Özel: Silah bırakılmasını bekliyoruz. Erdoğan: Müjdeleri alacaksınız

CHP lideri Özgür Özel’in Van’da “Terörün durmasına, Terörsüz Türkiye’ye ‘evet’ diyoruz” demesinden ve “terör örgütünün” silah bırakma haberinin “bir an önce” gelmesini beklediğini söyledikten kısa süre sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da kısa ama iddialı bir cümle kurdu: “Her an müjdeleri alabilirsiniz, alacaksınız”.

Bir gün önce, 9 Mayıs’ta, PKK’nın silah bırakma ve fesih kongresini topladığını açıklayıp kararı sonraya bırakması ardından DEM Partili Pervin Buldan’ın ayrıntılı açıklamayı Cumhurbaşkanının yapacağını söylemesine karşın, Erdoğan temkinli davranıyordu. Yine de “İstihbarat ve diğer güvenlik birimlerimiz görevlerini titizlikle yerine getiriyor” dedi. MİT, Milli Savunma ve İçişleri bakanlıklarından söz ediyordu.

İşte PKK’nın fesih ve silah bırakma kararını 11 Mayıs Pazar günü, “Annelerin gözyaşı” teması çerçevesinde Anneler Gününde yapacağı haberleri o sırada çıktı. Hatta derin istihbarat kaynaklarına sahip olmasıyla tanınan gazeteci Çetiner Çetin, Habertürk’te “Saat 13.00’te ilan edilecek” dedi.

Ankara’daki gergin bekleyiş bu haberlerle biraz daha arttı.

Anneler Gününde silah bırakma

PKK’nın Ankara’nın “Hadi artık” uyarıları altında Kongreyi topladığını açıklayıp kararı sonraya bırakması bir gün önce karar metni üzerinde “ince ayar” görüşmelerinin sürdüğü yorumlarına neden olmuştu.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın “Anlaşılan bir müddet daha bunu bekleme durumunda olacağız” sözü buna kanıt gösteriliyordu. Fidan “Olumlu bir bekleyiş içindeyiz” dedikten sonra öyle bir “ama” şartı eklemesi işlerin nasıl bir anda tersine dönebileceğini de gösteriyordu: “Ama olmaması da hayatın sonu değil. Zaten olmaması durumuna göre mücadele içindeyiz. Bütün alternatif konulara hazırız.” AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın “Tek bir açıklama ile fesih olmaz” dedi; “Biz PKK’nın feshedilmesini ve silahların terk edilmesini bekliyoruz demesi de öyle.

Oysa bugün hem iktidar hem muhalefet saflarındaki hava, PKK’ya tam olarak güvenmeme temkinliliğine rağmen daha iyimsere yakın.

Anneler Gününde “Anneler artık ağlamasın” teması gerçekten planlanmışsa ve tutarsa, herkes açısından güçlü bir tema olduğunu kabul etmek lazım.

5 önemli tereddüt

Halkın tamamının bu sürece tam destek verdiğini söylemek zor; MetroPoll yüzde 68’e yakın bir çoğunluğun PKK kurucu lideri Abdullah Öcalan ile yürütülen süreci desteklemediğini ölçmüş. DEM Parti içinde dahi beşte bire yakın desteklemeyen var.

Bu da sadece AK Parti, MHP, DEM Parti değil CHP liderliğinin de sürece destek vererek risk aldığını gösteriyor.

Halkın tereddüdünün birkaç nedeni var:

1- PKK’nın silah bırakma ve örgütü lağvetme sözüne gerçekten güvenilebilir mi? Silahlar gerçekten kısa sürede teslim edilecek, örgüt bütün bağlantılarıyla dağıtılacak mı?

2- Suriye’de ABD desteğiyle ayakta duran PKK’nın Suriye kolu merkezli özerklik talepleri ne olacak? Örgüt Irak’tan Suriye’ye geçip varlığını orada mı sürdürecek?

3- Silah bırakan örgüt militanlarının akıbeti ne olacak? Örneğin af çıkacak mı? Bu kişilerin topluma entegrasyonu nasıl sağlanabilir? (Bu soru PKK açısından da geçerli.)

4- Hükümet Kürt sorununa PKK’nın silahsızlandırılması yoluyla siyasi çözüm arayışında samimi mi, yoksa Erdoğan’ın yine seçilebilmesi için DEM oylarına duyulan ihtiyaç da söz konusu mu?

Anayasa ve yasalar konusu

5- Anayasa değişikliğine gidilirse, bu örneğin Anayasanın 3’üncü maddesindeki “Devletin resmi dili Türkçedir” maddesi dolayısıyla -laiklik ilkesi dahil- ilk dört maddeyi pazarlığa açar mı?

Görülebileceği gibi sorun sadece PKK’nın silah bırakma ve kendisini feshetme kararıyla sınırlı değil.

İlk aşamada uygulama, daha sonra Anayasal ve yasal düzenlemeler sırada.

Örneğin, silah bırakma faslı başlayıp ilerlerse, ki burada Haziran sonu gibi bir planlama konuşuluyor, konu daha Anayasa değişikliğine gelmeden, Özel’in Van mitinginde talep ettiği belediyelere kayyım uygulamasından dönülmesi ve siyasi kişiliklerin tutuksuz yargılanması adımı atılabilecek mi?

Terörsüz Türkiye, son yıllarda gerileyen demokratik kalitenin üç alanda;

– Yargı bağımsızlığı,

– Basın özgürlüğü,

– Özgür siyasi rekabet (ki bu Ekrem İmamoğlu vakasıyla en somut haline ulaştı)

Alanlarında ilerleme sağlayacak mı, yoksa AK Parti-MHP ittifakı, DEM desteğini var sayarak mevcut yolda devam edecek mi?

Sorularımızı aklımızda tutarak, şimdi silahlara vedabeklentimize odaklanalım.