Aylardır CHP’nin cumhurbaşkanlığına kimi aday göstereceği konuşuluyor. Tabii kabahat bizde değil, CHP de bu tartışmaya zemin hazırlıyor. Tartışma bittiği anda yeniden başlatıyor.
CHP’nin iki adayı, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu sürekli gündemde. Hatta buna üçüncü bir aday ismi dahi eklemek isteyenler oluyor.
Oysa tartışılması gereken daha önemli bir mesele var.
CHP iki adaydan birini, canı hangisini isterse onu aday gösterecek belli.
Peki ya AKP’nin adayı kim!
Öyle ya, Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimlerin 2028 yılında yapılacağını söylüyor.
Bundan seçimlerin “zamanında” yapılacağı anlamını çıkarmak mümkün.
Bu durumda Anayasa gereği cumhurbaşkanlığında zaten 3. dönemini sürdüren ve “Yeni Anayasa”ya göre bile 2. dönemini yapmakta olan Erdoğan’ın aday olması mümkün değil.
Erdoğan ancak ve ancak bir erken seçim durumunda 4. kez cumhurbaşkanı adayı olabilecek.
Ancak bunun da bir şartı var.
Erken seçim kararını TBMM’nin alması şartıyla.
Peki, AKP’nin “yapılmış en şahane Anayasa” diye pazarladığı ama şimdilerde değiştirmek için el altından çalıştığı Anayasa TBMM’nin erken seçim kararı alabilmesini hangi şarta bağlıyor.
“Kararın TBMM’nin 5’te üç çoğunluk ile alma şartına”.
Bu da 360 milletvekilinin “erken seçim kararına” el kaldırmasını gerekli kılıyor.
Peki iktidarın elinde böyle bir çoğunluk var mı!
Görünen o ki yok!
AKP’nin sandalye sayısı 269.
MHP’nin 47.
HÜDAPAR’ın 4.
DSP’nin 1.
Cumhur İttifakı dediğinin toplam oyu 321.
Yetmiyor.
Hadi Yeniden Refah’tan da 4 oy gelsin.
Gelecek Partisi de 2 oyunu erken seçim için kullansın.
Yine olmuyor.
Ediyor 327. Hâlâ 33 oy lazım.
12 bağımsızın 12’sini satın alsan yine olmuyor, yine olmuyor.
Hal böyle iken Türkiye hâlâ CHP’nin adayı Ali mi olacak, Veli mi olacak onu tartışıyor.
Bence sorulması gereken asıl soru, CHP’nin iki adayından birisinin karşısında, Türkiye’nin ikinci büyük partisi AKP’nin adayı kim olacak, o olmalı.
Öyle ya CHP’nin elinde iki aday olduğunu biliyoruz peki AKP’nin aday adayları kimler, bununla ilgili bir fikriniz, bir bilginiz, bir öngörünüz var mı?
AKP Genel Başkanı sıfatıyla Tayyip Erdoğan aday adaylarını bir masaya oturtursa kimler o masada olacak!
Erdoğan kimi “sobaya yakın” oturtacak biliyor muyuz!
Bilmiyoruz ve niyeyse merak etmiyoruz.
Sanki Yüksek Seçim Kurulu Erdoğan’ın Anayasa’ya aykırı biçimde bir kez daha aday olmasına yeşil ışık yakacak gibi davranıyor herkes.
CHP’nin başında Kemal Kılıçdaroğlu olsaydı muhtemelen “Önemli değil, olsun” derdi.
Özgür Özel’in böyle diyeceğini hiç zannetmiyorum.
O zaman en iyisi şimdiden YSK’ya sormak.
Erken seçim olmaz ise Erdoğan’a “Aday olamazsınız” diyecek misiniz!
Federasyon mazbut da, sorun hakem ahalisi mi!
Türk Futbolu büyük bir kaos içinde.
Kulüpler öyle diyor.
Hakemler tam rezalet.
Kulüpler öyle diyor.
Türk futbolunda bir “Yapı var”.
Bazı kulüpler öyle olduğunu iddia ediyor.
Federasyon’un tüm kararları tartışmalı.
Kulüpler isyan ediyor.
Futbol Federasyonu UEFA Yönetim Kurulu seçimlerinde hiçbir Türk’ü aday göstermiyor ve yıllardır ilk defa UEFA yönetiminde bir temsilcimiz yok.
Tüm bu rezaletler üzerine ben de “Bu federasyon istifa etmeli ve kulüpler acilen bir seçim yaparak doğru düzgün bir federasyon seçmeli” diyorum.
Hakemlerin kötü olduğunu söyleyen, ligi Federasyon’un değil bir “yapı”nın dizayn ettiğini iddia edenler “Hayır, bu federasyon iyi, kalsın” diyor ve beni eleştiriyorlar.
Büyükekşi döneminde federasyon kötü idi.
Bunu ilk söyleyen ve hep söyleyenim.
O dönem hakemlere kötü dediniz ve Federasyon’u bunun sorumlusu yaptınız.
Ki doğrudur, öyle olması gerekir.
Ve Federasyon’un istifasını istediniz.
Ki iyi yaptınız, bence gitmeliydi.
Şimdi yine hakemlerin kötü olduğunu söylüyorsunuz.
Ki kötüler.
Ama bu sefer “Federasyon çok iyi ama hakemler kötü” diyor, Federasyon’un kalmasını istiyorsunuz.
Peki rica etsem bana ve herkese “Federasyon’un nesi iyi” bir anlatır mısınız!
Akrabayı, taallukatını Federasyon’a doldurup maaşlı eleman haline getirmesi mi iyi!
Üsküdar Belediyesi’nin işsiz kalan elemanlarını Federasyon’da maaşa bağlaması mı iyi!
UEFA’ya bir Türk yönetim kurulu üyesi yollamayı unutması mı iyi!
Nesi iyi de, geçen dönem bütün hakem hatalarının faturasını federasyon yönetimine kesiyordunuz da, şimdi hayali bir yapıya kesiyorsunuz!
“Yapı” dediğiniz şey gerçekse bile o “yapı” bu federasyon değil mi!
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Olmamak daha avantajlı olmadığı zaman.