İletişim ve ilişki yönetiminin altın kurallarından biridir… Bazen 100 üzerinden 99’la sınıfta kalırsınız… Bir keresinde, devasa bir salonda düzenlediğimiz, kontrol listesinde (mesleki jargonda check list denen şey) yüzlerce kalemin bulunduğu, her birinin tek tek denetlenip hazırlandığı büyük bir etkinliğin 10’uncu dakikasında birden elektrikler kesilmişti… Ne yapacağımızı bilemez bir durumda afallayıp kalmıştık…
Öyle ya salonun jeneratörü vardı ve ek bir jeneratörün teminine gerek yoktu… Oraya koştur buraya koştur… İşe yaramadı… 15 dakika sonra elektrikler tekrar geldi. İki günlük bir etkinlikti… Ne yapsak, ne etsek diye düşünürken, meslek büyüklerimizden biri dedi ki: “Elektrik işlerini yöneten ekibin çorba parasını ihmal etmediniz, değil mi?”…
Yüzlerce madde arasında belki de bir tek o çorba maddesi yoktu… Gereken yapıldı ve ertesi gün etkinlik kazasız belasız başarıyla tamamlandı…
CHP’nin son Tüzük Kurultayı’nda olan biteni görünce aklımıza nedense 100 üzerinden 99 alıp sınıfta kalmak durumu geldi… Hem teknik hareketlerde 100 üzerinden 99’la sınıfta kalındı, hem de artistik hareketlerde…
CHP’nin bir önceki Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kılıçdaroğlu tarafından parti ile sırttan hançerlenme bağlantısı gündeme getirilirken; bu sefer de Özgür Özel’in ifadesiyle partinin yeni Cumhurbaşkanı adaylarından biri tarafından fitne ateşine odun atıldığı suçlamasıyla karşı karşıya kalındı…
Eğer, İmamoğlu’nun önünü açmak için planlanmış programlanmış bir komplo değilse -ki kanaatimize göre yine CHP’nin genel beceriksizliğinin bir çıktısıdır söz konusu olan- son anda birden Mansur Yavaş’ı sahneye atmak durumunda kalan CHP yönetimi kimin “çorba parası”nı atlamışlardı acaba?..
Bir de artistik hata var tabii… Bu hatanın, Özgür Bey’le Ekrem Bey’in sahnede şirinlik muskası takıp Yavaş’ı teskin etmeye çalışarak yaptıkları gibi telefasi mümkün değildir. Öyle bir zülfüyâre dokunulmaktadır ki, geri dönüşü zordur…
Şu parti programının yenilenme meselesi… Yani CHP’nin bundan sonra ulusal ve uluslararası tüm politikalarını belirleyecek ana ilkelerin, yani misyon ve vizyonun tespiti süreci…
CHP MYK üyesi Doç. Dr. Yunus Emre açıklamış… Neyi? Yeni Parti Programının nasıl şekillendirileceğini…
Efendim, anket yapıp soracaklarmış… Ne soracaklarmış? Şunları soracaklarmış:
1. CHP’nin yüz yıllık tarihi ve Türk siyasi hayatındaki yeri hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
2. CHP Türkiye’nin geleceğini şekillendirmede nasıl bir rol oynamalıdır?
3. CHP’nin programına yön vermesi gerektiğini düşündüğünüz ana prensip ve temel değerler nelerdir? Bir ya da birden fazla yanıt yazabilirsiniz.
4. Türkiye’nin öncelikli olduğunu düşündüğünüz üç sorununu yazınız? Bu sorunların çözümü için nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini kısaca açıklayınız.
5. CHP’nin politikalarını uygulaması ve ilkelerini hayata geçirmesi için gereken iktidar stratejisi hakkındaki görüşlerinizi yazınız…
Sonra da bunlar üzerine çalışıp Parti Programını demokratik ve katılımcı bir şekilde ortaya koyacak ve bu doğrutuda hem partiyi hem de ülkeyi yöneteceklermiş…
İşletme Fakültesi ya da Siyaset Bilimi’nde 101 dersinde okuyan bir gence sorsanız size hemen yanıt verir: Vizyon, strateji ve değerler, geniş kitlelere sorularak, aşağıdan yukarı doğru çalışan bir süreçte belirlenmez…
Bunun için de mükemmel bir örnek verirler: Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs’ta Samsun’a ayak bastığında anket yaptırarak mı başlattı Millî Mücadeleyi? Hangi ankete dayanarak Cumhuriyeti ilan etti; millî bağımsızlık ve bölünmez bütünlük çizgisini hangi demokratik katılım sonucu büyük bir kıskançlıkla korudu?
Büyük Fikir-Büyük Lider-Büyük Teşkilat çizgisidir vizyonu belirleyecek olan ve bu sırayla gündeme gelir… Lider için de şu söylenir: Yolu bilir, Yolu gösterir ve Yolu yürür…
Hayırlı anketler Özgür Bey… Şu sıra AK Parti’yi önde gösteren Metropol’ün anketiyle bile baş edemiyorsunuz… İnşallah kitlesel araştırmalarla yolunuzu bulursunuz…
Günün sözü
“Büyük işler, insanlarla dağlar karşılaşınca meydana gelir.”
William Blake
Gözümüze takılanlar…
* TÜAD (Türkiye Araştırmacılar Derneği) tarafından düzenlenen 12. Baykuş Ödülleri’nde bu yıl en büyük ödül olan platin baykuşu alanlar, ERA ve Toros Tarım.
Tüm kategorilerde alınan altın ödüller arasında ERA, müşterisi Toros Tarım için yaptığı “Verimli Adımlar: Çiftçi İçgörüleri ve Tarımsal Çözümler” araştırmasıyla Platin Baykuş ödülünü aldı. Tüm jüri üyelerinin birçok değerli projeyi değerlendirdiklerini tahmin ediyoruz. Şirketler için bu tarz ödüller, istikrarı, finansal gücü ve hedef kitlenin güvenini ortaya koyan kıymetli sonuçları simgeler ve başka önemli projelere de ilham verir.
* İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 23. kez düzenlenecek Filmekimi bu yıl Paribu sponsorluğunda 4-13 Ekim’de İstanbul, 10-13 Ekim’de Diyarbakır, 17-20 Ekim’de Ankara ve 24-27 Ekim’de İzmir’de yapılacak. Cannes’dan Venedik’e, Locarno’dan Toronto’ya saygın festivallerde dünya prömiyerini yapan en yeni ve ödüllü filmleri sinemaseverlerle buluşturacak. Filmekimi’ne sayılı günler kaldı. Gençler ve sinemaseverler bu sene de “yaşama sanatı”na katma değer getirecek, iz bırakacak filmler izleyebilecekler, umuyoruz.