İttifak başka, yumuşama başka

Milli takımımız Almanya’nın Hamburg şehrinde Çekya’yı yenerek hepimize büyük sevinç yaşattı. Çoğunluğu gurbetçi olan taraftarımız statta maç boyunca yeri göğü inletti. Son dakika golüyle temiz bir galibiyet elde edince, sevinç Hamburg sokaklarına taştı. Görülmeye değer sahnelerdi: Sabah saatlerine kadar kornalar susmadı, konvoyların ardı kesilmedi, sokaklarda ay yıldızlı tişört ve bayraklarla gurbetçimiz öyle çok sık karşılaşmadığı bir coşkunun tadını çıkardı. Milli takımımızı tebrik ediyor, başarılar diliyoruz.

Siyasi analizlerde futbol benzetmesi sıkça yapılır. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın, Çarşamba günkü grup konuşmasında, “ittifak” ile “yumuşama” arasındaki farkı altını çizerek vurgulaması da futbol diliyle açıklanabilir: Sahada iki takım olur ve birbirlerini yenmeye çalışırlar. Galibiyet olur, mağlubiyet olur, beraberlik olur, takımlar arasında sert ya da centilmence mücadele olur ama hiçbir zaman iki takım bir araya gelerek, “haydi şimdi senin kalene gol atalım, haydi şimdi benim kaleye gol atalım” demez. Bu, futbolun, rekabetin, çekişmenin, oyunun ruhuna aykırıdır.

Erdoğan da grup toplantısında bu anlamda ifadeler kullandı: “İktidar partisiyle ana muhalefet partisi arasında şunu iyi bilin, siyasi ittifak olmaz. Uzlaşma olur, normalleşme olur, yumuşama olur ama ittifak olmaz. Zira iktidar ve ana muhalefet arasındaki ittifak, siyasetin de, demokrasinin de çok partili sistemin de fıtratına aykırıdır. Biz de zaten bir böyle çaba içinde değiliz. Biz günlük siyasi tartışmaların dışında tutulması gerektiğine inandığımız, ülkemize, milletimize ve devletimizin güvenliğine dair konularda bir ortak bakış açısını, bir ortak duyguyu yakalamaya çalışıyoruz. Sivil ve özgürlükçü anayasa, terörle mücadele ve dış politika gibi milli meselelerde iç cepheyi sağlamlaştırmanın gayretindeyiz. Biz durduğumuz yerde duruyoruz. Muhalefetten ise bizim durduğumuz yere yani hoşgörüye, yani birleştirici dile, yani kucaklaştırıcı siyasete, yani devleti ve milleti önceleyen politikalara yaklaşmasını bekliyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklamaları önemli. Zira 31 Mart seçimleri sonrasında CHP ile başlayan görüşme trafiği, hem Cumhur İttifakı içindeki MHP’yi, hem de AK Parti tabanını tedirgin etmişti. “AK Parti CHP ile ittifak mı yapacak?” soruları zihinleri meşgul ediyordu. Erdoğan, çerçeveyi çizerek, bir ittifakın zaten mümkün olamayacağını, Türkiye’nin huzuru için yapılan görüşmelerin ittifak olarak anlaşılmaması gerektiğini net bir şekilde vurgulamış oldu. Böylece hem AK Parti tabanı hem de MHP rahatlatılmış oldu. Cumhur İttifakı’nın yoluna kararlılıkla devam ettiğinin de altını çizerek Erdoğan MHP ile ittifakı kavileştirdi. Böylece tüm tartışmalar sona ermiş oldu.

Futbolda “kazan-kazan” olmaz; siyasette de…

KÖPEK MESELESİNDE SONA YAKLAŞILIYOR

Önce şu gözlemimi paylaşayım: Almanya’nın Düsseldorf, Dortmund ve Hamburg şehirlerinde 5 gün geçirdim. Tek bir tane bile, evet 1 tane bile başıboş sokak köpeğine rastlamadım. Sadece Almanya değil, Avrupa’nın hiçbir ülkesinde, hiçbir şehrinde de zaten başıboş köpek göremezsiniz.

Bu arada AK Parti’nin son MYK’sında da Türkiye’deki başıboş köpekler meselesinin ele alındığını öğrendim. Köpeklerin toplatılmasını, sahiplendirilmesini, olmuyorsa uyutulmasını getiren yasa taslağı MYK’da da küçük bir itiraz dışında tüm üyelerden destek görmüş. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konuda kararlılığını bir kez daha ifade etmiş.

Görünen o ki, yasa taslağı TBMM’ye sunulacak. Bu konuda kararlılık tam. Ancak süreç uzadıkça bir kazaya uğrama ihtimali de elbette var. Tekrar hatırlatalım: Milletin gözü kulağı bu yasada. Eğer çıkmazsa, sorun çözümsüz kalacağı gibi, AK Parti de buradan ağır bir yara alacak. Siyaset ustası Erdoğan’ın oluşan tepkiyi ve bu tepkinin AK Parti siyasetine vuracağı darbenin farkında. Son MYK toplantısı, Erdoğan’ın bu farkındalık ile gerekeni yapacağını gösteriyor.