Öcalan'a açılan ekranlar CHP'ye kapanırsa

Hatırlarsanız...

Terörsüz Türkiye süreci, demokrasi ve hukukun herkesçe hazmedilmesiyle iç cephe güçlendirmesine kapı açacaktı. Hedef buydu, bunun için yola çıkılmıştı.

Bahçeli; barışın tek kanatla uçamayacağını, Öcalan'ın çağrısı ve PKK'nın kendini feshetme kararı üzerine sıranın diğer kanadı takmaya geldiğini de açıklamıştı.

Zaten Öcalan'ın 27 Şubat çağrısı, iki ayaklıydı. Biri PKK'nın silah bırakmasıyla barış, diğeriyse karşılığında demokratik toplum inşası değil miydi?

Bunun için Meclis'te tüm partileri kapsayan bir komisyon kurulacak, kimse dışlanmadan herkesin kendini bulacağı demokrasi ve hukuk reformları yapılacaktı.

İlk ayak ilerliyor.

PKK, "iyi niyet gösterisi" olarak "sembolik silah bırakma töreni"ne hazır, geri sayım başladı...

Öcalan'ın, İmralı cezaevinde çekilmiş 7 dakikalık bir video mesajı da dün yayınlandı.

Fakat ikinci ayak yerinde sayıyor, öteki kanadı takmak için bir adım henüz atılmadı.

Aksine, yeni bir çelişki çıktı ortaya. İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla başlayan 19 Mart Süreci, Öcalan'ın çağrısıyla başlayan 27 Şubat Süreci'ne uymuyor.

Misal mi?

PKK'nın medya ağı ANF, Öcalan videosunu yayınlayınca nasıl karşılandı, sosyal medyada hangi sorgulama ve tartışmaları tetikledi, ona bakmanız bile yeter.

Sormazlar mı, soruyorlardı; PKK'nın medya ağına ekranlar açıkken Halk TV ile Sözcü TV mi karartılacak, diye...

İlk akla gelen buydu, hemen ardından da şunu soruyorlardı:

Video mesajıyla örgütüne ve kamuoyuna seslenmek Öcalan'a serbestken İmamoğlu gibi tutuklu yargılanan CHP'li belediye başkanlarına mı yasak?

Dönüp dolaşıp yine aynı yere geliyoruz...

Öcalan'a genişletilen ifade özgürlüğü, Özgür Özel ve diğer muhalefet siyasetçileriyle seçmenine mi daraltılacak?

Hem DEM'e açılan demokratik katılım kanalları, CHP'ye kapatılırsa demokratikleşmeyle iç cephe güçlendirmesi nasıl olacak?

İzahı zor...

PKK, terör örgütlüğünü bırakıp siyasi yapıya dönüşsün diye legalleşmeye çekilirken ana muhalefet partisi CHP, suç örgütü ilan edilip illegalleştirilirse halka nasıl anlatılacak?

İkisinin bir arada yürümeyeceği açık. 19 Mart Süreci, 27 Şubat Süreci'nin toplumsal destek ve kabulünü sakatlıyor.

Terörsüz ve demokratik Türkiye sürecinin tamamlanacağına inananların oranı, anketlerde niye sürece destek verenlerden daha düşük yoksa? Başka neden olacak?

Bana kalırsa Bahçeli de başından beri bu sakıncaların farkında ve rahatsız. O yüzden CHP'li başkanların tutuklu yargılanmasıyla ilgili ikidir uyarıyor, yargılamaların hızla ve kamu vicdanını tatmin ederek tamamlanmasını istiyor.

MHP lideri, son grup konuşmasında gerçekleri millet görsün, diye sadece İmamoğlu davasının TRT'den canlı yayınlanmasına arka çıkmadı. Şu sözlerini de bir kenara not edin:

"Ne var ki tavsayan, tekleyen ve tavı kaçan yargı süreçlerinin siyasi kutuplaşmayı beslemesi, sosyal ve ekonomik sorunları doğurması muhtemel bir akıbettir. Bu nedenle yargısal süreçlerin uzaması sakıncalıdır ve buna gerek yoktur. Adli tatil yakında başlayacaktır. Eylül ayının ilk haftasıyla beraber hızlanan yargı süreçlerinin hitamında bu ağır yükü ülkemizin gündeminden çekip çıkaralım, kim suçlu kim masum görüp öğrenelim."