Shakespeare’in dediği gibi; “Olmak ya da olmamak. Bütün mesele bu”.
Entel bir hava vermek için Shakespeare’li bir giriş yapmak istedim.
Ayhan Bora Kaplan’ın lideri olduğu organize suç örgütünün iki numaralı ismi Serdar Sertçelik’in karışık ilişkileri olan Erk Acarer’e yaptığı açıklama, ardından yayınladığı videolarla başlatılan operasyondaki kritik noktayı söylüyorum.
DİJİTAL İNCELEMEDE KANIT BULUNDU MU
Bu operasyonun kilit noktası polis şefleri, itirafçı Serdar Sertçelik’in ifadesine AK Parti’nin önemli isimlerinin yerleştirilmesini istedi mi, istemedi mi?
Polis şeflerine yapılan aramalarda el konulan dijital materyallerin incelenmesi sonucunda Serdar Sertçelik’in iddiasını destekleyen kanıtlara ulaşıldı mı ulaşılmadı mı?
Bir soru daha sorup bırakacağım.
SERDAR SERTÇELİK Mİ EKLEDİ
Polis şefleri, Serdar Sertçelik’e AK Partili siyasetçilerin isimlerinin ifadeye girmesini telkin etti mi yoksa Serdar Sertçelik yurtdışına kaçtıktan sonra Erk Acarer’e yaptığı açıklamalarda ve yayınladığı videoda mı bu isimleri ekledi?
Son soru Ayhan Bora Kaplan soruşturmasını yöneten polis şefleri mi iktidara yönelik bir tuzak kurdu, yoksa organize suç örgütünün iki numaralı adamı olan Serdar Sertçelik mi AK Partili isimleri ortaya atarak iktidara ve Cumhur İttifakı’na karşı bir kumpas kurdu? Bu soruşturmada Shakespeare misali ‘olmak ya da olmamak’ kadar önemli olan nokta burası.
KÖR NOKTALAR VAR
Bu olayda aydınlatılması gereken noktalar var.
1- Gizli tanık Serdar Sertçelik’in Kıbrıs’tan Türkiye’ye gelmesi için yapılan telefon görüşmesindeki polis şefinin ısrarı amacını aşmış gözüküyor.
İFADESİNDE YER ALMIYOR
2- Gizli tanık Serdar Sertçelik’in savcılıktaki 19 sayfalık ifadesinde ve daha sonra poliste verdiği ifadenin içinde AK Partili siyasetçilerin ismi geçiyor mu? Şu ana kadarki bilgi isimlerinin yer almadığı şeklinde.
DENETİMLİ SERBESTLİĞİ İHLAL
3- Serdar Sertçelik, ayağına elektronik kelepçe takılı olduğu halde 9 defa denetimli serbestliği ihlal ettiği halde neden tutuklanmadı? Kim ya da kimler göz yumdu? Elektronik kelepçenin takip edildiği Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü ile Ankara Emniyeti’nde bu işin sorumluları kimler?
KURŞUNLANIYOR
4- Serdar Sertçelik, ayağında elektronik kelepçe olduğu halde sevgilisiyle barda eğlenip, ardından gittiği işkembecide Ayhan Bora Kaplan’ın gece kulübünde güvenlik görevlisi olan şahıs tarafından iki bacağından vuruluyor. Hastanede ayağı alçıya alınıyor. Peki bu durumda neden mahkum koğuşuna alınmıyor?
NASIL KAÇTI
5- Serdar Sertçelik, ayağında elektronik kelepçe olduğu halde nasıl kaçıyor? 11 saat boyunca elektronik kelepçe sinyal vermiyor mu?
6- Serdar Sertçelik’in kaçışıyla ilgili olarak bir komiser ve üç sivil gözaltına alındı. Bunlar kimin talimatı ya da koruması altında hareket etmişler?
7- Ayhan Bora Kaplan’la ilişkisi olduğu tespit edilen bir grup polise yönelik operasyon hazırlığı yapılırken, onlar daha önce davranıp Ayhan Bora Kaplanoperasyonunu yapan ekibe karşı operasyon mu yaptı?
AK PARTİ’YE OPERASYON MU
8- Ayhan Bora Kaplan’ın liderliğini yaptığı organize suç örgütü yurtdışına kaçan bir itirafçı üzerinden AK Partili önemli siyasetçilerin isimlerini vererek tam aksine AK Parti’ye, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya ve Cumhur İttifakına kumpas mı kuruyor?
9- Yoksa gerçekten emniyet içerisinde bir ekip AK Parti ve Cumhur İttifakı’na yönelik olarak bir operasyon hazırlığı içinde mi? Dijital verilerle ilgili inceleme tamamlandıktan sonra bu soruların cevabını almış olacağız.
Eğer Serdar Sertçelik’in iddia ettiği gibi polis şefleri AK Partili siyasetçilerin isimlerini itirafçının ifadesinin içine yerleştirdiyse burada bir cunta oluşumu var demektir.
MAFYA OPERASYON MU ÇEKİYOR
Eğer yoksa, Serdar Sertçelik bu isimleri ortaya attıysa o zaman mafya, AK Parti’ye, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya ve Cumhur İttifakı’na kumpas kuruyor demektir.
Onun için kumpaslara, tuzaklara alet olmadan, mafyanın ekmeğine yağ sürmeden soğukkanlılıkla gerçeklerin ortaya çıkması için çaba göstermeliyiz.
KAVALA OLAYINDA İKİNCİ YOL
Osman Kavala’nın yeniden yargılanmasıyla ilgili itirazı inceleyen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, süpersonik füze hızıyla başvuruyu reddetti. Hem de oybirliğiyle. Bir gün önce oluşturulan heyet itirazı ne zaman inceledi? Bu ne hız böyle.
Bu gelişme de Kavala dosyasında işin kolay olmadığını ortaya koyan yeni bir örnek oldu. Bu iş kolay diyen yanılır. Ama hukuk içinde yollar tükenmez.
Osman Kavala’nın avukatı Hilal Zengin,14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptığı başvuru ile karara itiraz etti.
Hilal Zengin’in itirazı iki noktadan oluşuyor.
1- Yeni heyet oluşturulurken daha önceki itirazı reddeden heyette yer alan Hâkim Enes Budak’ın yeni heyette de yer aldığı belirtilerek, bunun CMK’nın 23 maddesi ile 318. maddelerine aykırı olduğu ifade ediliyor.
2- Yargılanmanın yenilenmesine ilişkin talebin dayanağını oluşturan, hükümetin yani mağdurun 2017 referandumu ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilerek Anayasa ve kanunlardan çıkarılması hususu.
Bakalım yeni itiraz hakkında karar nasıl çıkacak? Füze hızıyla mı reddedilecek yoksa inceleme ihtiyacı duyulacak mı?
ADALET BAKANLIĞI’NA BAŞVURU
Osman Kavala’nın avukatı ayrıca Adalet Bakanlığı’na kanun yararına bozma talebiyle başvuruda bulunmuş. Adalet Bakanlığı başvuruyu yerinde görürse o zaman tekrar yerel mahkemeye göndererek yeniden yargılamanın yolunu açacak.
SÜREÇ SABOTE EDİLMEMELİ
Yerel seçimlerden sonra yeni bir siyaset inşa ediliyor. Siyasi iklimin yumuşaması için çaba gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yumuşama siyasetini destekliyor. Devlet Bahçeli ve Özgür Özel de yeni siyasete destek veriyorlar. Bir yandan yumuşama siyaseti derken öbür taraftan kavga devam ederse bu süreç ölü doğar. Yumuşama siyasetinin sabote edilmemesi için zamanın ruhuna uygun adımların atılması gerekiyor. Yok eğer biz hâlâ eski uygulamaları devam ettireceğiz denilirse o zaman bu iş yalancı bahara döner. Büyük bir fırsat kaçırılmış olur.