Hukukun MHP sorunu

MHP’nin hukukla olan sorunu, “hukukun MHP sorunu”na dönüşüyor haliyle. 

Bunu sadece bugünkü “154’ler listesine” bakarak söylemiyorum elbette. Hukukun MHP sorunu en başından beri olmuştur, sürmektedir ve siyasal çizgisi nedeniyle de sürecektir. 

ATLANTİK HUKUKUNUN ÖRGÜTÜ!

Hukukun MHP sorunu üç aşamada incelenebilir: 

1) Kuruluşundan 1980’e kadar olan sürede MHP, ABD’nin komünizmle mücadelede kullandığı bir örgüt olarak Türk hukukuyla sorunluydu.Türkiye “küçük Amerika”ya dönüştürüldükçe ve Atlantik hukuku Türk hukuku üzerinde yeni ve melez bir hukuka dönüştükçe MHP o melez hukuk içinde kendisine yer buldu, MC (Milliyetçi Cephe) hükümetlerine monte edildi. 

2) 12 Eylül 1980’den AKP’nin iktidar olduğu 2002 yılına kadar geçen süre ise hukukun MHP’yle sorununun ikinci aşamasını oluşturur. Bu süreç oldukça karışıktır ve MHP’nin hukukla, hukukun MHP’yle sorunu iç içe geçmiştir. Fikirleri iktidarda, yönetimi geçici bir süreliğine hapiste ama silahşorları da hâlâ Gladyo’nun emrindedir.

Bu sürecin ikinci yarısı, değişen dünya koşullarının da etkisiyle, Gladyo’yla belli oranda mücadele edilebildiği yıllardır. MHP bu süreçte kısmen sokaktan çekilmiş ama devletin içinde, özellikle güvenlik bürokrasisi içinde “paralel bir örgütlenme” kurabilmiştir.

MHP’NİN ANAYASA VE HUKUK KARŞITLIĞI 

3) MHP’nin ilk bölümünde muhalefet ederek AKP’ye yararlı olduğu, ikinci bölümünde ise artık doğrudan ittifak kurarak AKP’yi iktidarda tuttuğu aşama, içinde bulunduğumuz son aşamadır.

Muhalefet ederek AKP’ye yararlı olduğu yıllarda Bahçeli, örneğin 2007’de Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olmasının yolunu açtı; 2014’te Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Kılıçdaroğlu’na cumhurbaşkanı adayı diye kabul ettirerek Erdoğan’a kazanma yolunu açtı; Haziran 2015’te, hükümet kuramayacak durumdaki AKP’ye, koalisyon seçeneklerini baltalayarak, erken seçime gitme ve hükümet oluşturacak sayıya ulaşma olanağı sağladı.

AKP’yle ittifak kurduğu süreçte ise Bahçeli, bugünkü hukuk devletinin gerilediği yerin iki numaralı sorumlusu oldu. “Erdoğan anayasaya uymuyorsa anayasayı Erdoğan’a uyduralım” hukuksuzluğu üzerinden tek adam rejiminin kapısını açan Bahçeli, sonrasında “hukukun MHP sorunu”nunun şu örneklerine imza attı: Anayasa Mahkemesi istediği kararı vermediğinde “Anayasa Mahkemesi kapatılsın” dedi; partisi yüzde 10 barajının altına gerilediğinde “Yüzde 10 barajı kalksın” dedi; hatta tuttuğu takım (Karagümrük) küme düştüğünde “Bu sezon küme düşme olmasın”bile dedi!

MHP’NİN FETÖ’VARİ 154’LER TORBASI

Özetle MHP, AKP’li yıllarda hem Erdoğan’ın rejim değiştirebilmesinin kaldıracı oldu hem devletin FETÖ’den boşalan bazı odalarına yerleşti hem de Türk-İslam sentezi ideolojisine uygun olarak toplum-siyaset üzerinde baskı aparatı rolünü aldı. 

Devlet memurlarının, polis şeflerinin elini öpebilmek için yerlere eğildiği Bahçeli, partisinin adının karıştığı Sinan Ateş davasını” aydınlatmaya çalışan gazetecileri, karartılmasına karşı çıkan aydınları, siyasetçileri, akademisyenleri, tıpkı bir dönem AKP’nin diğer ortağı FETÖ’nün yaptığı gibi “154’ler torbasına” doldurarak “hukukun MHP sorunu”na bir halka daha eklemiş oldu!

Hukuk devletini erozyona uğratanlar ve hukuku kanunla boğmaya çalışanlar, şimdi de hukuk arayanları fişliyor, 154’ler torbasına dolduruyor, açık açık “Hesap soracağız” diyerek tehdit ediyor.

Unutulmamalı, hukukun MHP sorunu, aynı zamanda demokrasi sorunudur, insan hakları sorunudur, yaşam hakkı sorunudur.