CHP’ye kayyım planı

Bugün size biraz Ankara dedikodusu vermek istiyorum.

Gözümüzün önünde olan ama arkasını çok da bilemediğimiz olayların arkasında neler oluyor onu anlatmak niyetimdeyim.

Biliyorsunuz, ikinci parti konumuna düşen iktidar partisi iki meseleye ağırlık verdi.

Bunlardan biri, CHP’nin iki güçlü adayının önünü kesebilecek hamleler yapmak.

İkincisi ise uyguladığı politika ile AKP’ye karşı üstünlük kurmaya başlayan CHP’nin yeni yönetimini alaşağı etmek.

İlki ile ilgili gelişmeler zaten gözünüzün önünde oluyor.

AKP’nin kaybetme hazımsızlığını hâlâ atamadığı İstanbul’da belediyelere operasyon üzerine operasyon düzenleniyor, AKP’li belediyelerin yaptıklarının yanında sütten çıkmış ak kaşık sayılabilecek uygulamalar nedeniyle CHP’li belediyeler basılıyor, başkanları gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.

Esenyurt Belediye Başkanı tutuklandığında bu köşede “Durun bu daha başlangıç, en merkezdeki belediyeler dahil AKP seçimle asla alamadığı belediyelerin başkanlarını görevden alacak” demiştim, kimse inanmamış, “Daha neler” demişlerdi.

“Daha neler”i şimdi görüyorsunuz, bugün de Beykoz’a el attılar.

Bir yandan da Genel Merkez’den kurtulmak istiyor AKP.

Özgür Özel ve ekibini indirmek için “Şaibeli Kurultay” iddiası ortaya atıldı.

Kurultay’dan neredeyse iki yıl sonra.

Yine bu köşeyi okuyanlar hatırlayacaktır, 2001 yılından bu yana CHP içinde AKP ajanları var diye yazıp durdum.

Her yazdığımda başta dönemin genel başkanı olmak üzere ajanların ve medyada muhalif gibi görünen gazeteci çıkarcıların hedefi oldum.

Haklılığımı gelişmeler gösterdi.

Kemal Kılıçdaroğlu ve avaneleriyle CHP’yi karıştırma planı tutmayan iktidar şimdi yeni bir yönteme yol ve destek verdi.

“Şaibeli Kurultay” diyerek Kurultay’ı mahkemelik hale getirmek ve CHP yönetiminin değişmesini sağlayan Kurultay’ı “tüm sonuçları ile beraber” iptal ettirmek.

Plan öylesine hazırdı ki, önce Kurultay’ın iptali için dava açılacak, dava açılınca mevcut yönetime hemen el çektirilecekti.

Ve mahkeme CHP yönetimine kayyım atayacaktı.

Kayyımın kim olacağı bile belirlenmişti.

CHP adına sıklıkla televizyon programlarında gördüğümüz, daha önce milletvekilliği, Parti Meclisi üyeliği, MYK üyeliği, İl Başkanlığı görevlerinde bulunmuş bir sanatçı “CHP’li kayyım” olarak CHP’nin başına atanacak, “Bakın öyle tarafsızız ki, CHP’li birini kayyım olarak atadık” denilecek ve kayyım partiyi Kurultay’a taşıyacak, iktidarın da desteği ile Kılıçdaroğlu’nun yeniden seçilmesi sağlanacaktı.

Ancak böyle bir durumda Kılıçdaroğlu’nun yeniden genel başkan olmak bir yana, kurultay salonuna bile gelemeyeceği açıkça ortaya çıkınca bu plan şimdilik rafa kaldırıldı.

Ancak yeniden denenmeyeceği anlamına gelmez.

İktidarda her şey biter, oyun bitmez.

23 yıldır bitmedi.

Şimdi niye bitsin…

Erdoğan’ın CHP öfkesinin nedeni

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP’ye yönelik tonunu arttırması kimsenin dikkatinden kaçmıyor.

Dün artık işi iyice abartarak tehdit boyutuna vardırdı ve Özgür Özel’e “Ayaklarınızı denk alın” bile dedi.

Gerekçe ise Özel’in 5 teğmenin ve 3 komutanın ihracı ile ilgili olarak TSK komuta kademesine yönelik eleştirileriydi.

Ancak Özel bu eleştirileri ilk kez yapmıyordu ve Özel’in sözlerine karşı verilen bu yanıt orantısız sertlikte idi.

Peki sizce Erdoğan’ı kızdıran Özel’in sözleri miydi!

İşi bilenler “Erdoğan’ın öfkesinin kaynağı başka” diyorlar.

Ankara’da konuşulanlara göre Erdoğan’ı CHP’ye karşı bu denli sertleşmeye iten mesele laflar değil, CHP’nin yaptığı bir şey, bir transfer.

AKP içinden gelen bilgilere göre, genel başkanları Erdoğan’ın Türkiye’de en sevmediği ve kızdığı politikacı Cemal Enginyurt.

Enginyurt’ın konuşmalarındaki içerik ve üslup Erdoğan’ı son derece sinirlendiriyormuş.

Erdoğan’ın en sevmediği ve en çok kızdığı milletvekilinin CHP tarafından kabul görmesi, CHP’ye karşı müthiş bir öfke içine girmesine neden olmuş ve çok ağır cümleler kullanmış.

CHP’ye karşı sertleşen tavrının arkasında yatan neden de buymuş.

Gizli planı bozdum diye mi kızdı

RTÜK Başkanı’nın bana yönelik hakaret dolu, terbiye özürlü çıkışına anlam veremeyen bazıları “Ne oldu da durduk yere sana saydırmaya başladı. Neresine bastın” diye soruyorlar.

Bir yerine basmadım.

Basmam da, ayakkabılarımın temizliğine önem veririm.

RTÜK Başkanı’nın bana öfkesinin nedeni şu.

Youtube yayınımda RTÜK Başkanı’nın gözünün uzun süredir Fahrettin Altun’un yerinde olduğunu söylemiş olmam.

RTÜK Başkanı bunu “açık ettiğim” için öfkeli ama bunu AKP içinde bilmeyen yok.

Bu mevzuu 2022 yılından beri konuşulan bir olay.

Hatta şu kadarını söyleyeyim 2022 yılının 10 Şubat gecesi RTÜK Başkanı’nın İletişim Başkanlığı’na atanacağı, bu yüzden o sırada bulunduğu İstanbul’dan Ankara’ya çağrıldığı konuşulmuştu.

Aynı konu bugünlerde yine gündemde.

Bu da parti içinde bilinen bir sır.

RTÜK Başkanı’nın bana kızgınlığının muhtemel nedeni işte bunu açık etmiş olmam.

Olmak üzere olan bir olayın benim yüzümden gerçekleşmeme ihtimalinden rahatsız olmuş olmalı.

NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Düşünen değil düşünmeyen insandan korktuğumuz zaman.