Dünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor?

Dünya yakın zamanda köklü bir değişime girdi; buna kuşku yok. İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan ‘Yeni Dünya Düzeni’ çoktandır çatırdıyordu; şimdilerde onun yerine oluşacak yeni düzenin sancıları çekiliyor.

Bizdeki ‘Terörsüz Türkiye’ hedefi gibi, 60 milyon insanın canına mal olmuş savaştan sonra, 1945 yılı dolayımında, global platformda, ’savaşsız bir dünya’ özlemi yükselmişti; o günden günümüze Avrupa’da can yakıcı savaşlar çıkmaması, dönemin hedefine uygun bir sonuçtur.

Küçük-büyük ihtilafların savaşa dönüşmemesi için pek çok alanda kurumsal tedbirler alındığı biliniyor.

Şimdi ise, alttan alta, ‘Üçüncü Dünya Savaşı’ beklentisi köpürtülüyor.

Gazze’de yaşatılanlara bakılırsa, önümüzdeki dönem acımasız ve kanlı geçecek…

Kimileri, son cumhurbaşkanlığı seçimini ikinci turda da olsa partilerinin de desteklediği Tayyip Erdoğan’ın kazanması üzerine, 28 Mayıs 2023 akşamı, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin sarf ettiği cümleyi, o anın coşkusuyla verilmiş sıradan bir mesaj olarak değerlendirme eğiliminde…

“Önümüzdeki günlerde çok şey değişecektir, her şey değişecektir. Öyle gözüküyor. İnşallah Türkiye değişmez” cümlesini…

Türkiye de değişiyor, hem de yine MHP liderinin başlattığı hamlelerle…

Ne zaman o cümlesini yazımda veya ekranda tekrarlasam, ben de Bahçeli gibi, “İnşallah” temennisini ekleme ihtiyacı duyuyorum.

İhtiyatımın sebebi, dünyada kendisini fark ettiren gelişmelerin ne kadarında Türkiye’nin değiştirici aktörler içerisinde yer aldığını veya hiç değilse değişimin hangi yöne doğru evrileceğini öngörebilecek durumda olduğunu bilmemem…

Aklıma bu konuyu getiren, Karar’ın dünkü “Suriye’de hava niye değişti?” manşet haberi oldu.

Suriye’de, Ankara’nın yerinde kalmasını istemediği Beşşar Esad’ı kaçmaya zorlayan değişmeyle, Esad’ın yerine Ankara’nın olumlu baktığı biri – Ahmed el-Şara – iş başına geldi.

Ahmed el-Şara, Heyet Tahrir-üş Şam (HTŞ) adlı, BM, ABD, AB ve Türkiye tarafından ‘terörist’ kabul edilen bir örgütün Ebu Muhammed Colani kod adıyla bilinen lideriyken, nasıl oldu ise oldu, Suriye Cumhurbaşkanı haline geliverdi.

Sahi, bu değişim nasıl oldu?

YouTube’da karşıma çıkan bir videoda ‘Arap Baharı’nın başladığı 2011 yılında Suriye büyükelçiliği görevine getirilmiş Robert S. Ford adlı Amerikalı diplomatın açıklamaları, bu ara soruya kısmen de olsa aydınlık getiriyor.

Amerikalı emekli diplomat, 2023 yılı Mart ayında, çatışmacı ortamlarda arabuluculuk görevi üstlenen bir İngiliz sivil toplum kurumu tarafından aranmış. Kendisinden beklenen yardım, İdlib’te hakimiyet kurmuş olan HTŞ’nin lideriyle görüşerek, onu terörist ortamdan normal politik ortama gelmeye ikna etmesi…

Ford iki kez görüşmüş Colani ile.

İlkinde, militan kıyafetli, uzun sakallı Colani’yle karşılaştığında, ona, Arapça olarak “Senin gibi biriyle böyle bir görüşme yapabileceğim aklımın köşesinden bile geçmezdi” dediğinde, onun da “Benim de öyle” cevabını verdiğini aktarıyor Amerikalı büyükelçi.

Mart 2024’te.

Bu ilk görüşmeyi Eylül ayında ikincisi izlemiş.

İkna etkili olmuş olmalı ki, aynı yılın Aralık ayı başlarında, Colani liderliğindeki HTŞ, Halep’ten başlayıp Hama yoluyla Şam’a ulaştı ve ertesinde de sakalını kısaltmış Colani’yi, takım elbiseli, kravatlı Ahmed el-Şara’ya dönüşmüş olarak gördük.

Amerikalı diplomatı iknacı olarak kullanan İngiliz kurumunun adı Inter Mediate. ABD ile birlikte ülkesini yalan-dolanla Irak’ı işgal savaşına sokan Tony Blair başbakan iken ona basın danışmanlığı yapmış, yakınlarda İngiltere’nin İşçi Partili başbakanı Keir Starmer’in ulusal güvenlik danışmanlığına getirilmiş Jonathan Powell’in kurumu…

Powell ve Inter Mediate kurumunun adları İngiliz basınında şu sıralarda Türkiye ile birlikte anılıyor.

‘Kürt sorunu’ konusunda da çalışmalar yürütüyormuş, Suriye’ye terörden vazgeçmeye ikna edilmiş bir cumhurbaşkanı kotarmış olan Inter Mediate.

Dünya değişiyor da insanlar değişmez mi?

Bahçeli’nin beklediği gibi her şey değişiyor…

Ahmed el-Şara’nın başında bulunduğu Suriye’nin ilk günlerde belirlenen Türkiye’nin hoşuna giden politikası da, bir bakmışsınız, değişivermiş…

Inter Mediate adlı İngiliz kurumunun başkanının değişmesi – Jonathan Powell’ın yerine Claire Hajaj’ın gelmesi – ile ilgili olabilir mi bu politika değişikliği?

Nereden bileceğim.

[BBC’de çalışmış Claire Hanım, köken olarak iki önemli geleneği şahsında temsil ediyor: Babası Müslüman Filistinli, annesi ise Yahudi… Kendisinin ‘Ishmael’s Oranges’ adlı bir romanı var.]