Soruşturma şelalesi

Her güne ‘Acaba bugün kim gitti?” diye başlar olduk. Gerçekten sonunda Öcalan çıkacak, geri kalan herkes içeri girecek sanırım. Erdoğan, Bahçeli, Öcalan ve Saray oligarşisi hariç herkes askerlik yapar misali, bir süre cezaevine girip çıkacak anlaşılan.

Haftaya adeta soruşturma şelalesiyle başladık.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a ve CHP gençlik kolları başkanına, bunlara tepki gösterince de Ekrem İmamoğlu’na soruşturma açıldı.

Özdağ hakkında açılan dosya Cumhurbaşkanı’na hakaret… CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın’ın dosyası ise İstanbul Başsavcısı ile ilgili yapılan paylaşım nedeniyle açılmış. İmamoğlu’nun soruşturması da dolaylı olarak buna bağlı.

***

Açıkçası, iktidarın bu katı kemer sıkma politikalarıyla sertleşmeyi beraber yürütemeyeceğini, vatandaşı iki yerden birden sıkmanın vatandaşı isyan ettirecek noktaya getireceğini düşünmüştüm. Bu kadar sert bir dönem öngörememiştim. Çünkü birkaç önemli noktayı atlamışım.

Bir kere, iktidar ekonomik krizi, “çıt çıkmayacak ulan” ortamı yaratmak için de fırsat olarak gördü. Çıt çıkarana kelepçe-şov. Ay sonunu getirse çocuğunun karnını doyuramayan vatandaş takati kalmamış, anca seyrediyor.

İkincisi, Kemal Kılıçdaroğlu kendi döneminde CHP’yi sokaklardan çekti. “CHP çok sokaklara çıkarsa, partiyi devlete karşı isyancı diye etiketlerler, parti gayrimeşru hale gelir, muhafazakâr seçmen kaçar” teorisi üzerine strateji inşa edildi. Yani CHP kendi kuyusunu kendi kazdı.

2013’te Gezi ile somutlaşan sokaktan, aşağıdan gelerek söylemleriyle talepleriyle yukarıyı, siyaseti şekillendiren enerji eritildi gitti.

Şimdi geriye, “Çocuğu KPSS ile devlete sokam, ben de kademeliden emekli olam, işime bakam” diyen vatandaş kaldı. Tek hayat projeksiyonu sırtını devlete yaslamak olabilen vatandaş sokağa çıkıp isyan edebilir mi? Bunun dışında bir hayal bir hayat amacı geliştirmek mümkün mü? Saray oligarşisinden değilsen mümkün değil.

***

Ülke Politikaları Vakfı Toplantısında Ekrem İmamoğlu, hukuksuzlukların miladını yerel seçim sonuçlarının yok sayıldığı 31 Mart gecesine çekti. Halbuki 2017 başkanlık referandumunda mühürsüz oyların kabulü meselesine kadar gitmek lazım. Atı alanın Üsküdar’ı geçmesi normalize edildi. Orada susunca iş buraya kadar geldi.

İmamoğlu önemli bir şey söyledi, “Bugün bunları bize yapılanı yarın fabrikalara yaparlar, kimsenin özel mülkiyet hakkı kalmaz” dedi. Doğru! Fiilen herkesin mülkiyet hakkı muallakta.

İmamoğlu İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek’e, “İleride senin evlatlarının kapısına kimse dayanmasın diye bu mücadeleyi veriyoruz” deyince, onun hakkında İstanbul Başsavcısını tehdit ettiği için soruşturma başlatıldı.

“Sanmasınlar ki bu Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel meselesidir. Bu Cumhuriyetin beka meselesidir” diye konuştu.

Bunu herkes biliyor da milletin ses edecek yerleri ağrıyor.