İmamoğlu yola çıktı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanlığı adaylığını ilân etti ve seçim kampanyasını başlattı.

CHP Genel Merkezi’nde milletvekilleri ve belediye başkanlarına hitap eden İmamoğlu seçilmesi halinde uygulayacağı hükümet programını da açıkladı.

İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a seslenirken çok iddialı konuştu:

“Türkiye'de her şey çok hızlı değişir, o sandık eninde sonunda milletin önüne gelecek! Siyaseti dizayn etmeye çalışan başta Cumhurbaşkanı ve bu yönetim anlayışı tarihin en büyük hezimetini yaşayacak.”

İmamoğlu Türkiye’nin tek kişi tarafından yönetilemeyeceğini vurgaladı ve şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanlığı hükümet sitemi ile milletimiz hukuk devleti olmaktan ne yazık ki uzaklaştı, seçilmişlerin gücü zayıflatıldı. Türkiye’de bütün yönetimin gücü tek bir kişinin sırtına yüklendi. Recep Tayyip Erdoğan bu koskoca ülkeyi kendi başına yönetmedi. Cumhurbaşkanı adına sorumsuzca yetki kullanan bürokratik bir oligarşi oluşturuldu.”

İktidarlarında Türkiye’yi güçlü bir parlamenter sisteme geçireceklerini ifade eden İmamoğlu, mevcut sistemi şöyle eleştirdi:

"Bu ülkede yargıçlar siyasilerden daha fazla konuşuluyorsa çok büyük sorun var demektir. Bu ülkede savcıların isimlerini insanlar günlük konuşmalarında kullanıyorsa çokça sorun vardır. Buradan cumhurbaşkanına seslenmek istiyorum. Bu insanların konuşulması sadece muhalefet için sorun değildir bu iktidar için de büyük bir sorundur. Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetme sorumluluğu sizde, millet bu yetkiyi size verdi. Atanmış yargı mensuplarına vermedi. Türkiye çok büyük bir ülkedir, bu büyük ülke böyle yönetilemez. Atanmışlar tarafından yönetilemez. Milleti temsil etmeyen bir ülke olamaz. Türkiye, milleti temsil eden meclisin güçsüz ve sözünün kıymetsiz olduğu bir ülke olamaz. Türkiye’yi bir an önce parlamenter demokrasiye kavuşturmak zorundayız.”

İktidar en çok İmamoğlu’nun adaylığından çekiniyor.

Bu nedenle iktidar İmamoğlu’nun adaylığını engellemeye yönelik hamle üzerine hamle yapıyor.

Hakkında siyasi yasak da talep edilen 5 dava açıldı.

Üniversite diplomasının iptal edilmesi için de bir başka soruşturma başlatıldı.

İktidar CHP’nin içini karıştırmayı hedefleyen adımlar da atıyor.

Son kurultayın iptal edilmesine yönelik bir soruşturma da var.

Anlaşılıyor ki güçlü rakiplerini yasaklayarak, CHP’yi bölerek, seçimde rakibini de kendisi belirleyerek önümüzdeki seçimleri kazanmayı planlıyor.

Yargı eliyle siyaseti düzenleme girişimlerinin amacı bu.

Bu girişimleri iktidarı güçlendiriyor mu?

Hayır.

Tam aksine, CHP’yi ve İmamoğlu’nu güçlendiriyor.

Yarattığı mağduriyet iktidarın değil İmamoğlu’nun ve CHP’nin güçlenmesini sağlıyor.

Ancak iktidar oralı değil.

Gerekli görürse İmamoğlu’na siyasi yasak da getirebilir.

Bu iktidarın hukukla bir ilgisi yok, sadece iktidarını sürdürmeye odaklanmış durumda.

Peki İmamoğlu’nu yasaklarsa seçimi kazanabilir mi?

Bu çok zor.

İmamoığlu yasaklansa bile yerine yarışacak olan CHP adayının seçimi kazanma olasılığı çok yüksek.

CHP’nin aday sorunu yok.

İmamoğlu yasaklansa bile Mansur Yavaş veya bir başka aday yaratılan mağduriyetin, haksızlığın, hukuksuzluğun da katkısıyla iktidarı sandıkta yenecektir.

CHP’nin alması gereken en önemli önlem sandık güvenliğini sağlayacak şekilde örgütlenmesi olacaktır.