Tarih yazıcılığı, hele yakın döneme yönelikse, eleştirel, serinkanlı bir açılım ister. Oysa devleti savunmak pahasına romantik gözlemler tarihin sembolik boyutlarını yüceltmiş, ulusu gerçekdışı bir özleme dönüştürmüş. Simgeler katı gerçeklermişcesine sunulmuş, tarih mitolojileşmiş... Gerçek birey-toplum ilişkisi yok olmuş, fiktif bir dünya kurgulanmış...
Tarık Zafer’in biliminin ana özelliği “inkılâp tarihi”mizin bu romantik yapısını serinkanlılıkla sorgulaması. Türk toplumsal bilimlerine, siyasetine, tarihine yaptığı en büyük katkı bu kısır döngüyü aşması. Araştırıcı bir kimlikle düne eğilmesi ve uluslaşmayı, ulus-devleti insancıl, hümanist bir açıdan çözümlemesi... Cumhuriyet’i var gücüyle savunurken dünle bugünün ilintisini kurması, bağlantılandırması, bireyi cumhuriyet rejimine oturtması... Sürekli olanı göstermesi, dönüşümü zamanlaması, gerçekle kurguyu ayırdetmesi...
Türk siyasal yaşamının en hareketli bir dönemini, Cumhuriyet öncesi siyasal ve toplumsal dönüşümleri, fikir hareketlerini, kuramsal düzenlemeleri genç nesil Tarık Zafer’in rehberliğinde öğrendi... II. Meşrutiyet Tarık Zafer için, kendi deyişiyle bir “laboratuvar”, “İkinci Meşrutiyet bugünün kapılarını açan anahtarları verecek özlü bir devre... Türkleri imparatorluk formülünden demokratik bir Cumhuriyet formülüne iletmiş bir köprü”.
Tarık Zafer 1952’de yayımlanan Türkiye’de Siyasî Partiler kitabıyla Türkiye’de siyaset bilimine yeni bir soluk getirmiş. 1984 ertesi üç cilt olarak yeniden yayımlanmış. “İkinci Meşrutiyet Dönemi”, “Mütareke Dönemi” ve “İttihat ve Terakki” bu üç cildin altbaşlıkları... Gerçi siyasal parti sorunu yazınımızda ilk kez ele alınmıyor... Ancak Tarık Zafer’in 800 sayfalık eseri salt siyaset bilimi açısından değil, diğer tüm toplum bilimler açısından o günlerin koşullarıyla erişilmesi güç bir doruğu simgeliyor.
Bu kitap yeni baskısının da kanıtladığı gibi bir klasik; 40 yıldır aşılamamış bir “opus magnum”. Türk siyasal yaşamına değinen tüm siyaset bilimcilerin, tarihçilerin başucu kitabı. Birçok geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemleri araştırmacılarının esin kaynağı. Tarihte çok az bilim adamı bu denli uzun bir süre gönderme yapılan bir esere sahip...
Prof. Dr. Zafer Toprak
Parla’nın, Türkiye’nin siyasal rejiminin yeniden biçimlendirildiği 1980-86 döneminde bu sürece ilişkin tartışma yazılarının, 1980-89 dönemindeki güncel makaleleriyle zenginleştirilmiş yeni baskısı. Parla 12 Eylül sonrasının siyasal tartışma gündemine ışık tutmakla ve “yeni rejim”i demokrasi açısından bütünlüklü bir tarzda eleştirmekle kalmıyor; Türkiye’de devletin ve siyasetin yapısı, anayasal düzen ve gelenek gibi genel konularda önemli tesbitler yapıyor.
<div class="author mt-1" style="caret-color: rgb(51, 51, 51); color: rgb(51, 51, 51); font-family: "Noto Sans", sans-serif, Arial; font-size: 14px; margin-top: 0.25rem !important;"><a href="https://iletisim.com.tr/kisi/berk-esen/15489" style="color: rgb(0, 0, 0);">Berk Esen</a>, <a href="https://iletisim.com.tr/kisi/sebnem-gumuscu/15901" style="color: rgb(0, 0, 0);">Şebnem Gümüşçü</a>, <a href="https://iletisim.com.tr/kisi/hakan-yavuzyilmaz/16551" style="color: rgb(0, 0, 0);">Hakan Yavuzyılmaz</a></div><div class="spot mt-1" style="color: rgb(90, 90, 90); font-family: "Noto Sans", sans-serif, Arial; font-size: 14px; margin-top: 0.25rem !important;">Berk Esen, Şebnem Gümüşçü ve Hakan Yavuzyılmaz, bütün dünyadaki demokrasiden uzaklaşma eğiliminin bir parçası olan Türkiye’nin otoriterleşme deneyimini rekabetçi otoriterlik kavramıyla analiz ediyorlar. Yargının ve yasamanın yürütmenin yörüngesine girdiği, düşünce ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığı, muhalefetin baskı altına alındığı, medyanın muhalefetten olabildiğince “temizlenip” iktidar propagandasının bütün mecraları kapladığı bir ortamda, seçim, demokrasinin tek soluk borusu haline geliyor, bu rejimde. Ancak bütün siyasal oyun alanı gibi seçimlerin de “tek kale maça” göre düzenlenmiş gayri adil yapısı, bu imkânı da tıkıyor.</div>
Bu kitap, Osmanlı'dan günümüze Türk siyasal hayatının çeşitli süreçlerini, yapılarını ve bunların gördüğü işlevleri inceleyen, bunlarla uyumlu olarak değişen politik düşünce kalıplarını araştıran belli başlı araştırmacıların çalışmalarını bir araya getirmektedir.
Osmanlı İmparatorluğu'nun politik sistemi, meşru otorite ilişkileri açısından patrimonyal özellikleri ağır basan geleneksel bir sistemdi. Bu açıdan Osmanlı politik sistemi, politik faaliyetin ekonomik ve toplumsal faaliyetlere üstün olduğu ve devletin tüm toplumsal faaliyetleri düzenleme ve denetleme eğilimi ile bunu haklı kılacak bi düşünce kalıbına sahip bulunduğu bir sistemdi.
‘malzemesi’ olan bu üç ideoloji, üç ayrı pozisyon olmanın ötesinde, beraberce bir yumak oluşturmuyorlar mı? Öyleyse, birbirine nasıl bağlanıyor, nerelerde kesişiyor, birbirleriyle nasıl içiçe geçiyorlar? Bu üç ideoloji, Türk Sağının üç hâli olarak düşünülemez mi? Milliyetçilik, katı hâli: sağın dilbilgisi/grameri... Muhafazakârlık, gaz hâli: bir üslûp ve ‘hava’... İslâmcılık, sıvı hâli: onsuz olunmaz bir imge ve değer kaynağı... Bu soruların, bu bakış açısının, perde gerisini oluşturduğu kitapta, üç makale yer alıyor: “İnşa Döneminde Türk Millî Kimliği”, “Muhafazakârlığın Çatallanan Yolları ve Türk Muhafazakârlığında Bazı Yol İzleri”, “Din ve Milliyetçilik: Lügât ve gramer - İslâmcılıktaki milliyetçilik, milliyetçilikteki İslâmcılık”.
İlk yazı, Türk millî kimliğinin nasıl kurulduğu üstüne: bu kuruluş tarzının, Türk milliyetçiliğini “evrenselcilik” ve “medeniyetçilik” iddiasındaki suretiyle bile ırkçı/özcü kıldığını ileri sürüyor. Muhafazakârlıkla ilgili yazıda, bu ideolojinin kavramsal ve tarihsel bir tasvirinden sonra, Türk muhafazakârlığının bazı önemli figürleri ele alınıyor: Mehmet Âkif, Baltacıoğlu, Tanrıöver, Peyami Safa, Remzi Oğuz Arık, Yahya Kemal, Topçu, Başgil... İslâmcılık-milliyetçilik ilişkisini tartışan üçüncü yazı, bu iki ideolojinin rekabet ve benzeşme dinamiğini inceliyor; İslâmcılık üzerinde milliyetçi zihniyet kalıbının süregiden güçlü etkisini ortaya koyuyor.
Siyasett Kitaplığı Türk siyasal hayatıyla ilgili Cumhuriyet döneminde yayınlanan Türkçe ve yabancı dildeki eserlerin pratik bir formatta listelenmesini ve kullanıcılarımızın hizmetine sunulmasını amaçlıyor.
Başta üniversitelerde siyaset bilimi eğitimi alan gençler olmak üzere, ülkemizde ve yurt dışında Türkiye’deki siyaset dünyasına ilgi duyanlar için Siyasett Kitaplığı’nın güçlü bir referans kaynağı olmasını arzu ediyoruz.
Zaman içerisinde bu menü başlığı altındaki yayınları güncelleyerek kitaplığımızı daha da zenginleştireceğiz.
Türk siyasetine ilgi duyan Siyasett.com kullanıcılarının bu çalışmamıza katkı sunmalarından memnuniyet duyacağımızı da belirtmek isteriz.
Bu listede bulunan eserlerden böyle bir çalışmada yer almamasını düşündükleriniz veya listeye eklenmesini önereceğiniz eserler olursa bu sayfanın altında yer alan linki tıklayarak bu görüşlerinizi bizimle paylaşabilirsiniz.