Seçimlerden birinci parti çıkacaksın. Memlekete ümit olacaksın. Yıllardır ilmek ilmek örülen toplumun her kesimiyle barışık politika sonuç verecek. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana'daki ve diğer illerdeki belediye başkanların önlerine çıkarılan tüm engellere rağmen iş yapacak, beğeni toplayacak, başta sosyal yardımlar herkese eşit muamele yapacak. Yani seçimlere kadar olan süreçte okyanustan geçeceksin. Ama Sancaktepe'de "jakuzi" diye başlayan konuyu "banyo"ya bağlayacak orada çırpınacaksın. Bu doğru olmayan bilgi en çok konuşulan konuların başına yerleşecek…

"Jakuzi var" diye başlayan tartışma "lüks banyoya" oradan yeni belediye başkanının mihmandarlığında gazetecilerin belediye binasında "olay yerinden bildirimine" döndü. Jakuzi yoktu ama belediye başkanının ve yardımcılarının odalarında "duşlar" vardı. Peki bir belediye başkanının ya da yardımcısının odasında duş olması ya da doğru düzgün tuvalet-banyo bulunmasının nesi anormal? CHP'li ya da başka partili belediye başkanlarının odasında da bulunabilir/bulunuyor… Dün bu konuda konuştuğum CHP içindeki kimi kaynaklar hem kimi belediyelerde hem de CHP Genel Merkezi'nde genel başkan yardımcılarının odalarında (11-12. Katlar) "ıslak zemin" yani duşlu alanlar olduğunu bunun doğal olduğunu anlatıyordu. Herhangi bir belediyede ya da kamu kurumunda inşaat faaliyetinde-satın almada bir usulsüzlük, abartı varsa bunun elbet peşine düşülür.

Sancaktepe belediyesinin duşuyla, sıradan birkaç odasıyla uğraşmak yerine, belediyeye ait borçla, Sayıştay raporlarıyla ortaya çıkan durumla uğraşılsa daha iyi olurdu sanırım. "Onlarla da uğraşılıyor" diyenlere söyleyeyim. Bu anlamsız-yakışıksız tartışma içinde "gürültüye gidiyor" konu. Jakuzi üzerine sosyal medyada sahte fotoğraflardan izansız göndermelere değinmeyi de zul sayıyorum. 

Söz belediyelerden açılmışken… T24'te Asya Tekyaşar'ın bir haberini okudum. Şöyle diyordu:

"Yerel seçimlerden birinci parti olarak çıkan CHP, belediyelere yönelik ilk resmi talimatını verdi. Genel Merkez'den belediye başkanlıklarına gönderilen özel yazıda, belediye başkan yardımcılıkları dahil üst yönetim kadrolarına yapılacak atamalarda Genel Merkez'e bilgi aktarılması talimatı verildi. Yazıda, belediyelerin sürekli denetleneceği de bildirildi. T24'ün aldığı bilgiye göre, özellikle yeni kazanılan belediyelerde yapılacak atamalar CHP Genel Merkezi'nde dikkatle takip edilmeye başlandı. Seçimin hemen ertesinde Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek ile Genel Sekreter Selin Sayek Böke imzasıyla 5 Nisan tarihini taşıyan talimat yazısının CHP'li belediyelere gönderildiği ortaya çıktı. CHP Genel Merkezi, talimat yazısında belediyelerde yapılacak atamalarda Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına danışılması, atamanın görüş alış verişi ile yapılması gerektiğine dikkati çekti. Yine aynı şekilde belediyelerin iletişim ve kamuoyuyla bilgi paylaşım süreçlerinin CHP Genel Merkezi ile eşgüdüm içinde yürütülmesi gerektiği belirtildi."

Bu olayın üç boyutu var. Bir: Bu yazı, bu gönderi Ekrem İmamoğlu'ndan Mansur Yavaş'a partinin etkili-iddialı belediye başkanlarını doğal olarak kapsamayacak. Yani "güce göre" atama konusunda görüş alışverişinde bulunulacak. Bu yapı sıkıntı doğurmaz mı? İki: Yerelin kendi istediği kadroyla çalışması doğal hakkı. Burada diyelim ki bir isme genel merkezden itiraz edildi. Genel merkez bu konuda hangi veriyle-bilgiyle hareket edecek? Ya da genel merkez kendi istediği ismin atanmasını isterse yerel yönetimin bağımsızlığı nerede kalacak? Parti komiseri diye düşünenler olur mu? Üç: Belediyelerin her biri kendi il, ilçe, bölgesinde kendi alanında bir yerel bilgiye sahip. İletişim ve kamuoyu ile bilgi paylaşımının genel merkezle paylaşılması isteği CHP'nin elinde bulunan 14 büyükşehir, 21 il, 337 ilçe, 48 belde dikkate alındığında nasıl bir organizsayon ve zamanlamayla yapılacağı düşünülüyor? CHP'nin uzun yıllar sonra elde ettiği seçim başarısı eğer 2028'e giden süreçte kalıcı olsun-artarak büyüsün isteniyorsa, zafer havasından ve hızlı kararlardan uzak durulmalı.

You will be the first party in the elections. You will be a hope for the country. The policy that is at peace with all segments of the society, which has been knitted together for years, will yield results. Mayors in Istanbul, Ankara, Izmir, Adana and other provinces will do business despite all the obstacles put in front of them, will be appreciated, and will treat everyone equally, especially social aid. So you will cross the ocean in the period until the elections. But in Sancaktepe, you will connect the topic that starts with "jacuzzi" to "bathroom" and struggle there. This incorrect information will be at the top of the most talked about topics...

The discussion, which started with "There is a jacuzzi", turned into "luxury bathroom" and then, under the guidance of the new mayor, journalists' "reporting from the scene" at the city hall. There was no jacuzzi, but there were "showers" in the mayor's and his deputies' rooms. So, what is abnormal about a mayor or his deputy having a shower or a proper toilet and bathroom in their room? It can/is also found in the rooms of mayors from CHP or other parties... Some sources within the CHP I spoke to about this issue yesterday have "wet floors", that is, shower rooms, both in some municipalities and in the rooms of deputy mayors at the CHP Headquarters (11th-12th floors). He was explaining that there were areas and that it was natural. If there is any irregularity or exaggeration in construction activity or purchasing in any municipality or public institution, it will of course be pursued.

I think it would be better to deal with the debt of the municipality and the situation revealed by the Court of Accounts reports, instead of dealing with the showers and a few ordinary rooms of Sancaktepe Municipality. Let me tell those who say "They are also being dealt with". The subject is "getting noisy" in this meaningless and inappropriate discussion. I also consider it cruel to mention fake photos and unauthorized references to jacuzzi on social media. 

Speaking of municipalities... I read a news story by Asya Tekyaşar on T24 . He said:

"The CHP, which emerged as the first party in the local elections, gave its first official instructions to the municipalities. In the special letter sent from the Headquarters to the mayors, it was instructed to convey information to the Headquarters about the appointments to be made to senior management positions, including deputy mayors. The letter also stated that the municipalities would be constantly supervised." According to the information received by T24, the appointments to be made especially in the newly won municipalities began to be followed carefully at the CHP Headquarters. Immediately after the election, an instruction letter dated April 5 was sent to the CHP municipalities . CHP Headquarters pointed out in the instruction letter that the Deputy Chairman responsible for Local Governments should be consulted for appointments to be made in municipalities and that the appointments should be made through an exchange of views. Likewise, the communication and information sharing processes of the municipalities should be carried out in coordination with the CHP Headquarters. ."

This event has three dimensions. One: Naturally, this article will not cover the influential and assertive mayors of the party, from Ekrem İmamoğlu to Mansur Yavaş . In other words, there will be an exchange of views on appointment "according to power". Won't this structure cause problems? Second: It is the natural right of the local to work with the staff they want. Let's say that a name was objected to by headquarters. With what data and information will the headquarters act on this issue? Or where will the independence of the local government remain if the headquarters wants the name of its choice to be appointed? Is there anyone who thinks he is a party commissar? Three: Each of the municipalities has local knowledge in its own field in its own province, district and region. What kind of organization and timing is expected to be done when considering the 14 metropolitan cities, 21 provinces, 337 districts and 48 towns under the control of the CHP? If the CHP's electoral success after many years is to be permanent and grow in the process leading to 2028, victory mood and quick decisions should be avoided.