Durmuş Fikri Sağlar

Ülkeye ihanet ediyorlar!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kendisine yakışan bir lider üslubuyla, Silivri Marmara Cezaevi önünden tüm dünyanın duyması için bağırdı:“15,5 milyon yurttaşın CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olması için coşkuyla oy verdiği Ekrem İmamoğlu ya da Genel Başkan olarak ben dahi istesek de İmamoğlu Cumhurbaşkanı adaylığından vaz geçemez!”Bu kesin ve geleceğe yönelik sözlerin büyük bir kararlılıkla söylenmesinin nedeni iktidarın, 19 Mart’tan başlayarak peşi sıra ülkeyi kaosa sürükleyen uygulamalarının geldiği son nokta içindi…Özel, iktidarın 19 Mart ve sonrasındaki gelişmeleri değerlendiriyor, İmamoğlu’nun diplomasının iptaliyle başlayan hukuk dışı kararları bir darbe olarak nitelendiriyor ve bu darbeyi “Saray Cuntasının” yaptığını söylüyor…Milyonlarca yurttaşımız da bu gerçeği görerek hak, hukuk ve adaletin yok edildiğinin farkında olarak Özel’in mitinglerine coşkuyla katılıyor…İktidar da “Korku bacayı sarmış”… Korkan iktidar, korkusunu belli etmemek için yurttaşının üzerine daha çok saldırıyor… Bu nedenle halkın tepkisi daha da artıyor, iktidarı devirmek adına demokratik yolların yani sandığın gelmesini istiyor… Ülkenin her yerinde, iktidarın kalesi olarak bilinenlerde bile “tek adam rejimine” karşı nefret ve tahammülsüzlük arşa çıktı…  Siyasal İslamcıların yoğun bir şekilde oy aldığı Yozgat’ta bir çiftçinin, “Turpla, Şalgamla değil, adalet ve hukukla devlet yönetilir” veciz sözü dahi, bu iktidara ne yapması gerektiğini anlatamadı… Mersin’de yüz binlerce yurttaşın hep bir ağızdan “iktidar istifa” sözlerini bile duymadı…  Tepkilerden ders çıkaramayan iktidar, “kör kör gözüm parmağına” dercesine İBB’ye karşı 2.
Durmuş Fikri Sağlar

CHP arkasındaki gücün farkında değil…

Kürt sorununun çözümü için önemli bir süreç başladı... Son söyleyeceğimi baştan söylemek isterim. Türkiye’nin, laik demokratik sosyal hukuk devleti olabilmesi, sahip olduğu yer üstü ve yeraltı kaynaklarının millet adına kullanılabilmesi, ülkenin emperyalistlerin tasallutundan kurtulabilmesi için, bu sorunun anayasal çözümü gerçekleşmelidir…∗∗∗Sorunun çözüm yeri, TBMM ve muhatabı da DEM Parti olmalıdır…Konunun çözümü için gerekli olan; etik, siyasal, hak, hukuk ve özgürlük üzerine oturmuş bir anlayışla müzakere edilebilmesidir…Çözüm önerilerinin uygar bir ülkeye yakışır şekilde ortaya konulması şarttır…Tüm yurttaşları ikna edebilmeli ve akıllarında hiçbir kuşkuya yer bırakmamalıdır… Kısaca; düğümü çözen en etkin yol, samimiyet ve güven vermek olacaktır…∗∗∗Ancak Cumhur İttifakı’nın bu konudaki samimiyeti kuşku vericidir!Bir eliyle barışı uzatırken, diğer eliyle hak hukuk, adalet ve de siyasete sığmayan kayyum atamalarına atılan imza, dürüstlük ve siyasi ahlaktan uzaktır! Tunceli ve Ovacık Belediyelerine kayyum atama sırasında o belediyeleri seçen insanlara karşı uygulanan orantısız polis şiddeti, Cumhur İttifakı’nın samimiyetini bir kez daha sorgulatmıştır…Korkarım ki art niyetli davranış, Kürt sorununun çözümünü engelleyecektir…∗∗∗Uygulanmaya çalışılan bu sözde çözüm, yine bir şova dönüştür ve sonunda vazgeçilirse, bundan sonra Kürt /Türk barışı, bir ve beraberce yaşama sevinci, umut olmaktan çıkar… Böyle bir tehlike yakınımızda duruyor.
9 kayıt, 1 sayfada listelendi..