MHP genel başkanı Devlet Bahçeli meğer hepimizi yanıltmış.
İngilizce ‘local’ sözcüğü ‘yerel halklar’ olarak tercüme edildiğinde, sözcüğü kullananı en keskin ifadelerle kınamıştı ve bizler de bununla Washington’daki bir toplantıda onu kullanan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i hedef aldığını düşünmüştük ya…
Meğer MHP genel başkanının hedefindeki kişi Mehmet Şimşek değilmiş…
Bu kadar da değil.
Ferdi Tayfur’lu, içinde ‘ihanet’ sözcüğünün bolca geçtiği şarkının sözlerinin muhatabını da yanlış tahmin etmişiz. MHP’nin küçük ortağı olduğu Cumhur İttifakı’nın ana partisi AK Parti sanmıştık serzenişin gönderildiği adresin; o konuda da yanılmışız…
Yalnız ben değilim yanılan, hepimiziz.
O şarkı sözlerinin muhatabı da, ‘yerel halklar’ diye çevrilen ‘local’ sözcüğüne verilen tepkinin muhatabı da, kendisinin yaptığı açıklamaya göre, farklı kesimlermiş…
Okuyalım:
‘‘Altını çizerek haykırıyorum ki, Türkiye’de yerel halk yoktur, Türk milleti vardır” (..) ‘‘23 Nisan mesajımın adresi de DEM’ciler, DEM’lenmiş ve yerel halk tabirini referans almış CHP’li bazı belediye başkanlarıdır.” (..) “Hiç kimse çalı dibi yoklamasın, deve izi saymasın, niyet okuyuculuğuna teşebbüs etmesin, Hazine ve Maliye Bakanımızın da her zaman arkasındayız.’’
Gördünüz işte, DEM Partililer ve bazı CHPli başkanlarmış muhatap…
Peki ya Ferdi Tayfur videosu?
Yine okuyalım:
‘‘Sayın Ferdi Tayfur’un seslendirdiği gibi, ‘hainsin diyorsam, söyleten sensin’, işte bu mesaj Türkiye’nin ayağını kaydırmaya yeltenen kim varsa, direk onlaradır.’’
Mehmet Şimşek, AK Parti yöneticileri, hatta bizzat Tayyip Erdoğan, artık derin birer nefes alıp rahatlayabilirler.
Sonuçta, Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı zamanda AK Parti’nin de genel başkanı…
Devlet Bahçeli farklı algılamaları cevaplamakla, dağılacağı yolunda yorumlara konu olan Cumhur İttifakı’nın siyasi hayatımızdaki varlığını sürdüreceğini de ilan etmiş oldu.
Peki de, dolaylı göndermeler ve sözleri manidar şarkı eşliğinde yürüyüş videoları yerine neden söylemek istediğini doğrudan sözlemez ki, MHP lideri?
Dün Cumhur İttifakı’nın iki lideri Bahçeli’nin evinde görüştüler. Sadece 45 dakika sürdü görüşmeleri…
Sürenin kısalığını öğrenince aralarında neler geçtiğine dair taahayyülümü dünkü yazımda şöyle tasvir etmiştim:
‘‘Acaba Erdoğan muhatabını ‘Merak etmeyin, rahatsızlık duymanızı gerektirecek bir şey yok’ diyerek rahatlatmış mıdır? Yoksa, Bahçeli, onun bu teyidinden önce, ‘Ferdi Tayfur’un şarkısı üzerine bindirilmiş yürüyüş görüntüm umarım sizi rahatsız etmemiştir’ cümlesiyle -varsa- gerginliği ortadan kaldırmayı mı tercih etmiştir? / İki lider birbirini rahatlatıcı bir havayı bir araya gelişlerine yansıtmamışlarsa, aralarındaki sorunlu maddeleri görüşmeleri için yarım saatin yeteceğini sanmıyorum.’’
Yeni açıklamanın bir anlamı da, görüşmede sorunlu maddelerin gündeme getirilmemiş olduğu…
Acaba emirin demiri kestiği cümleyi ilk hangi lider ifade etmiş olabilir?
İki partinin ‘siyam ikizleri’ de denilen türden ‘ayrılmaz ikili’ halinde bulunduklarının ana esaslarını ilk hatırlatanın MHP lideri Bahçeli olabileceğini ileri süreceğim ama, bu defa da yanlış anlaşılmaktan ben endişe ediyorum.
Neme lazım.
AK Parti evet bu seçimde siyasi hayatının en düşük oyunu aldı ve bunda MHP ile 2017 yılında başlayan yolculuğunun büyük payı var. AK Parti’nin kendi tabanının gözünden düşmesini getiren yanlışlıklar, ortak gerçekleştirdikleri ‘Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ile başladı. Meral Akşener’in her iki seçimde oynadığı belirleyici rol olmasa, Tayyip Erdoğanyalnız geçen yıl yapılanda değil, 2018 yılındaki seçimde bile cumhurbaşkanı seçilemeyebilirdi.
Tevekkeli, Devlet Bahçeli, İYİ Parti’nin başkanlığını bırakacağını işitince, ‘‘Meral Akşener hanımefendi genel başkanlığını sürdürmeli’’ açıklamasını boşuna yapmamış…
Devlet Bahçeli Cumhur İttifakı için vazgeçilemez bir ortak AK Parti için; bu ne kadar gerçekse bir başka gerçek de, AK Parti’nin de MHP için vazgeçilemez olduğu…
Muhalefet de sevinebilir. Ne de olsa, AK Parti ile MHP’nin ortaklığı sonuçta onların işine yarıyor…