Piyasaların “CHP’ye kayyum krizi”ne verdiği tepki, 19 Mart’a kıyasla düşük kaldı. Yarın Merkez Bankası faiz kararını açıklayacak ama piyasalar bütün dikkatini, faiz kararından çok, 15 Eylül’de CHP kurultayına ilişkin davaya veriyor.
Piyasanın, CHP İl yönetimine Gürsel Tekin’in getirilmesine verdiği tepki, döviz rezervinde 1 milyar dolara yakın erime oldu. Dün itibarıyla, tartışmalar devam ederken, piyasaların sakin kaldığını gözlemledik.
2 Eylül’de başlayan yeni siyasi krizde piyasaların paniklediği ancak Merkez Bankası’nın hızlı hareketiyle bu paniğin önlendiğini gördük. Bu krizin ilk aşamasında döviz rezervlerinde meydana gelen erime 5.5 milyar dolar düzeyinde tutulabildi.
Piyasaların, “böyle bir dönemde kötü haber algılamak istemediğine” inanıyoruz. Çünkü reel sektöründen bankacılara kadar, hemen herkes hızlı ve yüksek faiz indirimi istiyor ve krizin faiz kararına etkisi az olsun istiyorlar. O nedenle siyasi krizi takip edip ne olacağına bakarken, işlemlerinde krizi satın almadıklarına şahit oluyoruz.
FAİZ KARARI YARIN
Bu nedenle bu hafta krizin etkisi sınırlı kalırken, piyasa oyuncuları sürekli olarak “15 Eylül’de mahkemenin ne karar vereceğini” soruşturuyorlar. CHP yönetiminin İstanbul ve Genel Kurultay için olağanüstü toplantı yapıp, kayyum olayını savuşturma çabası var ama 15 Eylül’de çıkacak karar önemli olacak.
O nedenle erken pozisyon alabilmek için, Ankara’da ulaşabildikleri ilgili herkese 15 Eylül’ü soruyorlar. Bu arada CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in dün Financial Times’ta yayımlanan demecine, özellikle yabancı yatırımcıların nasıl tepki vereceği de merakla izleniyor.
Piyasaların, 15 Eylül’ü beklerken, yarınki Merkez Bankası toplantısından çıkacak faiz kararı hakkında kaygılı olmadıklarını gözlüyoruz. Piyasalar uzun süredir faiz indirimini 3 puan olarak bekliyordu. Ağustos enflasyonunun yüksek çıkması, ardından yaşanan yeni siyasi kriz nedeniyle faiz indirim tahminleri 2 puana inmişti.
Ancak dün Bloomberg’in anketinde, daha önce 2 puanlık indirim tahmininde bulunan piyasa oyuncularının tahminlerini 2.5 puana çıkardıklarını gördük.
TEPAV ise faiz kararından önce yaptığı açıklamada; siyasi krizin finansal istikrara olası olumsuz etkilerine değinerek, “doğru olan Merkez Bankası’nın bu toplantıyı pas geçmesidir” görüşünü belirtti. Faiz indirimi yapılsa bile, şu anda yüzde 46 olan borçlanmadaki tepe faizin indirim olsa bile sabit tutulması, bir önlem olarak, sıkı para politikası algısı için bunun gerekli olduğunu söyledi.
Bu tavsiyeye uyup Merkez Bankası politika faizini indirse bile, borçlanmada 3 puanlık artı- eksi bandın, en azından üst tarafta 5-6 puana çıkarılması gerekecek. Banka yönetimi böyle bir yola gidecek mi, yarın göreceğiz.
Daha önce de söylediğimiz gibi; “Merkez Bankası yönetiminin içine sinmese de faiz indirimi yapacağı, bunun da 2 puanda kalacağı” beklentimizi koruyoruz. Merkez’in bununla birlikte karar açıklamasında söyleyecekleri önem kazanacak. Hâlâ temkinli olacağını belirten cümlelere metinde yer vermesi beklenebilir.
Yargı yoluyla yaratılan siyasi krizleri devam ettiren iktidarın, seçim korkusu uğruna toplumsal yapıya ve ekonomiye verdiği zarar, umarız herkes tarafından artık
görülüyordur.