Washington Destekli Yeni Eksen: Kafkasya’dan Doğu Akdeniz’e

ABD, küresel hükümranlık stratejisinde yeni bir evreye geçiyor. Rusya, İran ve Çin’i çevrelemek, baskılamak ve ekonomik–teknolojik üstünlüğünü yeniden tahkim etmek Washington’un ana hedefleri arasında.

• Rusya, Ukrayna savaşında yıprandı; yaptırımlar altında Orta Asya, Kafkasya, Güneydoğu Avrupa ve Baltık’ta itibar ve zemin kaybediyor.

• İran’ın nükleer programı en az 3–5 yıl geriletildi; kuzeyden transit hatları kırılma noktasında.

• Çin, Asya-Pasifik’te tedarik zinciri daraltmaları ve yabancı sermaye çıkışıyla karşı karşıya.

Bu tabloda, Güney Kafkasya merkezli yeni bir ticaret–enerji–güvenlik ekseni Washington’un en güncel hamlesi olarak sahneye çıkıyor. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki, ABD destekli barış süreci bunun en somut yansıması. Donald Trump’ın sosyal medyada paylaştığı, İlham Aliyev ve Nikol Paşinyan’ı yan yana gösteren kare, sadece diplomatik bir an değil; bölgesel güç mimarisinin yeniden çizildiğinin işaretiydi.

Zengezur: Türkiye İçin Yaşamsal

Mutabakata göre Zengezur Koridoru denmiyor ama “Trump Uluslararası Barış ve Güvenlik Joridoru (TRIPP) mülkiyeti Ermenistan’da kalmakla birlikte Azerbaycan’ın belirleyeceği operatör tarafından işletilecek. İlk aşamada yılda 8–10 milyon ton, beş yıl içinde 20 milyon ton yük kapasitesine ulaşacak.

Ekonomik getiriler:

• Lojistik maliyette yüzde 35’e varan düşüş.

• Türkiye üzerinden Avrupa’ya, Basra’dan Orta Asya’ya multimodal taşımacılık.

• 2030’a kadar Azerbaycan’a yıllık 1,2 milyar $, Türkiye’ye 900 milyon $ transit gelir.

Bu hat, yatırımcılar için yalnızca taşımacılık değil; lojistik merkezler, depolama, dijital gümrük altyapısı ve sınır ötesi e-ticaret gibi yüksek getirili alanlarda fırsatlar sunuyor.

Türkiye’nin engelsiz Azerbaycan ve Orta Asya’ya erişimi büyük bir fırsat ve uzun vadeli stratejık getirileri çok yüksek.

Trump’ın Nobel Hesabı

Aliyev–Paşinyan barış imzasının Nobel Barış Ödülü getirebileceği yüksek sesle dile getirildi; iki lider, törene daveti “peşin peşin” beklediklerini belirttiler. Eğer Ukrayna ve Gazze’de ateşkes sağlanırsa, Trump’ın “barışı getiren lider” olarak bu yıl Nobel’e uzanması işten bile değil.

Türkiye, bu tarihi ziyaret sırasında ABD’ye çabaları için resmi takdirini sundu. Ancak itiraf etmek gerekir ki sahneyi mümkün kılan iki kritik unsur vardı: Aliyev’in diplomatik zekâsı ve Washington’daki güçlü Yahudi lobisinin desteği.

Bu ikili, müzakere masasında olduğu kadar uluslararası algının yönetiminde de belirleyici oldu.

İsrail Boyutu: Enerji Ortaklığı

Doğu Akdeniz’de Leviathan sahasında 620 milyar m³, Tamar’da 300 milyar m³ kanıtlanmış rezerv bulunuyor. Hala nihai istikametini bulamamış bu gazın (Socar’ın da müdahil olmasıyla) Türkiye üzerinden Avrupa’ya iletilmesi:

• Rusya’ya enerji bağımlılığını yüzde 15 azaltabilir.

• Türkiye’ye yılda 2–2,5 milyar $ ek gelir yaratabilir.

• Enerji yatırımlarını tetikleyerek teknoloji transferini hızlandırabilir.

Fakat iş birliği, siyasi dosyalarla, güvenlik kaygılarıyla ve de Filistinlilere yönelik insani mülahazalarla gölgeleniyor. Suriye’de Ankara ve Tel Aviv’in öncelikleri de çakışmıyor; Gazze’de işgalin sürmesi ve insani dram, kamuoyunda tepkiyi artırıyor, doğrudan görüşmeleri riskli kılıyor. Buna rağmen iki başkent, kapalı kapılar ardında özel temsilciler ve istihbarat kanalları üzerinden iletişimi sürdürüyor. Çünkü bölgenin gelecek enerji ve güvenlik mimarisi, Ortadoğu’nun bu başat iki ülkesi için de stratejik zorunluluk.

Washington-Brüksel Hattı

Washington ve Brüksel’in hedefi net:

• Rusya’nın transit tekelini kırmak.

• İran’ın kuzey koridorunu işlevsiz kılmak.

• Çin’in Avrasya’daki etki alanını sınırlamak.

Bu, Soğuk Savaş’ın çevreleme stratejisinin 21. yüzyıl versiyonu. Yatırımcılar içinse bu, yeni altyapı projeleri, enerji nakil hatları, serbest ticaret bölgeleri ve teknoloji–lojistik entegrasyonu demek.

Türkiye: Köprüden Oyun Kurucuya

Ankara, sadece geçiş ülkesi olmak yerine aktif oyun kurucuya dönüşmeli. Bu çerçevede:

• Bakü ile daha da güçlendirilmiş stratejik ortaklık: Zengezur ve Hazar projelerinde yatırım, güvenlik ve enerji geçiş garantileri.

• İsrail ile Netanyahu sonrası dönemde enerji–teknoloji iş birliği için şimdiden hazırlık yapılması: Leviathan gazı, yenilenebilir enerji, tarım teknolojileri.

• Ermenistan ile kademeli normalleşme be sınırların açılması: Ticaret, ulaştırma, kültürel etkileşim.

Bu eksen, Türkiye’ye sadece transit geliri değil, bölgesel liderlik, enerji güvenliği ve yatırım cazibesi kazandırabilir.

Önümüzdeki on yıl, Türkiye için jeopolitik olduğu kadar ekonomik anlamda da eşsiz bir fırsat penceresi. Doğru stratejiyle Ankara, sadece köprü değil, oyunun yazarı ve icracısı olabilir. Yatırımcılar içinse bu, Kafkasya’dan Doğu Akdeniz’e uzanan yeni bir bölgesel büyüme hikâyesinin başlama anı olabilir.