Eylülde 3 puanlık faiz indirimi zorlaştı

Bankalar ve özel sektör hızlı faiz indirimi bekliyor ama bunun gerçekleşmesi zor görünüyor. Temmuzun ardından eylülde de 3 puanlık indirim beklentisi vardı ama beklenti 2 puana inmeye başladı.  

Temmuzda faiz oranlarını 3 puan indirip yüzde 43’e çeken Merkez Bankası’nın bundan sonraki indirimleri tartışmalı. Daha önceki tahminlerde yerli ve yabancı bankacılar yıl sonunda faiz oranlarının yüzde 35-36’ya inmesini bekliyordu. Şirketler de kredi imkanı için faizlerin hızla inmesini umuyorlardı. 

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, yıl sonunda enflasyon oranlarının yüzde 28.5-29.5 aralığında olacağını belirterek, “Merkez Bankası’nın yılın kalanında 800 baz puanlık bir faiz indirimi alanı olduğunu düşünüyorum. Politika faizinin yıl sonunda yüzde 35 seviyesine kadar inmesi, 6 puanlık bir reel faizle önümüzdeki seneye giriş anlamı taşıyor” demiş. 

Aran, tahminlerini kamuoyunu yönlendirmek için mi yaptı bilmiyoruz ama bu temennilerin gerçekleşmesi pek mümkün gözükmüyor. Mevcut risklere baktığımızda, enflasyon yüzde 29’a inse bile, risk priminin yüksekliği nedeniyle, reel faizin 6 puana inme ihtimali yok. 

Ağustos ayı öncü verileri, bu ayın enflasyon oranının Merkez Bankası beklentilerinin üzerinde çıkacağını gösteriyor. Piyasanın beklentisi yüzde 1.7 iken, öncü verilerin özellikle gıda fiyatlarındaki artışların, bu oranı yüzde 2’ye kadar çıkarabileceği konuşuluyor.  

Ağustos ayı manşet enflasyonu yüzde 1.7 açıklansa bile, mevsimsellikten arındırılmış oran yüzde 2’nin üzerinde gerçekleşecek. Halbuki temmuzdan sonra fiyatların normale döneceği beklenirken, Merkez’in hesaplarına göre oranın yüzde 1.5 altına inmesi gerekiyor. Yani, piyasanın beklentisi gerçekleşirse, zaten eylülde 3 puanlık indirim zora girmiş olacak. 

HEDEFLEME İNDİRİMLERİ ZORLAŞTIRDI 

Bankacılar, Merkez Bankası’nın enflasyon hedeflemesiyle sıkı parada kararlı tutum göstermesinden memnun olduklarını söylüyorlar ama bunun faiz indirimleri konusunda daha temkinli olunacağı anlamına geldiğini unutuyorlar. Merkez yüzde 26’lık hedefe rağmen kendi tahmininin üst sınırı olan yüzde 29’a inmek için şartları zorlayacak. Bu da 3 puanlık indirimi zorlaştıracak. 

Bu gidişat sürerse, aylık mevsimsellikten arındırılmış oranlar yüzde 1.5’in altına kalıcı biçimde inmezse, eylül kararının ardından ekim faiz kararı da zora girecek. Merkez Bankası kökenli bazı iktisatçılar, eylül beklentilerini 3 puandan 2’ye indirirlerken, “Ekimde faiz indiriminin 1 puanda kalacağını, ya da hiç indirim yapılmayabileceğini” söylemeye başladı. 

Özetle; bankacılar hâlâ yüzde 35-36’lık yıl sonu faiz oranı konusunda umutlu gözükseler de bu orana inmek neredeyse imkansız gözüküyor. Eylülde faiz indirimi 2 puanda kalırsa, politika faizi yüzde 41’e inecek. Daha sonrasında faiz indirimlerinin küçülmesi beklenirken, yıl sonuna kadar 2 faiz toplantısı kalıyor ve görünen o ki; en düşük yüzde 39 oranı mümkün olabilir. 

Bankacılar kârlılıkları artacağı için, şirketler ise finansmanın ucuzlaması için hızlı faiz indirimi talebinde bulunuyor. Ancak makro ekonomik koşullar ile iç ve dış siyasi gelişmeler, buna imkan verecek gibi gözükmüyor. 

Bu takdirde özel sektörün şikayetlerinin artması kaçınılmaz. Merkez Bankası yönetimi ise hedefleme doğrultusunda temkinli davranmadığı takdirde, işlerin yeniden bozulma riskinin farkında gözüküyor.