Terör örgütü PKK'nın yerel seçim stratejisi siyasi kolu DEM ile yeni bir zemine doğru ilerliyor. CHP ile pazarlıklar bütünüyle bitmeden, başta İstanbul adayını açıklamış olmaları bu yeni zeminin içeriğini büyük ölçüde tek başına tarif ediyor.
DEM sözcülerinin; "Kararlarımızı kimilerine rest ya da kimilerine jest olsun diye almıyoruz. Kimseye rest çekmiyor, kimseye de jest yapmıyoruz" vurgusunun esas anlamı; aslında yapılanın hem rest hem jest yanının olduğu gerçeğidir. Her şeyden önce "rest ve jest" göndermesi, CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkan adayı Ekrem İmamoğlu'na yöneliktir.
Başak Demirtaş'ın aday gösterilmemesi, Ekrem İmamoğlu'na yapılan jesttir. Zira tersi olsaydı yapılan restti.
İstanbul'da belirlenen aday yerine Başak Demirtaş adaylığının daha yüksek oy getireceğinin bilinmesine rağmen bunun tercih edilmemesi, sadece Selahattin Demirtaş-DEM-İmralı-Kandil ilişkisindeki arızalarla açıklanamaz. Esas olan mutlak iradenin kimde olduğudur. O irade, küresel sömürü ve terör baronlarında, emperyalizmdedir. Kandil'in de tabi olduğu yer orasıdır.
Arkadaki iradenin, PKK terör örgütüne çizdiği seçim stratejisi; DEM'in siyasi zeminde gerilemesini durdurmaya dayalı, bunu yaparken muhalefet cephesiyle restleşmeden ama açıkça da bütünleşmeden ancak mümkünse önemsenen yer ve adaylar karşısında jest yapabilmeyi de esirgememeye yöneliktir.
Başak Demirtaş'ın aday yapılmamasının nedeni bu denklemde saklıdır. Başak Demirtaş demek Selahattin Demirtaş demektir ve bunun DEM'in destek beklediği kitledeki olumlu karşılığına rağmen kabul görmemesi, çok bileşenli hesabın ürünüdür.
Suriye'de PKK terör örgütüyle "tatbikat" yapan ABD'nin Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), örgütün DEM koluyla seçim stratejisinde de siyasi tatbikatının sahadaki yönlendiricisidir. ABD ve Avrupa merkezli yeni bir stratejinin hazırlığının ilk yansımaları bu siyasi tatbikatın içinde yer almaktadır.
Seçim sonrası içinde hesaplar yapılmaktadır. Türkiye'nin iç cephesine yönelik gedikler açabilme hevesi yeniden denenecektir.
"Kürt sorunu" başlığı üzerinden yeni sınamalar denenecektir. İnkarcı, asimile edici hiçbir anlayışın olmadığı, kimlikler üzerinde yasaklayıcı uygulamaların yaşanmadığı, Diyarbakır annelerinin 5 yıldır asıl sorunun nerede olduğunu yüreklice ortaya koyduğu bir dönemde "Kürt sorunu" başlığını öne çıkarmak, emperyalizmin şer ajandasında yer alan, PKK'nın diliyle şekillendirilen, DEM eliyle meşrulaştırılmaya çalışılan planın ana odağıdır. Bunun esası da teröristbaşı Öcalan'ın durumunu iyileştirmek ve merkezden yerele yönetim anlayışında dönüşümle Türkiye'nin üniter yapısında çözülmenin ilk adımlarını atabilmektir.
"Çözüm" başlığı altında konuşulması ve sonuç alınması gereken; PKK terör örgütünün emperyalizmin kumandasındaki rolünün sonlandırılması ve ortadan kalkması, DEM'in de terör örgütünün anatomisinden koparak, bağımsız siyasi parti kimliğine kavuşmasıdır.
Evlat nöbetindeki Diyarbakır annelerinin 5 yıldır haykırdıkları PKK terör örgütünün siyasi kolu HDP gerçeğine sırtını dönerek, görmezden gelerek hiçbir adım gerçek çözüm olamaz.