Baş sağlığı dilenecekler

Malum… FETÖ elebaşı öldü… Şimdi bazıları için soru şu; kimlere ve nerelere baş sağlığı dilenecek, taziyede bulunulacak?..

Herhâlde başta Amerika Birleşik Devletleri’ne ve özellikle de CIA’e… Öyle ya; 160’tan fazla ülkede faaliyet gösteren istihbarat ve terör örgütü FETÖ’nün, Türk kolejleri kisvesiyle Amerikan kültür ve değerlerinin propagandasını yaptığını bilmeyen yoktur… Tabii bu ülkelerde CIA lehine istihbarat işlerini üstlenerek ABD gizli servisinin maliyetlerini düşürdüklerini de…

İkinci sırada herhâlde PKK, YPG, PYD gelir… Hem siyasi hem de mali destek sağlayan Pensilvanya’ya taziyelerini iletebilirler… PKK, YPG, PYD ile iltisaklı siyasi partiler ve bunlarla iş tutanlar da sıraya girebilirler…

Üçüncü halkada elbette ki devletteki FETÖ ilişkili bürokratların uzaklaştırılmasına neden olan Kanun Hükmündeki Kararnamelerin (KHK) geçersiz kılınması ve bu kişilerin göreve iade edilmesi için bas bas bağıran siyasiler yer alacaktır. İsteyen onlara da baş sağlığı dileyebilir…

15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra bu örgüt mensuplarının kaçıp sığındıkları 105 ülkeyle iade trafiği çok sıkı yürütülmüştü. Teröristlerin iadesi konusunda bazı ülkeler iş birliği yapsa da süreç tamamlanmış değil. Elbette teröristlere bağrında saklamak isteyen tüm ülkelere, en başta da çıkarı için canla başla çalıştığı İsrail’e de uğramak gerekebilir…

Devlet ve özel sektör katmanlarında kendisini gizlemeyi başarmış kriptolardan ve kendisini yurt dışına atmayı becermiş kaçak makulesinden tanıdıklarınız varsa onlar da aranabilir…

Bu arada FETÖ elebaşının ölümüyle CIA’in sadık örgütünün dağılacağını düşünenler tamamen yanılıyorlar. İstihbarat örgütleri, sistemi bugüne kadar nasıl ayakta tuttularsa ve de neden tuttularsa aynı saikle yollarına devam edeceklerdir.

Bunların ülkemizden ve dünyadan kazınmaları, Avrupa’nın ve Batı’nın yavaş yavaş anlamaya başladığı güçlü bir Türkiye’nin dünyada “Herkese iyi geleceği” gerçeğini iyice kavramalarıyla mümkün olacaktır. Bu ise, ancak güçlü millî savunma, enerji, maden, adalet, sağlık, eğitim gibi alanlarda sert güç ile yumuşak gücün birlikte zirveye taşınmasıyla gerçekleşebilir.

Günün sözü

“Vatana ihanetin nedeni olmaz; er ya da geç bedeli olur.”

Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Gözümüze takılanlar…

-Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkan Yardımcısı Tuğba Değirmenci, “Uluslararası Veri Bilimi ve İstatistik Kongresi”nde yaptığı konuşmada, kurumun verilerin yönetimi ve analiz süreçlerinde önemli adımlar attığını belirtmiş ve “Diğer kamu kurumlarıyla entegre bir veri platformu kurarak, veri paylaşımında etkinliği ve güvenilirliği artırmayı amaçlıyoruz” demiş. Değirmenci, dijitalleşmeden verilerin korunmasına ve istihdama yönelik çözümlere kadar TÜİK’in yürüttüğü proje ve hizmetler hakkında bilgi vermiş (Levent Uyanıker). Sonunda!.. TÜİK’in itibarına yönelik yıllardır sürdürülen saldırılar karşısında ilk kez bir iletişim aksiyonuna rastladık. Devamının gelmesini, Kurum’un kurda kuşa yem edilmemesini diliyoruz…

-Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve Birleşik Krallık’ın iletişim düzenleyici kurumu OFCOM tarafından yapılan son araştırmalara göre; dünya genelinde 3-6 yaş arası çocukların yüzde 77’si okul öncesi eğitim fırsatlarına erişemiyormuş. Gelişmiş ülkelerde dahi erişim oranı yüzde 85 seviyelerindeymiş. Ebeveynlerin yüzde 60’ı, çocuklarının öğrenim sürecini evde nasıl destekleyeceklerini bilmediklerini belirtiyormuş. Okul öncesi çocukların yüzde 50’si, dijital cihazları her gün düzenli olarak kullanıyormuş. Ebeveynlerin yüzde 76’sı, çocuklarının dijital içerik kullanımı konusunda endişeliymiş ve daha güvenli, kontrollü dijital ortamlara ihtiyaç duyuyormuş (Melis Samir). Gençlerin, hatta çocukların suça sürüklenmesi, ailelerine, arkadaşlarına, çevrelerine zarar vermesiyle ilgili haberler karşısında üzülmek, kızmak, söylenmek yetmiyor. Belli ki çocuklarımızın ‘değerlerinin’ oluşması gereken yaşlarda yanlarında bunu öğretecek anne, baba ve ailelerinden çok ekranlar var… Bu konuyu ciddiyetle ele almak yararlı olacaktır…

-Basın bülteni özetle şöyle: “Keşke makarna, sosu daha fazla tutabilse” diye düşünerek Barilla CEO’suna bir mektup yazan 9 yaşındaki Angela’nın önerisini hayata geçiren firma, özel olarak üretip ambalajladığı makarnayı Angela’ya hediye olarak gönderip küçük makarna severin hayalini gerçekleştirdi (Adem Tokdemir, C Partner). İletişim çalışmaları, son derece ‘millî’ konulardır. Başka bir deyişle, hedef kitlenizin kültür ve değerlerine uygun olmalı, onlarla çatışmamalı, tasarımından diline, içeriğinden görselliğine kadar yerel unsurlar düşünülerek hazırlanmalıdır. Bu durumun istisnası yok denecek kadar az olsa da bildiğimiz kadarıyla her kültürde ‘çalışacak’, dünyanın neresine giderseniz gidin ‘işleyecek’ bir tema varsa o da çocuklardır…