CHP lideri Özgür Özel, tutuklu Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’la hastanede görüşmesine aracı olduğu annesi Gülümser Çalık ile görülüyor.
Tutuklu Beylikdüzü Belediye Mehmet Murat Çalık’ın sağlık durumu kritik hale geldikçe üzerindeki tartışmalar de tepkiler de büyüyor. Tepkiler AK Parti çevrelerine de sıçradı.
AK Partili Şamil Tayyar, 19 Temmuz’da X hesabında, İzmir Şehir Hastanesinin kapısında bekleyip, görüştürülmediği oğluna, 1’inci kattaki mahkûm koğuşundaki penceresindeki gölgesine el sallayan annesi Gülümser Çalık’ın resmini de kullanarak şunları yazdı:
• “Tutuksuz yargılansa ne olur? Dava düşer mi? Deliller karartılır mı? Yurtdışına mı kaçar?
• “Bazı yorumlara bakıyorum: ‘Cezaevine girmeden turp gibilerdi şimdi hastalandılar.’ ‘Geçmişte bize zulmederken kimsenin sesi çıkmadı.’ ‘Acırsan acınacak hale gelirsin.’
• “Hukuk, intikam duygusuyla değil adaletle tesis edilir. Yarış, kötülükte değil iyilikte olur. En önemlisi, bunun bir de ahireti var. Yapmayın.”
AK Parti’nin en keskin kalemlerinden Mücahit Birinci, 20 Temmuz’da X hesabında şunları yazdı:
• “Herkes tutuklanacaktı da biz mevzuata elektronik kelepçe ev hapsi, yurt dışı yasağı, imza gibi tedbirleri neden koyduk? Bu ne tutuklama merakı?”
Savcılar neyin peşinde?
Tayyar insani ve siyasi, Birinci hukuki yönden eleştiriyor Çalık’ın durumunu.
Merak ediyorum: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan oğlunun gölgesine el sallayan annesinin fotoğrafını görünce ne geçirmiştir içinden? Ya da görmüş müdür? Göstermişler midir?
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş “Çalık ölürse bu tasarlayarak cinayettir. Derhal tahliye edilmeli” demişti.
Savcılar neyin peşinde? Kanser hastası, ameliyatlı, içeride 20 kilo verdiği bildirilen Çalık’ı İstanbul’daki evinden yüzlerce kilometre uzakta Buca Cezaevine sürdükleri yetmiyormuş gibi, tahliye etmemek için yeni raporlar talebiyle hastane hastane dolaştırmak işkence değilse, zulüm değilse, nedir?
Daha önce Mahir Polat’a benzeri zulüm uygulanmıştı, sonunda “Elimizde kalır” belasına tahliye ettiler.
Bütün bunlar Çalık’tan Ekrem İmamoğlu aleyhine bir itirafname almak için mi? İmamoğlu aleyhine ifade vermezse ölsün mü istiyorsunuz?
O kadar etkin pişmanlık dilekçesine, o kadar iftiraya rağmen hâlâ iddianame çıkmamasının nedeni, içinde hâlâ İmamoğlu’nu mahkûm edecek bir kanıt bulamadıkları için mi?
Yoksa “Mahkûm ettiremezsek fatura öderiz” endişesi mi vicdansızlaştırıyor kimilerini?
Çalık annesiyle görüşebilecek
19 Temmuz’da Trabzon mitinginde Çalık’ın durumunu hemşerilerine şikâyet eden CHP lideri Özgür Özel, 20 Temmuz’da İzmir Şehir hastanesinde Çalık’ı ziyarete gitti. Annesi Gülümser Çalık’ın günlerdir Hastane kapısında bekleyip görüştürülmemesi yürekleri parçalıyordu. Hatta sabah saatlerinde oğlunun 11’inci kata alındığını öğrenen anne, “Hiç değilse el sallıyordum” diye ağlıyordu.
İşin aslını Özel hastaneye gidince anladık. Şehir Hastanesi doktorları Çalık’ın bağışıklık sisteminin düşmesi nedeniyle diğer mahkûmlarla kalmasını sakıncalı bulmuş, 11’inci kattaki hematoloji servisine almış, orada mikroplardan arınmış ortamda tutmaya karar vermişlerdi. Bellik ki buna Sağlık Bakanlığı itiraz etmemişti.
Doktorlar, Trabzon’da binlerce kişiye temas edip akşam uçakta gelen Özel’in de Çalık’ın yanına girmesinin riskli olacağını söylemişlerdi. O da görüşme izni hakkını annesi Gülümser Hanıma vermişti. Adalet Bakanlığı da bunu uygun görmüştü, annesi artık steril kıyafetler içinde oğlunu görebilecekti. Avukatları da daha seyrek ve yine özel kıyafetlerle görüşebilecekti.
Özel hem doktorların doğru kararını hem Adalet Bakanlığının bu konudaki anlayışını takdir ediyordu.
“AK Toroslar” ve “Nazi hukuku”
Ama Çalık’ın tahliyesi hâlâ söz konusu değildi.
Özel, “Bu Nazi hukuku” diyordu:
• “Bu Nazi Almanya’sında olur. Bu düşman hukukudur. Ama o düşman hukukunun hesabını verecek olanlar AK Toroslar çetesidir. Yarın Hakimler Savcılar Kuruluna şikâyet edeceğim. Sonuna kadar, belki bu mücadele yıllar sürecek, ama sonuna kadar AK Toroslar çetesinin tepesindeyim.”
Özel düne kadar Beyaz Toros çetesi diyordu. Trabzon’dan itibaren AK Partiyi çağrıştıracak şekilde “AK Toros demeye başladı?
Neden Beyaz Toros? Çünkü İstanbul Cumhuriyet Savcılarından birinin masasında bir Beyaz Toros otomobil maketi vardı. Toros, Renault-12’nin 1990’larda Türkiye’de ürettiği bir modeldi. O yıllarda daha çok Kürt siyasetçi ve iş insanlarının kaçırılması ve yargısız infazlarda kullandığı beyaz renkli Toroslar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 11 Temmuz’da PKK’nın sembolik silah bırakmasının ertesi gün yaptığı konuşmayla yeniden gündeme gelmişti.
Özel, bugün de İmamoğlu ve bağlantılı soruşturmalara bakan savcıların aynı mantıkla hukuk dışı işler içinde olduğunu iddia ediyordu.
Tekrar soralım: İmamoğlu aleyhine ifade vermezse Murat Çalık ölsün mü istiyorsunuz?