Askeri Komite’de görüş birliği yok

ABD ve İngiltere, “uzun savaş” gereği, Ukrayna’da savaşın düzeyini yükseltmeye çalışıyor. Kursk saldırısı bunun gereğiydi. Şimdi de Ukrayna’ya yüksek hassasiyetli uzun menzilli füzeler vermeye çalışıyorlar. 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu çabanın “NATO’nun savaşa doğrudan taraf olması anlamına geldiğini” belirterek Washington ve Londra’yı uyardı. Bu tür silahlarla saldırıya uğradığında, Moskova, bunu Ukrayna’nın değil, NATO’nun saldırısı olarak değerlendirecek ve ona göre hareket edecek. 

Putin bunun neden NATO saldırısı sayılacağını da açıkça ortaya koydu: 

1) Ukrayna’nın elinde bu silahları yönlendirecek uydu yok. Ukrayna bu füzeleri ancak Batı uydularının yardımıyla kullanabilecek. 

2) Askeri personel desteği verilmeden, Ukrayna’nın bu tür silahları kullanabilmesi olası değil. 

NATO’DA BİRLİK SAĞLANAMADI

ABD Başkanı Joe Biden’ın Beyaz Saray’da İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile yaptığı görüşmenin ana konusu da Ukrayna’ya desteğin sürdürülebilmesiydi. 

NATO Askeri Komitesi de önceki gün yine bu gündemle Prag’da toplandı. Toplantı sonrası basına konuşan NATO Askeri Komitesi Başkanı Oramiral Rob Bauer, iki konuya işaret etti: 

1) Rus topraklarını hedef alacak uzun menzilli silahlar kullanmak Ukrayna’nın hakkı. Ancak ABD buna henüz onay vermedi. 

2) NATO ülkeleri, Ukrayna’ya gönderdikleri silahlara sınırlama getirme konusunda egemenlik hakkına sahiptir. 

Bu iki açıklama şu anlama geliyor: Ukrayna’ya verilen füzelerle Rus topraklarının vurulabilmesi konusunda NATO’da birlik sağlanamadı, itiraz eden ülkeler var. ABD bu nedenle onay veremiyor. 

HARRİS AYNI STRATEJİYİ SÜRDÜRECEK Mİ?

Peki Biden yönetimi, üç aylık ömrü kalmasına rağmen, neden dünyayı ateşe atacak böylesi bir kararı zorluyor? 

1) Çünkü Donald Trump seçimi kazanırsa, Ukrayna savaşını 24 saatte bitireceğini belirtiyor. Trump’ın yardımcı adayı James David Vance, seçimi kazanınca Rusya’yla masaya oturacaklarını, mevcut sınırı tescil ettireceklerini, ihtilaflı bölgelerin silahtan arındırılacağını, Ukrayna’nın NATO üyesi yapılmayacağını, daimi tarafsız statü verileceğini söylüyor. 

Bu, Rusya’nın Ukrayna’da savaş çıkmaması için Aralık 2021’de ABD ve NATO’ya sunduğu anlaşmanın zeminiydi aslında. Ancak Rusya’nın bu saatten sonra, bunu yine bir anlaşmanın zemini olarak kabul edip etmeyeceği ise artık şüpheli... 

2) Çünkü Kamala Harris’in seçimi kazanması durumunda, Biden yönetiminin mevcut Ukrayna stratejisini tamamen sürdürüp sürdürmeyeceği kesin değil. Harris’in başkan seçildiğinde Ukrayna politikalarını gözden geçirebileceği belirtiliyor. 

ABD mali sermaye sınıfı da işte bu riskler nedeniyle Ukrayna’da “uzun savaş” stratejisinden geri dönüş yapılamamasını sağlayacak kadar ileri gidebilmeye çalışıyor. Biden yönetiminin kalan son haftaları, bu amaçla değerlendirilmeye çalışılıyor. Kursk saldırısının istenilen sonucu getirmemesi nedeniyle, şimdi yeni bir yol daha denemek istiyorlar. 

TÜRKİYE NE YAPMALI?

Ancak bu yol çok riskli. Rusya Devlet Başkanı Putin’in “açık uyarısı”, herkesin üzerinde uzun uzun düşünmesini gerektiriyor. Zira NATO’nun yeni kışkırtıcılığı nükleer riski artıracaktır. Bundan en fazla zarar görecek ülkelerin başında da ne yazık ki ülkemiz geliyor. 

Türkiye bu nedenle ABD’nin NATO’daki o çabalarına engel olmaya çalışan Macaristan ve Slovakya gibi ülkelerle birlikte çalışmalı ve güç birliği yapmalıdır.