Aslında yazının başlığını “Yalancı Şimşek” diye koymayı düşünmüştüm.
Çünkü geçen Haziran ayında da, Eylül ayında da iki kez “Yeni vergi planlarımızda yok” demişti ve bu yasama yılında yeni bir vergi getirmeyi planlamadıklarını söylemişti.
Daha 10 gün kadar önce de bunu tekrarlamıştı.
Ama dün birdenbire yepyeni vergilerle karşı karşıya kalmıştık.
Sözüne güvenilir bir insan olması gereken Hazine ve Maliye Bakanı açıkça halkı kandırıyordu.
Sonra açtım okudum sözlerini.
Ustaca kıvırıyordu aslında.
Vergi oranlarında değişiklik olmayacağını söylüyordu, borsa ve kriptoya vergi gelmeyeceğini anlatıyordu ama aslında “Yeni vergi yok” demiyordu.
Yalan söylemiyor, manipülasyonla kandırıyordu.
Yemin etse başı ağrımazdı.
O yüzden de yeni vergiler geldi. Bunlardan en can yakıcı olanı, limiti 100.000 TL’nin üzerinde olan kredi kartlarından 750 TL ek vergi alınacak olması. Adına harç deyin, haraç deyin, ne derseniz deyin bu vergidir.
Ekonomide kayıt dışını kontrol altına alacağım diye banknot çıkarmayın.
Milleti kredi kartına mahkum edin.
Milletin parasını Visa ve Mastercard’a peşkeş çekin.
Sonra bir de bu kartlara vergi getirin.
Kredi kartları ile evini geçindirmeye, dar bütçesini çekip çevirmeye çalışan adama 750 TL daha geçirin.
Bugün Türkiye’de limiti 100.000 TL’yi aşan 62 milyon kredi kartı var.
Toplayacakları para 47 milyar TL.
Hemen hemen 1,3 milyar dolar.
Bunu da Savunma Sanayii’ne aktaracaklarmış.
Önce ülkede tehdit varmış algısı yarat, sonra vergiyi dayat.
Toplamı da 1,3 milyar dolar için.
Bu para neye denk biliyor musunuz!
Alamadığımız F 35’ler için ABD’ye ödediğimiz paraya.
Alıp da kullanamadığımız ve depoya kaldırdığımız S 400’lere ödediğimiz paranın yarısından az.
Ve Cumhurbaşkanı’nın “IMF bizden borç istedi, atın bir 6 milyar dolar dedim” diye övündüğü paranın 4’te biri bile değil.
Ve bugün Türkiye’ye yönetenler ülkenin hazinesini buna muhtaç hale getirmişler.
1,3 milyar dolar için hepinizin ama özellikle dar gelirlinin ailesini geçindirmek için muhtaç bırakıldığı kredi kartına, kart başına 750 TL vergi getirmek zorunda kalmışlar.
Diğerlerini saymıyorum bile.
Çoluk çocuğun, üç kuruş için canını tehlikeye atan moto kuryenin motosikletine getirilen MTV’yi, zaten durgun olan emlak alım satımına getirilen fazladan vergiyi, araç alım satımına getirilen ek ödemeyi saymıyorum bile.
Değeri 5.000 TL’yi aşan saatlere getirilen yüzde 20 vergiyi ise hiç saymıyorum.
Çünkü o saatlerin en pahalılarını alanlar zaten yurt dışından alıp getirirler.
Olan Türkiye’deki bayiye, distribütöre, sektörde çalışan on binlere olur, AKP’li zenginler ise Dubai’den ya da Avrupa’daki bir bayiden teslim alırlar saatlerini, olur biter.
Şimdi bazılarınız “Güler Sabancı ekonominin şahlandığını söylüyordu bu vergiler neden çıktı” diyorsunuzdur mutlaka.
Cumhurbaşkanımız son iki ay içinde iki ABD seyahati yaptı.
İkisine de 5 uçakla gitti.
Kendi 747 ile, gazeteciler A330 ile, kim olduğunu bilmediklerim A340 ile, bir başka grup A319 ile ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın Sayın makam araçları da M400 ağır nakliye uçağı ile.
Tüm bu uçaklarla giden yüzlerce kişi, New York’un en pahalı oteli Peninsula’da, oraya sığmayanlar ise başka pahalı otellerde kaldılar.
Siz tüm bunlar bedava mı zannediyorsunuz!
İtibar öyle ucuz bir şey değildir.
Sakın bana “Bu yeni vergiler Savunma Sanayii’ne gidecek” falan denmesin.
Vallahi kavga çıkarırım.
İnsanlıktan çıkanlar
AKP’li Gebze Belediyesi’nde bir katliam ortaya çıkarıldı.
Aslında gizlemeye bile gerek duymamışlardı.
Onlarca kedi ve köpek, kimi ölü kimi canlı canlı poşetlere doldurulup çöpe atılmıştı.
Katliam ortaya çıkınca belediye “Onlar zaten ölmüştü” diye özetleyebileceğimiz bir açıklama yaptı.
Kimi eceliyle, kimi kazada, kimi hastalıktan ölmüşler, belediye de alıp çöpe atmış.
Yersen.
Bazıları hâlâ canlıydı desek ne olacak ki, belediye “Zaten öleceklerdi. Biz öngörülü davrandık” diyebilirdi pişkince.
Bunu son çıkan hayvan yasasına bağlıyorlar.
Bence alakasız.
Bu kötülüğün saf hali.
Yasa ile falan kimseyi bu kadar kötü kalpli, bu kadar acımasız hale getiremezsiniz.
Bir yasa insan olanı insanlıktan çıkarmaz.
İnsanlıktan çıkmış olanların önünü açabilir o ayrı.
Gebze’yi görünce “Bir insan bunu nasıl yapar” diye düşündüm.
Sonra Bursa’dan gelen haberi gördüm.
Bir baba oğul yolda ambulansa yol vermemek bir yana, ambulansın önünü kesip durdurmuş, ambulansta hasta olup olmadığını kontrol etmeye kalkışmış ve ambulans sürücüsünü de dövmüştü.
Bu arada kalp krizi geçirdiği için hastaneye yetiştirilmeye çalışılan ambulansta bulunan kadın da ölmüştü.
Ambulansa bunu yapabilecek hale gelmiş bir insan güruhu, köpeklere neler yapmazdı.
AKP’nin günahı keşke hayvan katliamı yapmak isteyenlerin önünü açan bir yasa çıkarmakla sınırlı kalsaydı.
Büyük bir çoğunluğu insanlıktan çıkaran bir ortamı hazırladılar.
Asıl mesele bu.
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Hayvanlara kötü davrananın insanlara da kötü davranacağını bildiğimiz zaman.