1) Bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre:
Erkekler, Nisan 2024’te en az 30 kadını ve iki çocuğu öldürmüş...
En az 33 kadına şiddet uygulamış...
En az 20 kız ve oğlan çocuğunu istismar etmiş...
En az 10 kadını taciz etmiş...
En az 20 kadın seks işçiliğine zorlanmış.
2) Okul Müdürü İbrahim Oktugan sığınmacı bir öğrenci tarafından öldürüldü.
Olayı protesto eden eğitimciler “can güvenliği için” ülke genelinde 81 ilde iş bıraktı.
3) Doktorlar sürekli olarak saldırıya uğruyor, bazen yaralanıyor, bazen de katlediliyor.
4) Apartman ve site sakinleri arasında çıkan kavgalar bile kimi zaman ölümle sonuçlanıyor.
5) Trafikte çıkan kavgalar yaralanmalara yol açıyor.
6) Aileler ve esnaf arasında ölümle sonuçlanan çatışmalar yaşanıyor.
7) KHK ile işten atılanlar protesto eylemlerini sürdürüyor, sonuç alamıyor; “Kanun Hükmü” adlı belgesel film Antalya Film Festivali’nde sorun yaratıyor.
8) Avukatlar, “Adalet Nöbeti” tutuyor.
9) “Cumartesi Anneleri” eylemi sürüyor.
10) DİSK-AR Raporu’na göre geniş tanımlı işsiz sayısı 9.5 milyon!
Zamana bağlı eksik istihdam bir yılda 948 bin kişi arttı!
Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 24.1!
Geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 32.1!
11) Enflasyon 2024 Mayıs ayında TÜİK’e göre yüzde 69.80 ENAG’a göre yüzde 124.35.
VE İKTİDAR 9. YARGI PAKETİ İÇİNDE “ETKİ AJANI” TANIMLAMASIYLA, YAZARLARIN, YORUMCULARIN VE DEMOKRATİK TOPLUM ÖRGÜTÜ TEMSİLCİLERİNİN, CASUSLUKLA SUÇLANMASINA OLANAK TANIYAN BİR MADDE GETİRİYOR:
1) Öyle bir iktidar ki Anayasa’dan, yasalardan, kurallardan ve bunları uygulayan bürokratlardan, bunlara göre karar veren mahkemelerden hoşlanmıyor; kendi yaptığı Anayasa’ya bile uymuyor... Ve bunu açıkça dile getiriyor, hukukun ve mahkemelerin kendisine ayak bağı olduğunu söylüyor.
2) Öyle bir iktidar ki genel ahlaka ek olarak bir de meslek ahlakı olan çalışanlardan hiç hazzetmiyor...
Halkı, hukukçulara, doktorlara ve bütün sağlık çalışanlarına, öğretmenlere, okul müdürlerine, mimarlara, mühendislere, meslek odalarına karşı kışkırtıyor.
3) Öyle bir iktidar ki kadına şiddeti önlemekte öncü olan “İstanbul Sözleşmesi”nden bir gece, tek bir kişinin imzasıyla çıkıyor.
4) Öyle bir iktidar ki mavi ve beyaz yakalı emekçileri ve emeklileri sürekli sömürüyor, ulusal serveti ve milli geliri kendi oligarşisine aktarıyor.
5) Öyle bir iktidar ki belirsiz, muğlak ifadelerle oluşturduğu ceza maddeleriyle ve emrine aldığı bazı sözde hukukçularla, her türlü ifade özgürlüğünü zedeliyor; medyayı baskılıyor.
6) Öyle bir iktidar ki müttefiki olarak ülkeyi yönettiği Cemaati darbe yapacak güce eriştiriyor ve darbe girişimi sonrası onu terör örgütü ilan edip, hem pek çok insanı mahkûm ediyor hem de onunla temas etmiş olan bazı kişileri tehdit ederek yasalara aykırı işler yaptırıyor.
7) Öyle bir iktidar ki haksız ve hukuksuz kararlarla hapsedilenlerin, hasta ve yaşlı mahpusların, KHK’lerle işlerinden atılanların, seslerini duymuyor, haklarını aramaları için kullanabilecekleri yolları zorlaştırıyor ve uzatıyor.
Ne AYM ve ne de AİHM kararlarını uyguluyor.
8) Öyle bir iktidar ki insanların mal varlıklarına el koyuyor, kent yenileme gerekçesiyle vatandaşları tapulu evlerinden dışarı atıyor
“Rezerv Yapı Alanı” uygulaması ile kimsenin gayrimenkul mülkiyeti güvenliği kalmıyor.
9) Ve öyle bir iktidar ki Başkent’te güpegündüz işlenen bir siyasal cinayetin aydınlatılması için gerekli adımların atılmasını bile sağlayamadığı gibi, yargı sürecinin dahi “gerekli özenle” işlemesini güvence altına alamıyor.
***
BU ORTAMDA, BU ORTAMI YARATAN BÖYLE BİR İKTİDAR, MUHALEFETTEN, YUMUŞAMA VE NORMALLEŞME İSTİYOR!