Yerel seçimden birinci parti olarak çıkan CHP erken seçim istiyor.
İstediği olursa, genel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılacak…
Herhalde o seçimde de sandıktan birinci parti olarak çıkılıp hem hükümet kuracak sayıda milletvekiline sahip olunacağı, hem de belirlenen adayın cumhurbaşkanı seçilmesinin sağlanacağı hesap ediliyordur…
Olabilir, neden olmasın?
Nitekim CHP yönetim kademelerinde yer alanlar, seçim henüz ufukta görünmezken, iktidar rüyası görüyorlar…
Ekonominin orta halliyi fakirleştirdiği, fakiri ise açlık seviyesinin altına gönderdiği günümüzde, içte ve dışta sayısız sorunla karşı karşıya kalmış, hepsinden yara alması mukadder mevcut iktidara bakıp, tersini düşünmek gerçekten çok zor.
CHP erken havaya girdiyse bunun sebepleri anlaşılabilir.
İlk günlerde ben de “Olabilir, neden olmasın?” düşüncesinde iken, şimdilerde, her geçen günün getirdiklerinin CHP’lilerin rüyasını kabusa döndürebileceğini düşünür oldum.
Yüzde 38 oyunu genel seçimde de muhafaza etse bile, barajın yüzde 7 oranına düşürüldüğü günümüz siyasi ikliminde, o oran, CHP’nin tek başına iktidar olmasına müsaade etmeyecektir.
Koalisyon yapılması gerektiğinde kim/ler ile bunu gerçekleştirebilir CHP?
İkinci çıkacak partinin -diyelim AK Parti’nin - kendisine koalisyon ortağı bulabilmesi CHP’den daha kolay.
Tek başına iktidar çoğunluğuna Meclis’te sahip olamama ihtimalinden hareketle kendisine yol arkadaşı arayışına girmesi gerekirken, CHP, potansiyel ortakları ile arasına mesafe koymakla meşgul.
Tek başına iktidar bütünüyle imkansız mı?
Mümkün olabilir elbette, ancak o ihtimali gerçeğe dönüştürebilmesi için, CHP’nin, bir yandan çok özel şartların ürünü olan yerel seçimde aldığı oyu korurken, bir yandan da kendisine yeni seçmenler kazanması şart.
Cumhurbaşkanı seçilebilmek için ‘%50+1 şartı’ önümüzdeki seçimde de geçerli.
Arkasına beş muhafazakar partiyi almış olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun elde ettiği %48 oy, şartların çok farklı olacağı gelecek seçimde korunup üzerine en az %2,5 daha konulabilecek mi?
Zorluk görülebiliyordur herhalde…
Her geçen gün, CHP’yi, kazanması gereken ‘artı oy’ hazinesinden uzaklaştırıyor.
Geleneksel tepkileri dışarıya vurduğunda, oy verecek olanlara “Değiştiklerini söylüyorlardı, peki bu ne?” dedirtecek gelişmelerle karşılaşılıyor çünkü.
Dün olana biraz yakından bakalım.
“Harbiye Orduevi’nde ÇARŞAFLI SELFİ - Lüleburgaz Orduevi’ne sarıklı-cübbeli kişinin girmesinin ardından bu kez İstanbul’daki orduevinde kara çarşaflı kadın görüntülendi.”
Yukarıda okuduklarınız, CHP ile organik bağı bulunmasa da, haberleri ve yazılarıyla CHP çizgisinde yayın yaptığı bilinen bir gazetede -Sözcü’de- manşet yapılan haberin tanıtım cümleleri…
Şehitlerin anıldığı bir günde çarşaflı bir şehit annesinin Orduevi’nde bulunması gazete tarafından böyle sunuluyor.
Deniz Baykal’ın başörtülü kadınlara kürsüde altı oklu rozet taktığı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun çarşaflılarla selfi çektirdiği CHP gitmiş, yerini o bildik söylem almış…
Bir tek ‘irtica’ sözcüğü eksik; o da olsaydı, bu sunumla 28 Şubat arasında ilinti kurulabilirdi.
Nitekim kuranlar oldu.
O ilintiyi ben kurmuyorum.
Çünkü 28 Şubat sürecinde yapılan şehitleri anma törenlerinde bile, başörtülü ve çarşaflı anneler orduevlerinin kapılarından döndürülmüyordu.
Tanığım var:
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi Temsilcisi olarak, Hasdal ve Maslak Askeri Tesislerinde en az 14 TSK övünç madalyaları törenine katıldım. Bu törenlere annelerin hemen hemen tamamı bu tip örtülü kıyafetlerle katılırdı. Bu manzara karşısında komutan eşleri ile birlikte göz yaşlarımızı tutamazdık. Katılımcı şehit yakınları dar gelirli kimselerden oluşuyordu ve şehit yakınlarının kılık-kıyafet şeklini de hiç kimse sorgulamıyordu. Üstelik 28 Şubat zihniyetinin hakim olduğu günlerde…”
Tanığımın adı Prof. Dr. Erman Tuncel…
Koskocaman harflerle gazete manşetine layık görülmüş haberi bayi vitrinlerinde ve CHP’li bilinen okurların elinde görenlerin aklına ne gelmiştir?
Her akşam CHP yanlısı bilinen kanallardaki tartışma programlarında da Sözcü türü -hatta daha aşağılayıcı- görüşler dile getiriliyor.
İktidara yakın medyanın işi ne, onlar “İşte CHP zihniyeti” demek için hazır bekliyor zaten…
CHP’liler için “Titreyip kendilerine dönsünler” diyeceğim ama, o söz galiba MHP’ye söyleniyor…