AK Parti’de değişiklik neden gecikiyor? Eskilerin ‘kaht-ı rical’ dedikleri AK Parti’nin gerçeği…

İyi Parti’de kurultay Müsavat Dervişoğlu’nu genel başkanlığa getirdi. Dört aday arasında geçen yarış ancak üçüncü turda tamamlanabildi.

Bir lider partisi görüntüsündeydi İYİ Parti, ama işte gördük, Meral Akşener’den sonra herbiri delegede destekçisi bulunan üç aday çıktı, çıkabildi.

Hiç küçümsememek lazım.

CHP de, geçen yılki genel seçim sonrasında düzenlenen kurultayda genel başkan değişimine gitti. Yerel seçimde isabetli adaylarla yarıştığı için Türkiye’nin genelinde büyükşehir, il ve ilçe sayısı olarak da birinci parti olmaya hak kazandı CHP.

İYİ Parti’deki liderlik seçimini izlerken aklıma nedense AK Parti’deki durum geldi yerleşti.

Acaba herhangi bir sebeple Tayyip Erdoğan liderliği bırakmak isterse, onun yeri için kaç kişi ortaya çıkar?

Çıkar mı?

Turgut Özal cumhurbaşkanı olmaya karar verdiğinde, kendisinden sonra partiyi ve başbakanlığı teslim edeceği kişi için, aday isimlerini kendisi açıkladı.

Reklam

Kaç isim? 

Tam 18 isim. Muhalif çevreler, adaylara derhal ‘18 büyük Türk büyüğü’ lakabını takmışlardı.

Şimdi olan ne? Seçimin üzerinden bir ay geçti, ‘yenilgi’nin faturasının çıkarılacağı, hükümetten, parti yönetiminden yenilginin sorumlusu görülenlerle yolların ayrılacağı söylentileri hala devam ediyor.

Daha henüz tek bir kişi koltuğunu terk etmedi.

Görevden alınacakların yerine adam bulunamayacağı için olabilir mi?

Şaka gibi gelebilir ama emin olun şaka yapmak niyetinde değilim. AK Parti’de olağanüstü ciddi bir beşeri kaynak sorunu var. Biri bir yere geldi mi, o yerde kalmaya devam ediyor. Başarılı olduğu veya yeri doldurulamaz değerde bulunduğu için değil, onu gönderince yerine getirilecek, o başarısız kişiden daha göz dolduracak biri bulunmadığı için…

Herkesin son seçimde AK Parti tarafından aday gösterilen başkanlarla ilgili ortak kanaati, iyi isimler olmayışlarıydı. AK Parti’ye sevdalı kalem ve yorumcular da belli başlı büyükşehirlerin adaylarının isabetsizliğinde neredeyse birleştiler.

İstanbul’a ideal bir başkan adayı mıydı Murat Kurum? Ya Ankara’ya Turgut Altınok?

Reklam

Geçen seçimde İstanbul’a aday olarak gönderilen Binali Yıldırım bir joker gibi her yere uygun görülen bir isimdi. Bakanlık yaptı. Başbakanlığa getirildi, TBMM başkanlığını da üstlendi; en sonunda seçilsin ve yönetsin diye İstanbul’a gönderildi.

Ankara’da aday, geçen yerel seçimde Mehmet Özhaseki’ydi. Kayseri’de belediye başkanıyken Ankara’ya milletvekili olarak getirilmiş, bakan yapılmış, sonunda başkentin belediye başkanı olsun istenmişti. Kazanamadı, ama o şimdi bakan…

Daha önce de yaptığı göreve ikinci kez getirildi Özhaseki.

Kadro havuzunda çok az isim var AK Parti’de; her yere her zaman aynı isimler düşünülüyor.

İYİ Parti’de genel başkanlık için üç isim qçıkabildi, CHP’de genel başkan değiştirilebildi, AK Parti’de ise bakanların, parti yöneticilerinin değişmesi gerektiğinde bile, büyük ihtimalle yetenek eksikliği yüzünden, bildik isimlerle yola devam ediliyor.

AK Parti başlarda böyle değildi. Kurucu kadronun isimlerine dönüp bakıldığında hemen görülecektir: Her mevki için birkaç isim vardı o kadroda. AK Parti’de önemli görevlerde bulunmuş herbiri pek çok parlak isim bugün AK Parti dışında. ‘Küçük’ olarak adlandırlan partilerde, AK Parti menşeli isimler, bugünün AK Parti kadrolarıyla yetenek yönünden mukayese edilemeyecek kadar ileride.

Biraz önce baktım, iddialı bir televizyoncu, yeniden AK Parti’de her düzeyde kadro değişikliğine gidileceği söylentisini ciddiye alıp beklentiyi bir kez daha pompalamış.

Adamları olsa herhalde o beklentiyi boşa çıkartmazdı AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, fakat hangi bakanı alsa yerine getirebilecek ondan iyisini bulamayacağını en iyi yine o biliyor.

Değişiklik gereği fena halde hissediliyor, ancak onu rasyonel biçimde ve doğru sonuçlar alınacağı beklentisiyle yerine getirmek hayli zor.

Söylenilen doğru ama: Mevcut kadrolarla AK Parti’nin bir seçimi daha kaldırabilmesi imkansız.