TÜSİAD, Ümit Boyner döneminde beri zaman zaman yanlış bulduğu uygulamalarla ilgili şikayetlerini dile getiriyor. Ama bu kez eleştirinin tonu farklıydı, çünkü iş şaka olmaktan çıktı artık kakaya dönüştü.
Uzun yıllardır Türkiye’de işler iyi gitmiyor. Zaten her gün fakirleşerek bunu yaşıyoruz. TÜSİAD için bardağı taşıran son damla, torba yasaya yeniden giren TMSF yasası. Daha önce bir ara bir torbaya girdi, muhalefet “Yok artık!” deyince geri çıktı. Ama iktidar kafaya koyduğu zaman rafa kaldırıyor, fırsatını bulunca geri koyuyor.
***
Torbaya giren yasa uyarınca, TMSF, suç gelirini aklayan veya terör ile iltisaklı şirketlere 5 yıl süreyle kayyum olarak atayabilecek. Satış ve tasfiye işlemleri, ilgili şirketin yönetim kurulu veya malvarlığı değerleri kayyum temsilcileri ya da TMSF tarafından yerine getirilecek. Bu yasa aslında 2016 yılında Darbe girişimi sonrasında çıkmıştı ancak bu kez yasa kapsamı çok tehlikeli biçimde genişletiliyor.
Daha önce TMSF’nin şirkete el koyabilmesi için şirket sahibinin terörden hüküm giymesi gerekiyordu, şimdi ise “kuvvetli suç şüphesi” yeterli olacak!
TMSF üyelerini kim atıyor: Cumhurbaşkanı… Yani bundan böyle hiçbir iş sahibinin mülkiyet hakkı esasında yoktur. Aslında yazıyı burada kessem de olur ama şunu da hatırlatmak lazım. İktidar her şeyi kendine yontma konusunda epey mahir.
Dünyanın en özgürlükçü yasasını alın getirin, yasayı uygulayanın niyeti yasayı kendi otoritesini güçlendirmekse sonuç başka oluyor.
***
Bir dönem FATF anlaşması, Türkiye’nin gri listeden çıkışı meselesini Türkiye epey konuştu, hatırlarsanız. Terörün Finansmanının Önlenmesi Yasası da kağıt üstünde “Türkiye gri listeden çıksın, ki yatırımcı korkmadan gelsin” diye çıkarıldı. Ama işte iş niyette bitiyor.
Kağıt üstünde bakınca, “IŞİD’e vesaire para yollayan şirketlere kayyum atansın, en doğal şey” diye düşünülebilir. Ancak Türkiye’yi yöneten siyasi iradenin tehdit ve terör algısı tamamen bozulmuş durumda. Tehdit ve terör tanımlamaları yapılırken, iktidar kendi gücünü konsolide etmeyi, iktidarını ne pahasına olursa olsun sürdürmeyi düşünüyor. Kim terörist kim değil, iktidarın keyfine ve hesabına göre şekilleniyor.
Terörist kim? Oyuncu… Terörist kim? Menajer… Terörist kim? Tweet atan gazeteci…
***
En son bazı iş insanları iktidara yakın medyada açık açık hedef gösterilmeye, “Gezi’yi bunlar organize etti, bunlar alınsın” denmeye başlandı. Torbaya giren yeni yasaya göre şirkete el koymak için mahkemenin karar vermesine gerek olmayacak. Troller “teröristmiş” diye kampanya başlatacak, insanların hayatlarını, paralarını, zamanlarını yatırdıkları şirketleri şak diye ellerinden gidecek.
TÜSİAD, “Artık bu kadar da olmaz!” çıkışını öylesine yapmadı.
İktidar oligarşisi gözüne bir işyeri kestiriyor, “teröristmiş” diye malına mülküne el koymaya hazırlanıyor. Bunun başkaca bir açıklaması yok. Damlalar doldu doldu taştı.