Son seçimden az farkla birinci çıkan CHP ile ilgili gelişmeleri izlerken CHP'lilerin dışa vurdukları sevinci hayli sorunlu buluyorum.
Gelin-güvey olmak için erken davranıyorlar…
Beni böyle düşünmeye sevk eden, dün, CHP’ye yakın medyayı sevince boğan bir fotoğraf oldu.
Fotoğrafta, CHP’nin genel başkanı Özgür Özel, eski genel başkanlarından Altan Öymen ile Hikmet Çetin ve İstanbul’un CHP’li belediye başkanı Ekrem İmamoğlu el ele, kol kola yürürken görülüyor. Cumhuriyet gazetesi, fotoğrafa, “Kurultay salonundan iktidar partisi çıkacak - Hedef CHP’li cumhurbaşkanı” başlığını uygun görmüş…
CHP’de bir tüzük kurultayı toplanacak; medyası, CHPli önemli isimlerin hazırlık çalışması buluşmasının fotoğrafından CHP’ye iktidar ve cumhurbaşkanlığı bağışlamış…
Erken bir sevinç…
Sonunda hem kendi tabanlarına hem de CHP’ye yeni yeni ısınmaya başlamış ülkede ‘değişim’ isteyen kitlelere, hayal kırıklığı yaşatabilirler…
[Yerel seçimde -31 Mart- alınan az farklı birincilik, ondan on ay önce de yaşanabilirdi. Ancak genel seçimden bir kez daha AK Parti iktidarı ve cumhurbaşkanı olarak da Tayyip Erdoğan çıkabilmişti. AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başarı getiren taktikleri kadar, CHP’nin Türkiye ve insanını iyi okuyamamasının da bunda katkısı büyüktür.]
Kamuoyu yoklamaları yerel seçim sonrasında da CHP oylarının arttığını gösteriyor. Ancak, siyasi literatürümüzde ‘yüzer-gezer oylar’ olarak değerlendirilen seçmen kitlesinin seçim günü geldiğinde nasıl davranacağı önceden kestirilemez.
Galiba CHP yönetimi ile medyası, hem bunu hem de daha başka dikenli sorunları unutuyor. SETA Raporu gibi AK Parti ile ilgili olumsuz haberler onlara yetiyor.
Zamanında veya erken, önlerinde bayağı çetin geçecek bir seçim süreci var ve CHP o süreçten hasarsız çıkacağı görüntüsünü vermiyor.
Biraz açayım:
Fotoğraftakilerden Altan Öymen siyasi tarihimize ‘28 Şubat süreci’ adıyla geçen dönemin bir bölümünde CHP’ye genel başkanlık yapmıştı (Görev süresi: 23 Mayıs 1999 - 1 Ekim 2000).
28 Şubat performansı hiç parlak olmayan CHP’nin, oylarını alamazsa iktidar olamayacağı gibi CHPli birini cumhurbaşkanı seçtirmesi de çok zor olacak bir kesim, tercih zamanı geldiğinde, o dönemde izlenen politik çizgiyi hatırlayıp iki kez düşünecektir.
İkinci kez düşünenler kamuoyu yoklamalarında bugünün ‘kararsızları’ içerisinde yer alıyor.
Her şeye rağmen CHP’ye oy vermeye hazırlananlar da, şimdiden gelin-güvey haline gelindiğini sayfalarına ve ekranlarına yansıtan CHPli medyanın 28 Şubat’tan edindiği reflekslerine bakıp, bir kez daha düşünme ihtiyacı duyuyorlar.
Sorun yalnızca CHP’nin 28 Şubat karnesi olsa neyse… O fotoğrafa da yansıyan güncel sıkıntıları da az değil CHP’nin…
Neden o fotoğrafta ‘müstakbel cumhurbaşkanı adayı’ olduğu bilinen iki CHPli -Özgür Özel ile Ekrem İmamoğlu- var da, üçüncü muhtemel aday -Mansur Yavaş- yok?
CHPli medya, bu üç muhtemel adaya destek çıkmada, ayrışmış durumda.
Ayrışma, CHP saflarında da olabileceğine göre, adaylık süreci, Shakespeare trajedilerine benzer bir hal alabilecektir.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde yakasında CHP rozeti bulunan bir aday ‘50+1 oyu’ toplayabilir mi?
Bir an için, adaylığın tek isim üzerinde uzlaşılarak çözüldüğünü, adayın muhafazakar kesimin hafızasındaki CHP yanlışlıklarını unutturacak bir söylemi benimsediğini ve medyasının da bu çizgiye uyum sağladığını düşünelim.
CHP’de adaylığını tartışılmaz hale getirmiş, ‘helalleşme’ çabası ve ‘6’lı masa’da buluşturduğu yüzler ile ulaşmak istediği kesimlere kendisini sempatik gösterebilmişti Kemal Kılıçdaroğlu ve medyası da bu duruma uyum sağlamıştı; fakat seçilemedi…
AK Parti ve MHP ile Tayyip Erdoğan, yeni taktiklere başvurarak, bunu sağlamanın yollarını yine arayacaktır…
Meral Akşener’in misyonunu üstlenecek biri -küfürbaz biri?- saflarından yine çıkabilir…
Artık ‘6’lı masa’ ve muhafazakar lider desteği de bulunmuyor… [Sahi, o fotoğrafta eski genel başkanlardan Kemal Kılıçdaroğlu neden yok?]
Geçmişteki 19 seçimin 18’inden partisini birinci çıkarmayı başarmış Erdoğan şapkasında yeni tavşanlar bulunduruyorsa şaşırmam.
Erken gelin-güveylik sevinci yersiz.