Babamdan öğrendiğim bir kavram var:
Felsefe, Mantık Sosyoloji Psikoloji Öğretmeni olan Babam İhsan Kongar, bazı kişiler için “Kifayetsiz Muhteris” derdi.
Sonra da eklerdi:
“Aklı ve ihtirası beyninin bir karış üstünde!”
Ve hemen arkasından da açıklama yapardı:
“Bazı insanların ihtirasları yeteneklerini aşar:
Bazı kişiler, ulaşamayacakları hedeflere yönelir, beceremeyecekleri işlerin altına girer; asla layık olmadıkları ve oturamayacakları makamları isterler.
Oysa nitelikleri, yetenekleri, bu işlere, bu makamlara uygun değildir.
İşte bunlar ‘Kifayetsiz Muhteris kişilerdir’”!
***
İktidarın bir mahkeme kararıyla, CHP’yi “bitirme” girişimi bütünüyle yanlış bir “teşhise” dayanıyor:
“CHP ÜZERİNDE FIRTINA” başlıklı yazımın yayımlandığı gün bir Asliye Hukuk Mahkemesi’nin CHP’nin İstanbul İl Kongresi’ni iptal etmesi ve İl Başkanlığına bir Kayyım ataması Anayasa’ya aykırıdır:
Çünkü Anayasa’ya göre seçimler yargı denetiminde yapılır ve YSK kararları Madde 79’a göre kesindir.
MAHKEMENİN BU HUKUKA AYKIRI KARARINA DAYANARAK:
DERHAL, oyların yasalara aykırı kullanıldığı ve geçerli sayıldığı saptanmış olan 16 Nisan 2017 Halkoylamasının “Atı alan Üsküdar’ı geçti” denilerek ilan edilmiş olan sonuçlarına itiraz edilmeli ve kararın “Hukuka aykırı olduğu” ispatlanmalıdır!
***
Anayasa’ya aykırı mahkeme kararları verilmesi düzeyine tırmandırılmış olan CHP’yi bitirme operasyonu, neden yanlış bir teşhise ve yanlış bir stratejiye dayanıyor?
Çünkü İktidarın gücünü yitirmesinin esas nedeni sadece CHP’li belediyelerin başarıları değildir. Elbette başta İstanbul Belediyesi olmak üzere, Belediyelerin başarıları önemlidir ama...
İktidarın gücünü yitirmesinin esas nedeni, CHP’nin yükselişinden çok, “Şahsım Devleti Rejiminin” ve “İktidarın” yetersizliği ve başarısızlığıdır!
Bir başka deyişle CHP zaten, Kılıçdaroğlu liderliğindeki hatalardan dolayı, döneminin en tartışmalı dönemlerinden birini yaşıyor.
İktidarı yıpratan ve düşürecek olan olay ya da süreç, CHP’nin yükselişi değil, İktidarın ve kurduğu Rejimini başarısızlığıdır!
Oysa CHP’ye karşı Hukuku zorlayarak yapılan operasyonlar:
CHP’yi “mağdur” konumuna taşır ve oy potansiyelini artırırken...
Kendi seçmenleri tarafından İktidara verilen desteği bile azaltabilecek olasılıklar içeriyor.
Bu durum, İktidarın seçim kazanma şansını iyice azaltıyor!
***
Benim dile getirdiğim bu gerçeği İktidarın görmemesine olanak yok:
O halde soru şu.
İktidar bu stratejisiyle, seçimleri yapmaktan bütünüyle vaz mı geçiyor?
DIŞTA, Ortadoğu savaşı, İÇTE, ekonomik kriz, “sığınmacılar” sorunu, yoksullaşmak başta olmak üzere yükselen “ÜÇ Y”, geniş kitlelerce benimsenmeyen “Süreç” ve tek kişiye bağlı Rejim konularında yaşanan olumsuzluklar:
İKTİDARI, SEÇİMLERDEN, YANİ DEMOKRATİK REJİMLERİN OLMAZSA OLMAZ “ÖN KOŞULUNDAN”, TÜMÜYLE VAZGEÇMEYE Mİ ZORLUYOR?