“Şapkadaki tavşanlardan söz ediyordun, ne oldu?” diyen dostuma, ancak “Haklısın”diyebildim. Gerçekten de iktidar cephesi, kendilerinin olağanüstü önemli hale getirdiği 31 Mart yerel seçimi öncesinde, muhalefet cephesini geriletecek çapta bir vaatte bulunamadı.
Galiba bütün vaatlerini geçen yılın Mayıs ayında yapılan genel seçimin öncesinde tüketmişler; bu seçime elle tutulur yeni bir vaat kalmamış…
“Doğalgaz bulundu, yeni kuyulardan petrol fışkırıyor” müjdesi verilir beklentisindeydim, o müjde de geçen seçimde harcanmış…
Bu seçimde AK Parti kampanyasının bülteni görevini ifa eden gazete, internet sitesinin manşetinden, “Karadenizde yeni gaz keşfi müjdesi” başlığını kullanmış bugün; bu arada elektrik ve doğalgaz fiyatlarında artış olmayacağını da duyurmuş…
Heyecanla habere göz attım, meğer Karadeniz’de keşfedilen, gaz değilmiş, kuyuymuş… Zam konusunda da, bakanın bütün söyleyebildiği müjde, Nisan ayı ile sınırlıymış…
‘Müjde’ diye duyurulan, bankaların emeklilere maaş promosyonu ise, üç yıllık süresi dolan az sayıdaki emekliyi ilgilendiriyor. Emekliler, maaş promosyonunun hükümetle bir ilgisi olmadığını da biliyor zaten.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan AK Parti genel başkanı sıfatıyla, dün, gelecek aylarda düşmeye başlaması beklenen enflasyonun gerilediği kadar emeklilere zam gelebileceğini açıkladı ve bunun için Temmuz ayına randevu verdi.
Enflasyonun gerileyeceğinden bir ben mi emin değilim, bilmiyorum. Gerilese bile, maaşlara ne kadar bir fazlalık gelir ki? 1 simit 15 TL, kafelerde bir kupa kahve 100 TL.
Reklam
Adaylar kampanya etkisini artırmak için en büyük vaatlerini son 48 saate saklarlar. Bugün 48 saatin başladığı gün. Doğal olarak dikkatim Murat Kurum’un son konuşmasına yöneldi.
İstanbul’a aday olarak AK Parti tarafından gönderilen Murat Kurum’un İstanbulluları kendisine oy vermeye yönlendireceği umuduyla dün duyurduğu son vaatler beni yeni bir hayal kırıklığına uğrattı.
Emekli olarak beklediğim iyileştirme olmadığı için Kurum’un vaatlerine bel bağlamıştım belki de o yüzden umudum çabuk söndü. Bütün söylediği şu: 50.00 araçlık otopark yapımını başlatacak, araçların trafikte kalma süresini yüzde 64’ten 59’a düşürecekmiş…
İstanbul’da trafiğe kayıtlı taşıt sayısı 5 milyon 370 bin. Geçen yıl İstanbul’da trafiğe eklenen araç sayısı da 624 bin 938…
Ne demek istediğim anlaşılmıştır sanıyorum. Anlamayan olduysa, şu sıralarda benzinin litresinin 45 TL olduğunu hatırlatırım. Trafikte kalma süresi düşecekse, evlerin önünden kıpırdamayan araçlar sayesinde düşecek…
Vaatler tatmin edici olmayınca, dikkatimi son bir hamleyle, eş-dosttan iktidara gelebilecek desteklere çevirdim.
CHP’nin önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu seçimde partisi için bir çabada bulunmadı. Aleyhte de konuşmadı. Onunla ilişkilendirilebilecek bazılarının sandık başına gidilmemesi propagandası yaptıkları söyleniyordu. Buna destek çıksın diye birilerinin hazırlayıp piyasaya sürdüğü posterlere tepki geldi Kılıçdaroğlu’ndan…
Hiç değilse bu kadarını yaptı.
Reklam
Ondan da hayır yok iktidara.
Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) İstanbul ve Ankara’dan adaylarını son anda çekeceği söylentisi günlerdir konuşuluyor. Fatih Erbakan’ın “Adayımızı çekeriz” dediği kulağıma gelince, “Galiba oluyor” düşüncesi geçti zihnimden…
Hayır öyle değilmiş.
Seçime sadece üç gün kala, Erbakan, “İsrail’e ticaretin sonlandırılması, Malatya’daki Kürecik radar üssünün kapatılması ve emekli maaşlarının 20 bin TL’ye çıkartılması” şartlarını ileri sürmüş adayını çekmek için…
İktidar üzerinden muhafazakar seçmenlerine kendi reklamını yapmış YRP…
Cübbeli Ahmet adıyla bilinen bir cemaat mensubu, günlerdir, iktidar namına YRP aleyhine konuşuyordu; Erbakan’ın bu çıkışından sonra Cübbeli’nin hiddeti biraz daha artabilir gibime geliyor.
Bu seçimde, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş aleyhine AK Partili bakanlardan da daha fazla faaliyet gösteren İYİ Parti lideri Meral Akşener, dün de o görevini devam ettirmiş. Bir yıl önce cumhurbaşkanlığına layık gördüğü Yavaş için, “CHP’nin ev kölesi oldu” bile demiş…
Garibime giden, aynı konuşmasında “Nasıl ki, AK Parti’nin siyasi dümenlerine karşı yılmadan mücadele ediyorsak” demesi oldu. Herhalde bu seçim kampanyasındaki konuşmalarından değil, genel seçim öncesinde, İmamoğlu ve Yavaş ile beraber çıktıkları kürsülerde, AK Parti ve Erdoğan için söylediklerinden söz ediyordur.
Pazar günü yapılacak seçimde DEM Parti tabanı İstanbul ve Ankara’da nasıl oy kullanacak, bu nokta çok önemli. Kendi adayları var, genel seçime Yeni Sol Parti adıyla girdiklerinde yüzde 8.13 oy almışlardı; bu insanların tamamı DEM Parti adayına mı oy kullanacak? Leyla Zana, Ahmet Türk bir şeyler söyledi ama, iktidarın esas Selahattin Demirtaş’tan açık seçik destek açıklaması beklentisi vardı; o destek gelmedi, galiba gelmeyecek de…
Şapka ortada duruyor, ama henüz tek tavşan ortada yok…
Dostum haklı.