hiç!

Bugün yine-yeni-yeniden merkezinde yargının olduğu tartışmalı ve zor bir gün. Bir nevi sonucun ne olduğu aşağı-yukarı tahmin edilen ‘Kırmızı Pazartesi…' Ana muhalefet partisinin kurultayının iptali ve yönetiminin değişmesi ile sonuçlanması muhtemel dava görülecek. Belediye başkanlarından bürokratlarına il başkanlarına soruşturma, gözaltı, tutuklama ile mücadele eden CHP’de yeni kaotik bir sayfa açılmak isteniyor. Buradaki kritik soru, açılmak istenen bu sayfada bir önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu da yer alacak mı? Yargıda yaşanan bunca haksız uygulamaları görmezden mi gelecek? Partiyi kendi ön göreceği bir tarihte kurultaya götürmek üzere göreve gelecek mi? Ki bu tarihin 1-1.5 yıllık bir zamana yayılabileceği üzerine fikir yürütülüyor. Şu anki yönetim 21 Temmuz için bir kurultay kararı aldı ama bugünkü koşullarda bunu da bir şekilde tanımayabilir yargı.

CHP lideri Özgür Özel, Ankara mitinginde / Fotoğraflar: T24

Ancak bu kez durum farklı. Artık milyonlar CHP’ye yapılan operasyonların ‘siyasi mühendislik’ olduğunun farkında ve buna itiraz ediyor. Muhalefette yer alan sağdan sola tüm siyasi partiler, hatta iktidar içinden kişiler-kesimler de yapılanların 'hukukla ilgisi olmadığını’ görüyor-ifade ediyor. İtirazı görmek için sadece anketlere değil, meydanlara da bakılabilir. Dün Ankara Tandoğan’da yüzbinlerce kişinin katıldığı miting-eylem en önemli örneklerden. Tüm yaz memleketin dört bir yanına hiç durmadan giden-konuşan-anlatan CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve parti yönetimi, ‘toplumla kurduğu ilişkiyle’ önemli bir başarı sağladı. Üstelik bu başarı sadece partilerini korumak için değil ‘demokrasi ve hukuku korumak’ anlamı da taşıdığı için çok kritikti.

Partinin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu mitinge gönderdiği mesajda kritik bir noktayı yine vurguladı. ‘Bize yapılanları biz yapmayacağız’ dedi:  

“Millet bize hangi yetkiyi verirse versin, bize yapılanları biz kimseye yapmayacağız. Kendimizi nasıl görüyorsak, herkesi öyle göreceğiz. Kendimiz için ne istiyorsak, herkes için aynısını isteyeceğiz. Bu ülkede ‘ben devri’ bitecek, ‘biz dönemi’ başlayacak.”

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dr. Dilek İmamoğlu

Özgür Özel AKP ve MHP’lilere seslenip, “Haksızlığa uğrayan komşularınıza, iyi insanlara sahip çıkın” dedi.

Bitirirken…

CHP’nin dünkü mitinginde Mansur Yavaş ve pek çok belediye başkanı vardı. Milletvekilleri, parti yöneticileri. Birlik görüntüsü verildi. Ama esas halk oradaydı.  CHP'nin kurultay duruşmasına günler kala MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Sabah’a verdiği söyleşide "Biz de geçmişte bunları yaşadık" derken, ‘dış müdahalelerle başkaları yön vermeye çalışmamalıdır’ diye konuşuyordu. Ayrıca CHP’nin Türkiye Cumhuriyeti’nde önemli bir siyasi kurum olduğunu vurguluyordu. Zaten şu an tartışma konusu olan bu kurumun özgür bir biçimde mi, yoksa Özel’in deyimiyle ‘majestelerinin muhalefeti’ şeklinde mi devam edeceği... Belli ki hem yönetenler hem halk ‘özgür bir muhalefet’ anlamını yitirmemiş seçimler istiyor. Halkın dediği olur er ya da geç…