Beyaz Saray meydan sahnesi

Trump, uluslararası ilişkilerde mevcut dengeleri kısa sürede alt üst etti. ABD Birleşmiş Milletler’in 80 yıllık tarihinde Ukrayna/Rusya Savaşı ile ilgili oylamada ilk kez Rusya ve düne kadar haydut devlet olarak nitelediği Kuzey Kore, Beyaz Rusya, Sudan, Eritre gibi ülkelerle aynı cenahta oy kullandı. BM’deki Amerikan Daimi Temsilcisi Dorothy Shea, günün sonunda sayım tablosuna baktığında, herhalde utancından yerin dibine girmiştir

Beyaz Saray meydan sahnesi

Başkanlık koltuğuna oturduğu 20 Ocak’tan bu yana Trump’la yatıp Trump’la kalkıyoruz. Televizyonlar’da Trump konuşuluyor, gazetelerde Trump yazılıyor, sosyal medyada Trump videoları dolaşıyor. Gün geçmiyor ki Trump, “Bu kadarı da fazla” dedirten yeni bir skandala imza atmasın.

Beyaz Saray tam bir tiyatro sahnesine dönüşmüş durumda. Her hafta ayrı bir oyun sergileniyor. “Kast”ta başrollerde Amerikan kovboyu Donald, Yardımcısı bıçkın delikanlı JD ve afacan rolünde yaramaz çocuk Elon. Senaryo hep aynı senaryo, sadece konuk sanatçılar değişiyor. Kovboy Donald, Sarayına davet ettiği konuklarını seyircilerin önünde fırçalar, aşağılar, bir tek iki tokat atmadığı kalır. Konukları geldiklerine pişman bir şekilde sarayı terk ederler. Bazen kovuldukları da olur.

 Kovboy Trump artist Zelensky’e karşı

Geçen haftaki oyunun konuk sanatçıları sırasıyla Andrzej Duda, Emanuel Macron, Kier Starmer ve Vlodimir Zelenski oldular. Kovboy Donald, Andrzej’i 1.5 saat fuaye’de bekletip 10 dakikada sahneden indirmiş. Emmanuel’i seyircilerin önünde fena halde tersledi. Bir iki fırça yemiş olmakla beraber Kier, pek altta kalmadı. Her zamanki İngiliz centilmenliğiyle yumuşak yumuşak gereken cevapları verdi.

Oyunun en eğlencelisi de geçen cuma akşamı sahnelendi. Belli ki Vlodimir provalarda çok çalışmış, hazırlıklı gelmiş. Bıçkın JD’nin tiradıyla açılan sahnede kovboy Donald, bu sefer karşısında güçlü bir karakter buldu. Ne de olsa Vlodimir de uzun süredir artistlik yapıyor. Vlodimir Düyun-ı Umumiye’yi çağrıştıran maden anlaşmasını bu sefer imzalamadı. Ama oyun henüz bitmiş değil. İkinci perde merakla bekleniyor. Komedi olarak sahnelenen oyun, ikinci perdede drama dönüşebilir.

Değişen dengeler

Trump uluslararası ilişkilerde mevcut dengeleri kısa sürede alt üst etti. ABD Birleşmiş Milletler’in 80 yıllık tarihinde Ukrayna/Rusya savaşıyla ilgili bir oylamada ilk kez Rusya ve düne kadar haydut devlet olarak nitelediği Kuzey Kore, Beyaz Rusya, Sudan, Eritre gibi ülkelerle aynı cenahta oy kullandı. BM’deki Amerikan Daimi Temsilcisi Dorothy Shea, günün sonunda sayım tablosuna baktığında herhalde utancından yerin dibine girmiştir.

ABD’nin kadim dostu İngiltere, Ukrayna’ya destek olmak için dizginleri eline aldı. Bu çerçevede geçtiğimiz pazar günü Londra’da, Türkiye’nin de davet edildiği özel bir Ukrayna toplantısı düzenlendi. NATO içerisinde Amerikancılığı ile bilinen Polonya’nın Başbakanı Tusk, Beyaz Saray faciasından sonra Zelenski ile dayanışma açıklaması yapan ilk lider oldu. Başbakan Orban da galiba “Stockholm sendrom”una tutulanlardan. 45 yıl Rus işgali altında kalan Macaristan, mağdur Ukrayna yerine, saldırgan Rusya’nın yanında saf tuttu. Trump’ın Zelenski’ye yaptığı edepsizliklere en sert tepkiyi vermesi beklenen Fransa, tam tersine orta yoldan oldukça mülayim bir açıklama yaptı. Avrupa’da değişen yeni dengeler tahtında kimin eli kimin cebinde anlamak mümkün değil.

Bir telefon bile gelmedi

Geçen hafta Fransız “Le Point”, İngiliz “Economist” ve Amerikan “Foreign Affairs” dergileri arka arkaya Trump’la birlikte yeni Dünya düzenini şekillendirecek dört beş lider arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da kapak yaptılar. Biden döneminde ikili ilişkilerde yaşanan sorunların Trump’ın gelmesiyle çözümlenebileceği düşüncesiyle, Trump’ın 5 Kasım’daki başkanlık seçimlerini kazanması Türkiye’de coşkuyla karşılanmıştı. Bu çerçevede ,20 Ocak’ta koltuğuna oturduğunda kendisini ilk kutlayanlar arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan da yer aldı. Trump, yeni dünya düzenini şekillendireceği varsayılan liderlerden Netanyahu ve Modi’yi Beyaz Saray’da ağırladı. Putin ile sık sık telefonla görüştüğü anlaşılıyor. Ama görevine başlamasının üzerinden 1.5 aydan fazla bir süre geçmiş olmasına karşın henüz Vaşington’dan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir telefon gelmedi. İki ülke arasındaki tek temas Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Münih Güvenlik Konferansı sırasında Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile yaptığı görüşmeyle sınırlı kaldı. Edinilen bilgilere göre, bu görüşme de pek parlak geçmemiş. Amerika’nın Türkiye’nin Hamas sevdasından vazgeçmesinde israrlı olacağı anlaşılıyor. Oysa “Grekofil”liği ile tanınan Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Yunan meslektaşı Yorgo Gerapetritis’i bakan olur olmaz Vaşington’a davet etti.

Bu yazıyı hafta başında kaybettiğimiz hemşehrim, halkın sanatçısı, büyük usta Edip Akbayram’ın seslendirdiği şarkının sözleriyle bitirelim.

 “Görecek günler var daha, aldırma gönül aldırma”

Bakalım Trump’lı yıllarda daha neler göreceğiz? Edip Akbayram’ın ruhu şad olsun, müziklerle ışıklarda uyusun.