Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, NATO Savunma Bakanları Toplantısı için Belçika’ya gitti. Güler’in ABD ve batı dünyasına yaptığı “Kral çıplak” uyarısı: “30 ülke bir araya gelip Ukrayna’nın mühimmat ihtiyacını karşılayamamışken” NATO Ukrayna’yı üye alarak Rusya’yla savaşı göze alacak mı?
Dört günü 16 Ekim’den başlatıyor ve 19 Ekim’de bitiriyoruz. Belki de zaman sıralamasına göre yeniden saymamız gereken altı sıcak gündem ise PKK, Kıbrıs, Ukrayna, İsrail, Ermenistan ve Almanya.
Bunların tamamı Türkiye’nin uluslararası ilişkilerdeki yeniden konumlanışından güvenliğine ve krizler ortasında yeniden doğrudan yatırım çekmeye başlayarak ekonomik krizden çıkmasına dek, güncel olmasa da hepimizi yakından ilgilendiren konular.
Ayrıntıya girmeden bu yoğunluğun, tıpkı dünyanın bölgesel iddiası olan çoğu ülkesi gibi 5 Kasım’daki ABD seçimlerinden önce pozisyon almak ihtiyacından kaynaklandığını söylemek gerekiyor.
Bu gündemler arasında belki en can yakıcı değil ama en stratejik öneme sahip olanı Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler’in ABD ve batı dünyasına yaptığı “Kral çıplak” uyarısı: “30 ülke bir araya gelip Ukrayna’nın mühimmat ihtiyacını karşılayamamışken” NATO Ukrayna’yı üye alarak Rusya’yla savaşı göze alacak mı?
Ama biz 4 gündeki 6 güncel sorunu zaman sırasına göre tek tek özetleyelim.
PKK, Bahçeli ve Barzani
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani’nin 16 Ekim’de, önceden planlanmamış Türkiye ziyareti, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından kabulünün yanı sıra Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın ile görüşmesi birkaç bakımdan yakın gelecekte hem iç politikada hem dış ve güvenlik politikası bakımından belirleyici olabilir.
Ziyaret bir yandan 20 Ekim’de -birkaç kez ertelendikten sonra- yapılacak seçimlerin hemen öncesinde ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin DEM Parti’yle el sıkışmasıyla kıs sürede yükselen “yumuşama” ikliminin ortasında yapıldı. Irak Kürtleri, Ankara-Bağdat yakınlaşması ve Kalkınma Yolu projesi nedeniyle dışlanmaktan, Türkiye ise PKK’nın Irak’ın Kürdistan özerk yönetiminde, özellikle de Talabani ailesi kontrolündeki KYB’den aldığı destekten rahatsız. Bakalım buradan AK Partinin Kürt milletvekillerini ümitlendiren ve içinde KDP’nin de yer aldığı bir denklem çıkacak mı?
Kıbrıs’ta dörtlü zirve
Fidan, Barzani ile görüşmelerde Erdoğan’a eşlik etmek için gününü Beştepe’de geçirirken BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir telefon görüşmesi yaptı. Dışişleri kaynaklarına göre bu görüşmede Lübnan, Ukrayna ve Kıbrıs konuları; yani saydığımız altı sıcak konudan üçüne değinilmiş oldu.
Guterres bir gün önce, 15 Ekim’de Nev York’te Kıbrıs Türk ve Rum cumhurbaşkanları Ersin Tatar ve Nikos Hristodulidis’i “gayrı resmi bir yemekte” bir araya getirmiş ve toplantıdan, daha önce de defalarca konuşulmuş ama hiç uygulanmamış 4+1, yani BM genel sekreteri, Kıbrıslı iki lider ile Türkiye ve Yunanistan liderleriyle Kıbrıs zirvesi kararı çıkmıştı.
Bu kararın Ankara ve Atina’ya danışılıp onay alınmadan alınması mümkün değildi.
Ankara’nın, Doğu Akdeniz’de Kıbrıs dahil yeni bir denge için Atina’yla masaya oturma kararı Orta Doğu’yu da etkileyecek yeni sayfalar açabilir. Fidan 8 Kasım’da muhatabı Giorgos Gerapetritis ile görüşmek için Atina’ya gidiyor.
İsrail savaşı yayıyor
İsrail, Gazze ve Lübnan’dan sonra savaşı Suriye’ye da yayıyor. Önceki İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in söylediği gibi, Binyamin Netanyahu’nun hedefi ABD’yi İran’la savaşa sürüklemek. Bu nedenle 5 Kasım’a kadar kışkırtmalarını ve saldırılarının vahşetini -mülteci çadırlarında insanları ateşe vermek gibi- arttırabilir. Dün Suriye’nin Lazkiye şehrine yapılan saldırı da bir başka örnek. ABD yönetimi İsrail’i durdurmak bir yana desteğini arttırıyor; dün B-2 stratejik bombardıman uçaklarıyla Yemen’e ateş yağdırdı.
Dün Fidan ve Guterres ile görüşülen konular arasında İsrail’in Lübnan’daki BM Barış Gücüne açıktan saldırmaya başlaması vardı.
Barış Gücünde Türk askerlerinin de bulunmasının yanı sıra, artık İsrail pervasızlığının sınır tanımaz hale gelmesi ciddi sorun.
Ukrayna, NATO, Rusya
Milli Savunma Bakanı Güler, az önce bahsettiğimiz Ukrayna-NATO uyarısını 17 Ekim’de Brüksel’de başlayan NATO Savunma Bakanları toplantısı öncesinde Anadolu Ajansına yaptı.
NATO’nun yeni Genel Sekreteri Mark Rutte, yöneteceği bu ilk toplantısının gündemine Ukrayna’ya NATO üyelik davetiyesi çıkarmayı da aldı. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelesnky dün Ukrayna Parlamentosuna 3’ü açıklanmayan 8 maddelik “Zafer Planını” sundu. Bu plan NATO Savunma Bakanlarının da gündeminde olacak; destek istenecek.
Ama açıklanan 5 madde bile NATO’yu Rusya’yla çatışmanın eşiğine getirebilir türden. Moskova anında “Kendinize gelin” tepkisi verdi.
Türkiye öteden beri Moskova ile Kiev arasında görüşmelere ev sahipliğine devam etme isteğini dile getiriyor. Guterres-Fidan görüşmesinde tekrarlanmış olması şaşırtıcı değil ama barış değil çatışma ihtimali artıyor.
Azerbaycan-Ermenistan İstanbul’da
Güney Kafkasya Bölgesel İşbirliği Platformunu 18 Ekim’de İstanbul’da toplanıyor. Daha önce, 10 Aralık 2021 tarihinde Moskova’da ve 23 Ekim 2023 tarihinde Tahran’da yapılan toplantı ilk kez Türkiye’de yapılacak.
Fidan’ın ev sahipliğindeki toplantıya Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov katılacaklar.
Başka deyişle NATO Rusya’ya karşı Ukrayna’ya nasıl daha fazla destek vereceğini tartışırken Rus Dışişleri Bakanının Türkiye’de olması bekleniyor.
Almanya’dan kritik ziyaret
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz 19 Ekim’de Türkiye’ye geliyor.
Bu ziyarete hem Almanya hem Türkiye önem veriyor. Yılda 50 küsur milyar dolarlık hacmiyle Almanya Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı. Son zamanlarda, özellikle İsrail’in Filistin’deki katliamı nedeniyle Ankara ve Berlin sorunlar yaşadı. Bir başka sorun Schengen Vizesi zorlukları.
Bunlara bir de Eurofighter satışı sorunu eklenmiş durumda. Eurofighter’ın diğer üç ortağı, İngiltere, İspanya ve İtalya’da sorun yol ama Almanya açısından iki siyasi sorun bulunuyor. Birincisi, Erdoğan’ın, son olarak İsrail saldırılarına verilen desteği kınarken yaptığı gibi, sık sık Nazi dönemi ve Holokost hatırlatması yapması. Diğeri de Alman Parlamentosunda bazı grupların bu uçakların PKK’ya karşı kullanılmasını istememesi. Görüşmeler devam ediyor.