Herkes siyasetin geçmiş üzerine, siyasal partilerin ve liderlerin eskiden neler yapmış olduklarına göre kurulu olduğunu düşünür.
OYSA SİYASET, GELECEK HAKKINDAKİ BEKLENTİLERLE BELİRLENİR!
Gerek siyasal partiler ve liderler gerekse onlara destek verecek olan seçmenler, gelecek hakkındaki beklentilere göre davranırlar.
Elbette geçmiş olaylar, tutum ve davranışlar, gelecek hakkındaki beklentileri de bir ölçüde etkilerler ama sadece bir ölçüde...
Esas tutum ve davranışlar beklentiler üzerine kuruludur!
***
“Süreç”in adı bir türlü niçin konulamamıştı?
Çünkü başta İktidar olmak üzere, “Süreç”le ilgili tarafların beklentileri, birbirlerinden çok farklıydı.
Üstelik hepsi de kendileri hakkında son kararı verecek olan seçmeni etkilemek, onun oyunu alabilmek için, asıl beklentilerinin bir bölümünü gizliyordu.
Bu nedenle, “Komisyonun” adı üzerinde de bir türlü tam anlaşılamadı.
Bu yazıda, Komisyon’a yansıyan farklı beklentilere işaret edeceğim.
***
İktidar kanadının beklentileri:
1) Biten siyasal ömrünü uzatmak.
2) Erdoğan’ın zaten Anayasa’ya aykırı olan Üçüncü dönem Cumhurbaşkanlığını olanaklı olduğu sayıda artırmak.
3) Başarısız olduğu artık kanıtlanan tek kişiye bağlı “Şahsım Devleti Rejimine”, yeni bir Anayasa yaparak bu başarısızlığını örtecek olan yeni yetkiler tanımak.
4) Toplumsal ve siyasal muhalefeti ortadan kaldıracak olan yeni önlemler almak.
5) Suriye’nin Kuzeyindeki Kürt oluşumuna, en azından görünüşte, karşı çıkmak.
Emperyalist kanadın beklentileri:
1) İsrail’in güvenliğini sağlamak.
2) Türkiye’yi, başta Suriye’dekiler olmak kaydıyla, Ortadoğu’daki sorunların çözümünde daima kendi uzantısı olarak kullanmak.
3) Türkiye’yi kullanabilmek için, Bağımsızlığa ve Ulusal Bilince dayalı olan direnişleri törpülemek.
4) Türkiye’yi, Ortadoğu’daki sığınmacı sorununun “tampon deposu” olarak kullanmak.
5) İstikrarlı Ulusal Devlet yapısını, Federal, çok kültürlü ve çok dilli, (olanaklı ise çok hukuklu) siyasal istikrarı olmayan bir yapıya dönüştürmek.
Kürt kanadının beklentileri:
1) Suriye’nin Kuzeyinde yeni bir Kürt Devleti oluşturmak.
2) Türkiye’deki Anayasa’yı, “kültürel kimlikler” bağlamında (ırklar ve mezhepler üzerinden) yapılacak değişikliklerle, Federal bir yapıya uygun bir biçimde değiştirmek.
3) Hapisteki liderleri çıkarmak.
4) Türkiye’deki siyasal ve kültürel yapıyı da Irak, Suriye, İran üzerinden kurulacak olan Büyük Kürt Devleti oluşumuna hazırlamak.
Ana Muhalefet Partisi CHP’nin beklentileri:
1) İktidarın baskısından kurtulmak Demokratik Rejimi ve Hukuk Devleti’ni işletmek için, bir an önce yeni bir seçim yaptırmak.
2) Bu yeni seçimle iktidar olarak Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti’ni yeniden kuracak ve işletecek bir güce erişmek.
3) Seçimden iktidar olarak çıkmak için Kürt oyları dahil bütün seçmenlerin desteğini almak.
***
Bu tabloya baktığımızda son olarak şu söylenebilir:
Komisyonda ve Meclis’te şu anda olan sandalye sayısına bağlı olarak yapılacak oylamalarda, “Emperyalizmle İktidar İttifakı, DEM Parti ile de anlaşırsa” öyle bir güç oluşturuyor ki ortada ne Demokrasi kalıyor ne de Üniter Türkiye Cumhuriyeti!
Bu açıdan Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak görevini yüklenmiş görünen CHP’nin işi zor, gerçekten çok zor görünüyor.
Çünkü işin ilginç yanı, şu andaki sandalye dağılımına dayalı olan bütün oylamalarda DEM Parti’nin, “anahtar” rolü oynuyor olması!