Türkiye artık makul cümleler, aklı başında izahlarla anlatılabilecek bir ülke olmaktan çıktı.
Bu kafa ile 100 yıl sonra hâlâ var olmayı başaracaksa eğer 100 yıl sonraki torunlarımız bu dönemi anlamakta ve anlatmakta epey bir zorlanacaklar.
Büyükannelerinin, dedelerinin yaşamış olduğu dönemi bir tür tımarhane devri olarak anlamlandırabilecekler.
Bugün anlatamadığınız gibi, ileride de biraz kafası çalışan, biraz eğitimli bir kuşağa “O zamanlar Türkiye’de milliyetçilik şampiyonu bir parti terör örgütü liderinin serbest kalmasını isterken ve milliyetçiler ve iktidar sahipleri buna alkış tutarken, muhalefet partisinden bir belediye başkanı o terör örgütünün siyasal koluna mensup biri ile 10 yıl önce, üstelik de iktidar partisinin de o kişi ile bir araya gelip, yemek bile yediği bir dönemde telefonla konuştuğu için tutuklanacak ve milliyetçi lideri terör örgütü ele başını serbest bırakmak istediği için alkışlayan milliyetçiler o belediye başkanını ve partisini teröre destek verenlerle birlikte olmakla suçlayacaklar” deseniz bunun ciddiyetine inanmayacaklar ya da toplumun bir kesiminin ciddi bir akıl ve ruh sağlığı sorunu yaşadığını düşüneceklerdir.
Emin olun öyle günlerden geçiyoruz.
Peki tüm bunlar muhalefet bu saçmalıkla uğraştırılır ve iktidar yandaşlarına bu tutuklama alkışlatılırken neleri gözden kaçırıyor ve neleri fark etmemiz engellenmiş oluyor dersiniz!
Mesela küçük bir örnek verelim. Küçük ama anlamlı.
Biliyorsunuz iktidarımız İsrail karşılığı üzerinden prim yapıyor ve “Katil İsrail” nidaları ile yeri göğü inletiyor. İsrail’i ihracatımız da sözde yasaklandı.
Büyük bölümü MÜSİAD üyesi olan ve iktidara yakın iş insanlarımız ise artık İsrail yerine Filistin’e ihracat yapıyorlar.
Bize söylenen bu.
Peki ya gerçek.
İsrail Merkezi İstatistik Bürosu birkaç gün önce ülkenin “ithalat” verilerini açıkladı.
Buna göre Türkiye İsrail’e eylül ayı içinde toplam 116,1 milyon dolarlık ihracat yapmış.
Yok pardon Türkiye İsrail’ ihracat yapmıyordu, İsrail Türkiye’den 116,1 milyon dolarlık ithalat yapmış. Bu sadece Eylül 2024 rakamları.
Yılın ilk 9 ayında İsrail’e yapılan toplam ihracat miktarı ise 1 milyar 809 milyon dolara ulaşmış.
Yine pardon Türkiye ihracat yapmıyor İsrail’e.
Onların bizden yaptığı ithalat 1 milyar 809 milyon dolar olmuş toplamda, 9 ayda.
Bunların çoğunun askerî amaçla kullanılan malzemeler olma ihtimali olduğunu da, tek tek dökümlerini de gazeteci Metih Cihan yazıp duruyor.
Bu gerçekleri duymaktan rahatsız olan türdenseniz işiniz kolay.
Esenyurt’a doğru bakın.
Bir yandan Öcalan’ı serbest bırakmaya hazırlanan iktidarımızın bir yandan da milliyetçilik gösterisi yaptığı Esenyurt’a.
Verilere bakmayın, Esenyurt’a bakın
Esenyurt Belediye Başkanı’nın tutuklanmasını konuştuğumuz sırada başka neleri konuşmadık diye düşünüyorsanız size kısa bir özet geçeyim isterseniz.
Mesela Türk-İş’in açıkladığı son açlık ve yoksulluk sınırlarını konuşamadık.
İktidara pek de uzak durmayan Türk-İş bu ayın 4 kişilik bir aile için açlık sınırını 20 bin 432 TL olarak açıkladı.
Yoksulluk sınırı ise 66 bin 553 TL oldu.
Bir aylık artış yüzde 3.
Yıllık artış yüzde 49,3.
Türk-İş’in ardından iktidarın hayli yakını olan İstanbul Ticaret Odası da İstanbul Ücretliler için Geçinme Endeksi’ni açıkladı.
Süslü adına bakmayın, bu da İstanbul’un enflasyonu demek.
İTO’ya göre de İstanbul’da fiyatlar Ekim ayında yüzde 3,6 arttı. Yıllık artış yüzde 59 oldu.
Yani Mehmet Şimşek’in “Bu iş tamamdır” dedi ama bir yandan da Merkez Bankası’nın enflasyon tahminlerini yükseltip, yüksek faizleri koruduğu bir dönemde iktidara yakın iki kuruluşun belirlediği enflasyon oranları bunlar.
Peki Mehmet Şimşek hepten mi başarısız!
Tabii ki, değil.
Türkiye’nin büyük belası olan ve başımıza ünlü bir ekonomist ve ekibi tarafından açılan Kur Korumalı Mevduat belasıyla mücadele bir miktar başarılı.
Önceki gün açıklanan Ekim sonu verisine göre Kur Korumalı Mevduat 1,4 trilyon liranın altına gerilemiş. Bu da bir yıl önceki Ağustos verisi 3,4 trilyona göre ciddi bir azalma demek.
Dolar bazında 127,6 milyar dolardan 40,5 milyar dolara gerilemiş.
Ama dolara yüzde 30’a yakın reel faiz verseniz, babam da gerilerdi.
Bu sayılar da mı sizi rahatsız etti, iktidara güveninizi sarsıp “Bunlar bu işi beceremeyecek” mi dedirtti.
Güven tazelemek kolay.
Bırakın bu verileri okumayı, Esenyurt’a bakın.
İktidarımız başını serbest bırakmayı planladığı terör örgütüyle nasıl mücadele ediyor ama görüyor musunuz!
İngiltere’de pişer buraya düşer
İngiltere’nin ünle dergisi The Economist’in haberini görünceye kadar Devlet Bahçeli’nin terör örgütü liderini serbest bırakıp TBMM’de konuşturma ve terör örgütü yönetimi ile masaya oturma arzusunu gündem değiştirme için ortaya atılmış gayrı ciddi bir çaba olarak görüyordum.
Bir zamanlar iktidar tarafından Türkiye üzerine oynanan oyunların habercisi olarak gösterilen dergi, son sayısında Bahçeli’nin fotoğrafı ile birlikte “Türkiye pek yakında Kürtlerle tarihi bir barışa imza atabilir” başlığı ile çıkmış.
The Economist’in başlığını gören ve Türk siyasetini Batı gözlüğü ile okumaya çalışanların ortak fikri şu.
“The Economist bu başlıkla çıktıysa tezgah zaten dışarda kurulmuş.”
İngiliz “Derin Dergisi” bu başlıkla başka zaman çıksa idi iktidar yanlıları “Türkiye üzerine İngiliz oyunu” diye bağırmaya başlarlardı.
Şimdi ise emin olun “Barış arayışımıza uluslararası destek” diye yutturacaklardır.
Bu haberden de rahatsız mı oldunuz.
Çok da dert etmeyin.
Bakın Esenyurt’a.
İktidarımız ve yancısı terörle mücadele ediyor.
Hem de aslanlar gibi.
Bitirilen bir üniversite ve yeni bir vakıf
Bilal Erdoğan vakfa doymuyor.
TÜRGEV, TGV, İrfan ve İnsan Vakfı, ABD’de Manhattan’da gökdelen inşa etmesiyle ünlü TURKEN falan derken şimdi bir de benim adını daha önce duymadığım bir vakıfla karşımızda, Yeni Türkiye Eğitim Vakfı, YETEV.
YETEV 2020 yılında kurulmuş ve daha önce kurulmuş olan İrfan Okulları’nı, Palet Okulları’nı ve Yeni Doğu Okulları’nı çatısı altında toplamış.
Açıkçası benim konu ile ilgili bir bilgim yoktu.
Ancak şimdi bu vakıf ilkokul ve ortaokul aşamalarını tamamlamış ve üniversiteye gitmeye karar vermiş.
Ve Naci İnci yönetiminde üniversite olmaktan çıkan Boğaziçi Üniversitesi ile anlaşma imzalamış.
Bu haber de sizi rahatsız mı etti.
Dert etmeyin.
Esenyurt’a bakın.
İktidarımız orada büyük işler başarmakta. Muhalefeti orada oyalamakta.
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Delirmemek için deli gibi çalışmak zorunda bırakılmadığımız zaman.