Tek savunma, tek planlama

NATO’nun önündeki en sıcak tartışma konularından biri, 1 Ekim’de kimin genel sekreter olacağıdır.

ABD, İngiltere ve Almanya’nın adayı Hollanda Başbakanı Mark Rutte. Ancak ilginç bir şekilde Romanya Devlet Başkanı Klaus Iohannis de adaylığını açıkladı.

Genel sekreter oybirliğiyle seçileceğinden ve Romanya kendine oy vereceğinden, bir uzlaşma olmadığı takdirde bir tıkanma yaşanacağı görülüyor. Bu, 2014’ten beri genel sekreter olan Jens Stoltenberg’in belki de beşinci uzatma almasına neden olacak...

NATO İÇİNDE İKİ SINIF

Peki sorun ne? İsimlerin ve ülkelerin rekabeti mi? Hem Iohannis’in hem de bazı Baltık ülkesi liderlerinin açıklamaları, daha derinde “iki NATO, iki AB” tartışmasının yürüdüğüne işaret ediyor.

Örneğin Estonya Başbakanı Kaja Kallas, “NATO’da birinci sınıf, ikinci sınıf ülkeler konusu var. Eşit miyiz, değil miyiz” diye soruyor.

Örneğin Eski Letonya Savunma Bakanı Artis Pabriks, “Bize yeterincedanışılmadığını düşünüyoruz” diyor.

Kısacası Avrupa içindeki “Batı” ile “Orta ve Doğu Avrupa” ayrışması, NATO’ya da yansımış görünüyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da bu ayrışmayı, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine liderlik yapabilmeye çevirme peşinde...

STOLTENBERG’İN İŞARET ETTİĞİ ASIL MESELE

Anadolu Ajansı’ndan Nazlı Yüzbaşıoğlu, 1 Ekim’de dördüncü uzatması bitecek olan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile önemli bir söyleşi yaptı.

Yüzbaşıoğlu, Stoltenberg’e “AB’nin savunma sanayisi yeteneğini geliştirmeye dönük yeni stratejisi”ni de sormuş. Stoltenberg’in yanıtı, biz NATO karşıtlarının anlatmaya çalıştığı “asıl meseleyi”, çırılçıplak ortaya koymuş:

İyi olmayan şey; NATO’nun çabalarını mükerrer kılmak, rekabet etmek ve üst üste bindirmektir. Örneğin; iş müttefiklerimizin neye yatırım yapacaklarına karar vermesi ve kabiliyet hedeflerinin belirlenmesine geldiğinde, bu NATO’nun temel sorumluluğudur. Savunma planlamasının bir parçasıdır. Çünkü doğru bir kolektif savunma, savaş alanında da birbirini tamamlayan unsurlara dayanmak zorundadır. Dolayısıyla NATO’nun savunma planlaması, her bir müttefik için belirli kabiliyet hedefleri belirlemek, NATO’nun işidir.

NATO içinde elbette iki kanatlı savunma planlama süreçlerimiz olamaz. Hem NATO hem de AB üyesi olan NATO müttefiklerinin iki ayrı hedefi olamaz. Yani iki hedef birden olamaz. NATO’nun temel kabiliyeti, standartlar da NATO’nun belirlediği bir şey olmalıdır. NATO müttefikleri arasında yeni bariyerler kurmak, kolektif savunmayı güçlendirme çabalarımızı baltalayacaktır.” (AA, 15.3.2024).

NATO’DA TÜRKİYE’YE VERİLEN ROL

Yani Stoltenberg, özetle başlığa çıkardığımız mesajı vermiş oluyor: “Tek savunma, tek planlama.”

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, NATO içinde hiçbir ülkenin kendi başına savunma planlaması yapamayacağını, kendi başına silahlanmaya soyunamayacağını ve tek standarda uymak zorunda olduğunu, kimin hangi savunmayı yapacağından hangi silahı üreteceğine NATO’nun karar vereceğini belirtiyor.

Tam da bu nedenle Türkiye’nin NATO üyeliğine karşı çıkıyoruz zaten. Çünkü burada temel sorun şu: Tek savunma planlaması olacaksa bu kimin savunma planlaması olacak, hangi ülkenin savunması esas alınacak, hangi ülkenin güvenlik çıkarı belirleyici olacak? Yanıt ortada: ABD.

Türkiye de diğer NATO ülkeleri de ABD’nin savunma planlamasına tabi. Dün, ABD o planlamayı SSCB’nin Avrupa’ya saldırı olasılığına karşı yapmış, bu nedenle de Türkiye’ye, Avrupa’ya zaman kazandırma görevi verilmişti; Ankara “oyalayıcı faktör”dü. Yani NATO’nun Türkiye’yi savunması değil, Avrupa’nın savunulmasında Türkiye’nin feda edilmesi söz konusuydu!

Yerimiz bitti, ama bu çok önemli konuya devam edeceğiz...