Dün alkışlanan bakan bugün kimin hedefinde!

Ayhan Bora Kaplan soruşturması, giderek bir bakanın başını yemeye yönelik bir operasyona dönüştürülüyor.

Bu fikir bana ait değil.

Ankara’daki bir soruşturmayı yakından takip eden ve bu işleri derinlemesine ele alma kapasitesine sahip birine ait.

Dün giderek sarpa saran ve karanlık bir hal almaya başlayan bir soruşturma ile ilgili aralarında bazı bürokratların da bulunduğu birkaç kişi ile konuştum.

Çünkü çok açık ama bir o kadar da anlaşılmaz bir pislik vardı ortada.

Bir süre önce Ayhan Bora Kaplan adlı çete reisine yönelik operasyon yaptığı için “kahraman” ilan edilen polisler, şimdi kendilerini kahraman ilan edenlerin hedefi haline gelmişlerdi.

Ne oluyordu da, bir süreç böylesine farklı bir yöne sürüklenebiliyor, ya da çekilebiliyordu.

Dün yaptığım tüm konuşmalardan anladığım şu oldu.

Birileri İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’yı bakanlık koltuğundan kaldırmak için düğmeye basmıştı.

Bunun nedeni ise Ayhan Bora Kaplan soruşturmasının “istenmeyen” yönlere gitme olasılığıydı.

Konuştuğum bir İçişleri bürokratı “Gizli tanığın AK Partili bakanları işin içine sokmaya çalıştığı iddiası var. Oysa gizli tanığın ilk ifadesinde sonradan dosyaya eklendiği söylenen o isimler yer almıyor. Burada geçmişte FETÖ’nün kumpas davalarında olduğu gibi sonradan eklenmiş bazı unsurlar var. Bunlar soruşturmayı sulandırmak, hedef şaşırtmak için bu yola başvurulmuş hissiyatı uyandırıyor.” dedi.

Bunun benim anladığım manası şu: Emniyet içinde bir el gizli tanığın ifadelerine eklemeler yapıyor veya yaptırıyor ve sonra da bu hükümete karşı komplo gibi gösterilip, bu soruşturmayı yürüten polislerin üzerine yıkılıyor.

Aynı bürokratın “Mülkiye müfettişleri olayı inceliyor. Rapor bugün yarın çıkar. O zaman her şey çok daha iyi anlaşılır. Birileri bu soruşturmadan rahatsız ve soruşturmayı sabote etmeye çalışıyor olabilir” sözleri manidardı.

Hedefin Ali Yerlikaya’yı yıpratmak ve görevden aldırmak olduğu konusunda kimsenin kuşkusu yok.

Bunun için her yol denenecek belli ki!

Bu konuda muhalif basının desteğini almak için izlenecek yol da hemen hemen belli.

Menzil Tarikatı bağlantısı kullanılacak.

Menzilcilerin İçişleri Bakanlığı’nda örgütlendiği sanki yeni öğreniliyormuş gibi, sanki başka bakanlıklarda da göz göre göre örgütlendikleri bilinmiyormuş gibi gündeme getirilecek.

Ali Yerlikaya sağlı sollu yıpratılacak ve görevden alınması sağlanacak.

Bu arada Ayhan Bora Kaplan soruşturması da “sadeleştirilecek” ve bir çete lideri değil, bir çakal yargılamasına dönüştürülerek, dal budak sarması istenmeyen yerlere ilerlemesi engellenecek.

Bu davanın ortaya koyduğu gerçek şu.

Devlet bitirilmiş.

Türkiye’nin en önemli bakanlıklarında at izi it izine karışmış.

Dün övülen bakanlara, bugün komplo kurulur hale gelmiş.

Güç odağı olma çabasındakiler sadece troll orduları değil, gazeteci orduları da kurmuşlar.

Suçlanan polis müdürleri ile ilgili soruşturmanın MİT’e devredilmesi muhtemelen çok daha iyi oldu.

MİT tüm bu kavgalardan bu çekişmelerden, örgütlenmelerden kendini ne kadar koruyabilmiştir bilmiyoruz.

Yine de daha güvenilir bir pozisyonda olacağını tahmin edebiliyoruz.

Bu arada iktidar partisi içindeki yeni “hizipleşmeler” de ortaya çıkmaya başlıyor.

Bakalım bunlar arasında birinciliği kim kazanacak!


Dorukhan’ın katilleri yargılanacak

Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık’ın oğlu Dorukhan Büyükışık, çok açık bir cinayete kurban gittiği halde, cinayet içinde pek çok kamu görevlisinin de olmasını gerektiren bir komplo ile karartılmış ve kaza süsü verilerek üzeri örtülmüştü.

Baba Ethem Büyükışık ise bunun bir cinayet olduğundan emindi ve binbir emekle şahane bir evlat olarak yetiştirdiği, çok iyi eğitimler almış, 3 dil bilen ve parlak bir geleceği olduğu aşikar oğlunun katillerinin serbest kalmaması için müthiş bir mücadeleye girişti.

Eşinden bile gizlediği bu mücadelede oğlunun nasıl öldürüldüğünü tespit etmekle kalmadı, cinayeti karartan komployu da gördü.

Ve sonrasında her yerde bunu anlatmaya başladı.

Kapı kapı geziyor, oğlu için adalet arıyordu.

Pek çok medya kuruluşu, özellikle de Youtube kanalı kendisine destek oldu.

Son olarak geçen sonbaharda benim Youtube kanalıma konuk oldu.

Ve benim de gözyaşları içinde dinlediğim öyküyü anlattı.

Bu yayın dava açısından zannederim bir dönüm noktası oldu.

Adalet Bakanlığı hemen devreye girdi.

Büyükışık, Adalet Bakanı Tunç ile buluştu.

Büyükışık’ın ortaya koyduğu delilleri inceleyen Bakanlık, “kaza” denilerek kapatılmış dosyayı “kanun yararına bozma” yoluyla yeniden açtı.

Ve Yargıtay 1. Ceza Dairesi de, ortaya koyulan deliller ışığında Dorukhan Büyükışık’ın ölümünün bir kaza olamayacağına ve bunun şüphe götürmez bir şekilde bir “cinayet” olduğuna hükmetti.

Ve şimdi dava yeniden açılacak.

Sanıklar bu kez daha adil olacağını umduğumuz bir dava sürecinde yargılanacaklar.

Adalet geç de olsa tecelli edecek.

Ethem Büyükışık Paşa, bu sürece yaptığımız katkılardan dolayı bana bir teşekkür mektubu yollamış.

Aman paşam, ne teşekkürü.

Asıl biz size teşekkür borçluyuz.

Adalet için yıllarca sürdürdüğünüz bu mücadelenize bizi de dahil ettiğiniz için.


NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Kullanışlı aptallar adam zannedilmediği zaman.