Hamas sorunu

Resmi adı ‘Filistin Yönetimi’ fakat “Filistin Devleti” olma yolundaki mecalsiz yürüyüşü zamanımızda hızlandı. Menzile ne kadar yol var bilmem ama BM Güvenlik Konseyi’nde bir tek Amerika kaldı, “Filistin Devleti”ni veto eden…

İspanya’nın aktif liderliğiyle, Batılı 10 ülke “Filistin Devleti”ni tanıdılar. Bunlar arasında İsrail’in kurucu babası İngiltere de var.

BM Genel kurulunda, “iki devletli çözüm”ü onaylayan New York Bildirisi’ne 142 devletin “evet” oyu vermesi son derece önemli bir gelişmedir. (30 Temmuz 2025)

İki devletli, yani İsrail varolmaya devam edecek ama Gazze’yi de içeren bağımsız bir Filistin Devleti kurulacak… Sadece 10 devlet imzalamadı, biri İsrail, öbürü ABD, kalanı ıvır zıvır.

HAMAS’IN DURUMU

1948’den bu yana Araplar, İsrail’le girdikleri bütün savaşları kaybettile. Bugün askeri durum büsbütün Filistinlilerin aleyhine… Araplar bırakın savaşı, “İbrahim Anlaşmaları” gibi İsrail’le uzlaşma yolundalar.

Hamas’ı ise destekleyenler yok gibi… Türkiye siyaseten destek veriyor. İran’ın askeri desteğini sürdürmesi de artık kolay değil.

Hamas, Araplar tarafından da sorgulanıyor. Filistin Yönetimi Başkanı Mahmut Abbas’, vizesini Trump iptal ettiği için BM Genel Kurulu’nda çevrimiçi konuştu:

“Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki eylemleri de dahil olmak üzere sivillerin öldürülmesini ve gözaltına alınmasını da kınıyoruz… Hamas ve diğer gruplar silahlarını Filistin Yönetimi'ne teslim etmeli, Gazze’nin yönetimini de bırakmalıdır.”

Abbas’ın bu sözlerini FKÖ-Hamas çatışmasına bağlayanlar olabilir. Fakat Hamas’ın Gazze’ye ne kazandırdığını sorarsak, asıl meseleyi görürüz….

K0RKUNÇ BLANÇO

7 Ekim 2023’ta Hamas’ın saldırısında 1200’e yakın İsrailli öldürüldü, 3400 civarında yaralı vardı. Hamas 351 kişiyi de rehine aldı.

Ya İsrail’in canavarca soykırımı?.. 65 bin Gazzeli öldürüldü, halen çocuklar açlıktan ölüyorlar. Gazze’nin yüzde 88’e yerle bir edildi!

Bu tablo rasyonel bir strateji sayılamaz.

İsrailli insan hakları savunucusu ve muhalif tarihçi Adam Raz, 2024’te “7 Ekim’e Giden Yol: Çatışmanın Sürdürülmesi ve İsrail’in Ahlaki Çöküşü” adlı İbranice bir kitap yayınladı. Ben İngilizce tanıtımlarını okudum.

Netanyahu’nun “çatışmayı sürdürerek” iktidarını koruduğunu, bunun için de Hamas’ın eylemlerinden yararlandığını anlatıyor.

Netanyahu bir düşse, hırsızlıktan hapse gidecek.

7 Ekim saldırısını MOSSAD’ın nasıl istihbar edemediği, füzelerin nasıl “Demir Kubbe”yi deldiği soruları çok tartışıldı. Ben komplo teorilerine inanmam fakat İsrailli Führer’in ve Amerika’daki cinayet şerikinin Hamas’ı ve eylemlerini nasıl kullandığı, Hamasın eylemlerinin mazlum Filistin halkına hiçbir şey kazandırmadığı ortada.

NETANYAHU’NUN KORKUSU

Bugün Netanyahu’yu korkutan, Hamas’ın muhtemel füzeleri değildir. Hakkındaki UCM kararı gibi, bazı Avrupalı devletlerin tutuklama kararı alması gibi, başta Güney Afrika ve İspanya olmak üzere devletlerin yaptırım ve tanıma kararı almaları gibi ve AB’den yükselen yaptırım sesleri gibi uluslararası bir cereyanın gelişmekte olmasıdır.

Ancak bu uluslararası insani gelişme, tıpkı Mahmut Abbas gibi, Hamas’ın silah bırakmasını istiyor. Yukarıda bahsettiğim “New York Bildirisi” de “iki devletli çözüm” formülünün BM’in evrak mahzeninde kalmayıp güçlü bir şekilde güncellenmesini sağladı. Fakat bu bildiride de “Hamas’ın silah bırakması” isteniyor.

Hamas silah bırakırsa, İsrail’in ne bahanesi kalabilir?

TÜRKİYE’NİN REZERVİ

Fakat Türkiye “Hamasın silah bırakması” şartına rezerv koydu! Şöyle:

“Filistinli silahlı grupların silah bırakması; ancak bağımsız, egemen ve bütünlüğü haiz bir Filistin devletinin 1967 sınırları temelinde mümkündür…”

Ama bu “silahlı gruplar” Filistin davasını günümüzde ilerletiyor mu, geriletiyor mu? İlerletme ihtimali var mı? Bilanço nedir?..

Bu rezervin sebebi, Cumhurbaşkanı’nın Hamas’ı “Kuvay-ı Milliye” seviyesine çıkaran hamasi konuşmaları olsa gerek.

Fakat, Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Hamas’ın silahları bırakması halinde Gazze’de kalıp siyasi hayata katılabileceğini söyleyip “Türkiye’den harika haberler geliyor” diye konuştuğunu da unutmamak lazım. (22 Mart).

Uzun vadede gidişat öyle ki, Filistin Devleti’nin resmen kurulması, Hamas’ın silah bıraktığını açıklamasıyla hızlanacak.

Başkenti Doğu Kudüs olan, Mescid-İ Aksa’da ve Gazze’de bayrağı dalgalanan bir bağımsız Filistin Devleti… Şimdiden selamlıyorum