Ekonomi açısından çok kritik bir haftaya daha giriyoruz. CHP Kongresi’nin iptali konusunda mahkemeden çıkacak karara göre, borsa başta olmak üzere, piyasalardaki bozulma sertleşebilir.
Mahkeme ertelese veya reddetse bile, iktidarın tavrı bu siyasi baskıyı sürdürmek yönünde. Yarattığı çatışmaya bu sefer rezerv açısından hazırlıklı giren iktidar, “Giderek büyüyen siyasi kaosa, biriktirdiği rezervin dayanmasının mümkün olmadığını” görmek zorunda.
Piyasaların gözü zaten bir süredir 15 Eylül’deki kararda. Piyasalarda “nasıl bir karar çıkarsa ne tür hareketler yaşanacağı” konusunda çeşitli senaryolar konuşuluyor. Piyasalar, iktidarın tavrına bakarak, CHP aleyhine karar ve verilecek sert tepkiyi, bir süredir satın alıyordu. Dolayısıyla CHP’nin istediği yönde karar çıkarsa, özellikle borsada bir miktar iyileşme görülebilir.
Ancak piyasalardaki genel kanı, bugün çıkacak karardan bağımsız olarak, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her taraftan CHP’yi sıkıştırıp, oylarını, kendisine rakip olmayacak ölçüde azaltmakta kararlı olduğu” yönünde.
İşte bu nedenle radikal bir yumuşama hamlesi yaşanmadığı sürece, siyasi kaosun piyasalar üzerinde “demoklesin kılıcı gibi sallanacağı” görüşündeler. O nedenle de her ihtimale karşı hazırlıklı girmeye çalışıyorlar.
BU SİYASİ TAVIRLA İSTİKRAR SAĞLANAMAZ
2 Eylül’de CHP il başkanlığı seçiminin iptal edilip kayyum atanması, piyasaları karıştırmıştı. Bu karar ardından toplamda 6.5 milyar dolarlık rezev erimesi yaşandı. İlk şokun ardından eriyen rezervin yaklaşık 2 milyar doları geri alındı. Geçtiğimiz hafta ise 15 Eylül sıkıntısı nedeniyle, ilk üç günde 3.6 milyar dolarlık rezerv kaybı yaşandı. Önümüzdeki salı çıkacak, geçen cuma verisiyle birlikte haftalık erimenin 5 milyarı aştığı tahmin ediliyor.
19 Mart’a kıyasla 2 Eylül’den sonra daha az rezerv kaybedilmesinin birçok nedeni var. 2 Eylül, 19 Mart kadar şok karar değildi. 19 Mart’ta Merkez Bankası hazırlıksız yakalanmış kurları toparlayabilmek için çok fazla döviz satmak zorunda kalmıştı. Şimdi hazırlığı vardı ve “bankaların 30 Eylül bilançosu nedeniyle kötü haberi satın almama havasında bulunduğunu” da ekleyebiliriz.
Swap hariç net rezervler geçen çarşamba itibarıyla; kamu döviz hesabı dahil 53.6 milyar dolara geriledi. Kamunun döviz hesabını çıkardığınızda 44.9 milyar dolar oldu.
Merkez Bankası’nın enflasyon yeterince düşmeyip, beklentiler iyileşmemesine rağmen, 2.5 puanlık yüksek bir faiz indirimi yaptığını da unutmayalım. Yani gerginlik büyürse, faiz düzeyi eskiye kıyasla düşük olduğu için TL’den dövize kayış hızlanıp, rezerv erimesini büyütebilir. Ayrıca KKM hesaplarında tasfiye olacak 10 milyar dolar var ve büyük bölümünün döviz hesaplarına dönüp, rezervi eritmesi söz konusu.
Mevsimsel olarak cari açığın yeniden büyüdüğü döneme girildiği de unutulmamalı. Ekimden sonra döviz açığı artacak. Merkez Bankası’nın, faizi yüzde 40’ın altına indireceği süreçte, 45-50 milyar dolarlık rezervine güvenmesi gerçekçi olmaz. Bu kaos büyüyerek, daha uzun bir süreye yayılırsa, çatışma ortamı iyice görünür hale gelirse; rezerviniz ne kadar büyük olursa olsun yaşanacak olumsuz hareketlere engel olamaz.
Piyasalar da artık görüyor; bu siyasi anlayışla, yaratılan kaos ortamıyla, ekonomik verilerin düzelmesi de, istikrarın sağlanması da mümkün değil.