Kamuoyu yoklamalarına göre, oyu en fazla artan, kendilerini ‘kararsız’ olarak tanımlayan kesim. Güncel gelişmelerle o gruptan partilerden birine kayan olursa araştırmalarda o parti önde görünüyor; daha önce partilerden birine oy vereceğini söylemişlerden bazıları görüşünü değiştirdiğinde de görüntü farklılaşabiliyor.
Son zamanlarda hiç değişmeyen şu:
Kararsızlar en kalabalık grup…
Cumhur İttifakı içerisinde yer alan
partilere de, muhalif partilere de ülke yönetimini emanette tereddütlü bir
kesim o; araştırmayı yapanlar biraz daha üstlerine gidecek sorular yöneltseler
sisteme itirazları da ortaya çıkacak…
Hemen kanaatimi belirteyim: ‘Kararsızlar’ kitlesinin
varlığını, partilere sıkı sıkıya bağlılık duyulmadığını belli etmesi açısından,
geniş toplumun sağlık belirtisi olarak görüyorum.
Ne demek istediğimi sağlıksızlık
görüntüsü veren ülkeler örneğiyle açıklayayım.
Geçtiğimiz Pazar günü ABD’nin çok
izlenen haber programı ‘60 Minutes’, İsrail’in Gazze’deki
saldırılarında kullandığı silah ve teçhizatı gönderen Biden yönetimine
kafa tutan Amerikalı diplomatları ekrana taşıdı.
Programda, birbiri ardına konuşan her
düzeyden diplomatlar, bebeklerin, çocukların, kadınların da katledildiği
saldırılarda kullanılmak üzere İsrail’e gönderilen binlerce kiloluk bombalar
ile onları sivillerin üzerine atan uçakların Amerikan yapımı olmasının
yanlışlığını etraflarına anlatmaya başlayınca başlarına gelenleri anlattılar.
İtirazlarını dinletemeyince, görevde
kalıp vicdani sorumluluğu paylaşmak yerine, istifayı yeğlemiş yaşlı-genç
diplomatlar…
Ayrıldıktan sonra da medya ve sosyal
medya üzerinden seslerini duyurmaya çalışmışlar…
Bürokrasi içerisinde bunu
yapabilmeleri önemli.
İki partili Amerikan siyasi sistemi
içerisinde yer alanlar arasında da partilerinin Gazze konusunda sergilediği
akıl almaz politikalara itiraz edenler çıkabildi.
Kıdemli senatörler ve Temsilciler
Meclisi üyeleri arasından…
Medya genel yapısıyla ABD’de İsrail
yanlısı bilinir ancak yine de saldırılar ‘soykırım’ görüntüsü
vermeye başlayınca, gazeteler ve televizyonlarda da yapılanlara derhal karşı
çıkanlar oldu.
Hafta içi her akşam, ortalama on
dakikalık ‘Democracy Now’ haber programını YouTube üzerinden
sunan Amy Goodman, Yahudi kökenini hatırlatıp kendisini kınayan
İsrail yanlılarına aldırmayarak, vahşeti bütün çıplaklığıyla gözler önüne
serebiliyor.
‘60 Minutes’ de ana akım CBS kanalında
yayınlanan bir program; İsrail yanlılarınca günlerdir ne sert hücumlara maruz
kaldığını bir bilseniz..
Amerikan toplumu ise, İsrail’e olan
sempatisini gizlemeyen birini -Donald Trump’ı- başkan olarak seçebildi.
Bazıları oy kullanırken kendini “Trump
gelecek, savaşı bitirecek” diye avutmuş olabilir. [Oysa Trump
“Savaşı bitir” demiyor Netahyahu’ya; “Ben göreve
gelene kadar ne yapacaksan yap” diyor…]
Netanyahu, İsrail için belirlenmiş sınırlara ulaşıncaya
kadar saldırganlığından vazgeçer, Batı Şeria’da olduğu gibi
kuzeyini tepeden tırnağa silahlı yerleşimcilerle donatmadan Gazze’yi
terk eder mi?
Sanmıyorum.
Toplumlar yanlışlıklara itiraz etmek
yerine kendilerini aldatmayı yeğlemeye başlayınca sağlıklı davranma yeteneğini
de kaybediyorlar.
Hitler’in saldırgan politikalarının çevre ülkeler
ile Almanya’da milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine sebep olduğu 1939-1945
yılları arasında yaşandığı gibi…
Orada da, şimdi ABD’de olana benzer
biçimde, toplum kendisini aldatılmaya müsait hale getirmişti.
Asil ırktan sayılmayanların temerküz
kamplarına kapatıldığı, üzerlerinde tehlikeli deneyler uygulandığı ve topluca
ölümle tanıştırıldığı haberlerine kulaklar kapatılmıştı o dönemde Almanya’da…
Komşularının aile boyu evlerinden
alınıp meçhul yerlere gönderildiğini fark edenler bile onların akıbetlerini
sorgulamaktan kaçınmışlardı…
İki dönem arasındaki en önemli
fark, Hitler ve kadrosu, toplumu sessizleştirebildikleri için
dışarıya sezdirmeden kitle kıyımı yapabilmişler, dünya basını gelişmelerden
neden sonra haberdar olabilmişti; buna karşılık Gazze’de bugün olan biten her
şey anında canlı yayınlanıyor…
Vicdanlar böyle sınanıyor.
Demokrasi iddiası bulunan
ülkelerde, ‘soykırım’ yapanlar ile onlara ölümcül silahlar
yardımında bulunanlar yerlerinden edilemiyor: İsrail’de Netanyahu saldırganlığını
yıllardır sürdürüyor… ABD’de Biden-Harris gönderilebildi ama
onlardan daha az İsrail yanlısı sayılmayacak Trump-JD Vance ikilisi
toplumdan yönetim yetkisi alabildi.
Nasıl olabildi bütün bunlar?
Toplumlar hastalık kaptığı için…
İşte zaten bu kötü örneklere bakarak,
bizdeki ‘kararsızlar’ kitlesini toplum için sağlık belirtisi
sayıyorum.
Ülkemiz toplumu sağlıklı olmasına
sağlıklı ama, partililer ve bürokrasi için aynı teşhis geçerli mi, bilemiyorum.