Eğer son dakikada bir aksilik çıkmazsa Gazze’de bir yıl aşkın süredir devam eden eden katliamların sonu gelecek. Mısır, Katar ve ABD’nin girişimleri ve garantörlüğüyle -ayrıca Birleşmiş Milletler de- yeni bir dönemin kapısı açıldı. Yeni dönemden kasıt, savunmasız Gazze halkının karşı karşıya bulunduğu tek taraflı ve insanlık dışı saldırıların sonlanmasıdır. Anlaşmayla, 47 bini aşkın çocuk, kadın ve sivilin katledildiği, Gazze’nin yerle bir edildiği benzersiz saldırılar bitecek.
İsrail katliamlarının Netanyahu ile
birlikte eş sorumlusu olan ABD Başkanı Biden ile Salı günü koltuğa oturacak
yeni Başkan Trump’ın anlaşma için baskı yapmalarının bu süreçte rolü büyüktür.
Aynı zamanda, en başından beri hamaset yerine diplomasiyi kullanarak Gazze’yi
gündeminden hiç çıkarmayan Katar’ın ve doğal olarak Mısır’ın katkıları da son
derece değerlidir. Filistin halkının sahipsiz olmadığı ve kaderine terk
edilmediği görüldü. Gazze’yi kana susamış ve kural tanımayan bir rejimin
elinden almak için geç kalınsa da bu nihayet başarıldı. Her şey yolunda
giderse, masadaki metin Gazze’ye barışı getirecek vaatler içeriyor.
Elbette taraflardan birisi İsrail
olunca ve İsrail’in kendisini anlaşmalarla bağlı hissetmediği tecrübesi
ortadayken endişeler bitmeyecek. Ancak ateşkese ve ateşkesi kalıcı hale
getirecek bir anlaşmaya en çok Gazze halkının ihtiyacı bulunduğu için, bunu denemekten
başta mantıklı yol bulunmuyor. Nitekim taraflar masada olmasına rağmen son ana
kadar katliamın devam etmesi de bunu gösteriyor. Bir halk orantısız saldırı
altındaysa ve savunmasızsa en iyi çözüm anlaşmaktır.
Anlaşma sadece bir ateşkes değil,
ötesini de planlıyor.
Esirler takas edilecek; takas edilen
Filistinlilerin İsrail tarafından yeniden bir bahaneyle tutuklanmaması için
gerekli prosedür oluşturulacak. 19 yaş altı bütün Filistinli kadın ve çocuklar
serbest bırakılacak. İlk etapta 60 bin geçici ev yapılarak Gazze süratle
onarılacak, İsrail askerleri belli sınırlara çekilerek insanlar evlerine geri
dönecek. Zarar görenlere -ki bütün Gazzeliler zarar gördü- tazminat ödenecek.
Bütün altyapı hatları dahil, hastaneler, okullar hızla inşa edilerek hayatın
normale dönmesi sağlanacak. Bütün inşa faaliyetleri ise 3 ila 5 yıl içinde
tamamlanacak.
İsrail’i bu noktaya getiren sadece ABD
baskısı olmadı. Onları masaya oturtan, ABD ve Avrupa şehirlerinde ilk günden
beri İsrail’i protesto eden, bıkmadan usanmadan sokakları dolduran insanlık
vicdanı oldu. Küresel tepki, İsrail’in özenle korumaya çalıştığı mağdur imajını
yerle bir ederek bu ülkenin yönetimini soykırımcı olarak sanık sandalyesine
oturtmayı başardı. Birçok ülkenin halkı, sivil toplum örgütleri, üniversiteleri
ve hatta diplomatları Gazze sınavından alınlarının akıyla çıktı. Buna
Türkiye’de de her şeyi göze alarak İsrail’i proteste etmekten asla geri
durmayan cesur insanlar da dahildir. Böylelikle; yani insanlığın ortak tavrı
sayesinde, İsrail nihai amacına ulaşamadan anlaşmaya mecbur edildi ve Gazze
halkının hiç olmazsa nefes almasının yolu açıldı. İsrail yine bir bahane
üretmezse bu anlaşmayla insanlık da rahat bir nefes alacaktır.
Anlaşma yürürlüğe girdiğinde elbette
her şey hallolmayacak ve elbette Filistin üzerindeki İsrail tehdidi bitmeyecek
ama “en kötüsü” geride kalmış olacaktır. Şu anda Gazze’nin de Gazze’yle
dayanışma içinde olan dünyanın da en çok buna ihtiyacı vardır.