Erdoğan’ın Şangay Zirvesi çerçevesinde Putin’le görüşmesinden yansıyan fotoğraf kareleri, Türkiye-Rusya ilişkilerine ve onun ötesinde Doğu-Batı ilişkilerine dair çok şey alnatıyor.Fotograflar: Rusya Dışişleri Bakanlığı)
Fotoğrafları Rusya Dışişleri Bakanlığının Telegram sayfasından aldım. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in 1 Eylül’de Çin’in Tianjin şehrinde 31 Ağustos-1 Eylül tarihlerinde yapılan Şangay İşbirliği Örgütü zirvesi çerçevesinde yaptıkları görüşmeden. Rus resmi fotoğrafçısı sadece toplantı masası dizilimini değil iki liderin toplantı sırasında birbirlerine bakışlarını da çekmiş yakalamış ve daha önemlisi, Rus Dışişleri de bu fotoğrafları yayınlamış. Erdoğan’ın Putin’e Putin’in Erdoğan’a bakışı sadece benzer liderlik kumaşından iki siyasetçinin birbiri hakkındaki görüşleri değil, beş yüz küsur yıllık Türkiye-Rusya ilişkilerinin bugünkü durumu hakkında da belki yüzlerce makaleden daha çok fikir veriyor.
Gözler yalan söylemez mi?
Davranış psikologları elbette daha profesyonel bakış verebilir ama gazeteci gözüyle bu iki fotoğrafı tahlil etmeye çalışınca şunları söylemek mümkün:
– İki lider de bir diğerini gözlerinin içine bakarak dinliyor. Birbirlerini tanıyor ciddiye alıyor, ne demek istediğini anlamaya çalışıyorlar.
– İki liderin de dudaklarında biraz nezaket icabı, biraz temkinli, biraz da “Ne yapmak istediğinin farkındayım” imasında tebessüme benzer kıvrımlar var.
– Erdoğan’ın da Putin’in de gözlerini hafif kısarak bakışı, kaşlarındaki hareketsizlik (botoks etkisi varsa, bilemem elbette) “Aramız şimdilik iyi ama tedbiri elden bırakmayalım” der gibi.
Bu dediklerimi fotoğraflarda sınamak isterseniz bir önerim var. Hem Erdoğan’ın hem Putin’in fotoğrafına ayrı ayrı, yüzünün alt ve üst yarılarını kapatarak bakarsanız, iki ayrı ifadeyi siz de göreceksiniz.
Doğu Konferansında tek NATO temsilcisi
Şimdi yazacağımdan ne Batı hayranları ne Ulusalcılar ne iktidar ne de muhalefet safları hoşlanacaktır ama Erdoğan’ın Şangay toplantısına “diyalog partneri” de olsa katılmasının en önemli yanı, tek NATO üyesi ülke lideri olmasıdır, gerektiğinde işe yarayabilecek köprü işlevidir.
Zaten Şangay Zirvesinin üyeler dışında, gözlemci üye ve diyalog partnerlerinin da katılımıyla yapılan genişletilmiş toplantısındaki konuşmasında Türkiye’nin jeostratejik önemini “En Batıdaki Asyalı, en Doğudaki Avrupalı” tanımıyla öne çıkardı.
Nitekim zirvenin ardından, 2 Eylül’de Şi, Putin’le birlikte “Doğu Konferansını” Pekin’de toplayarak “Batı Konferansına” karşı müthiş bir gövde gösterisi planlamıştı. Şangay’ın gözlemci ülkelerinden İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan zaten oradaydı. Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong Un, zırhlı treniyle Pyongyang’dan geldi. Şaşaalı bir askeri geçit törenini birlikte izleyip ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmelerini Putin’den dinleyip Ukrayna ve Filistin-İsrail-Suriye dahil Ortadoğu’yu konuştular.
İsrail’in Gazze’de Filistinlileri imha ve sürgün saldırganlığı gerçi Putin, ev sahibi Çin lideri Şi Cingpin ve Türkiye gibi diyalog partneri olan Mısır Cumhurbaşkanı Abdül Fettah el Sisi tarafından da dile getirildi. Erdoğan ayrıca BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri olan Rusya ve Çin liderlerinin yüzüne BM’nin ne kadar işe yaramaz hale geldiğini tekrarladı.
Erdoğan’ın konuşmaları, görüşmeleri
Erdoğan’ın ne Putin’le ne de Şi ile görüşmesinde dağları deviren konuların ele alınmadığı ortada. İletişim Başkanlığının önce Çin
ardından Rusya liderleriyle görüşmeleri üzerine açıklamaları söylüyor: Daha çok yatırım gelsin, daha çok turist gelsin, Ukrayna için teşekkür, “Buyurun bekleriz”. Ek olarak, Çin ile “Orta Koridor” üzerinden Asya-Avrupa ulaştırma projelerinin, Rusya ile de (ilk ünitesinin bu yıl elektrik üretmesi planlanan) Akkuyu nükleer santrali başta olmak üzere, enerji işbirliğinin konuşulması.
Ukrayna konusunu artık sadece Türkiye değil, Avrupa’yı da kenarda bırakarak Trump ve Putin’in aralarında konuşacağı Alaska’da az çok görüldü. Ancak Rusya-Ukrayna arasındaki görüşmeler için Türkiye hala devrede. Erdoğan geçenlerdeki telefon görüşmesi ardından Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’nin sözleri üzerine Putin’in Erdoğan görüşmesinde konuya verdiği ağırlık bunu gösteriyor.
Neticede Bayrak göstermek kendi başına da iyidir böyle toplantılarda ama asıl fırtınanın 2026 başlarında Ukrayna eksenli kopmasından endişe ediliyor. Türkiye’nin bu fırtınaya kapılmamasında yarar var.
Bunun izlerini de Erdoğan’ın Putin’e, Putin’in Erdoğan’a bakışlarından okumak mümkün.