Bu yılı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ‘emekliler yılı’ ilan etti… İlanı ilk duyduğumda, iktidarın, geçim sıkıntısı konusunda çaresizlik içerisinde debelenen emekli kitlesini rahatlatacak tedbirler almaya kararlı olduğunu düşünmüştüm.
Öyle olmadığını hep birlikte gördük.
Sayıları 16 milyon olan ve 9 milyonu 10 bin TL veya daha altında maaş alan emekliler, bu yıl başında ne durumda idiyseler, aradan geçen üç ayın sonunda hala aynı durumdalar.
Üstelik, maaş zammı taleplerine cevap verileceği umudunun yükseldiği bir ortamda, bu konuda ağzına bakılan Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan, “Zam yapılması mümkün değil”açıklaması geldi.
Emeklilere zam yapılırsa memurların maaşı ödenemezmiş…
Son ümit de öylece bitti.
Ülkemizde muhalefet sayesinde herkes emeklilerin perişan hallerinden haberdar. Seçime gidiliyor ve muhalefet sözcüleri, her fırsatta, emeklilerin yaşadıkları zor şartları kürsüye taşıyorlar. Muhalif kanalların ilk haberleri hep aynı konuda.
Muhalefettir yapar, hele seçime gidilen ortamda mutlaka yapar.
Reklam
Hemen her konuda ortak değerlerin zayıfladığı ülkemizde, neredeyse ortak özelliğe sahip tek kitle emekliler… Onları sandık başına götürüp çıkarları istikametinde oy kullandırabilirse muhalefet, hepsi de seçmen olan kalabalık emekli kitlesi sayesinde, iktidarı bozguna uğratabilir.
Sanıyorum, emekliler konusunu sürekli canlı tutan muhalefet partileri bu düşünceyle kampanyalarını neredeyse tek konuya -emeklilerin maaşına- indirgemiş bulunuyor.
Yeterli mi?
Maaşları düşük ve iktidar durumlarını iyileştirmek için çaba göstermiyor diye, emekliler kitlesi, toplu halde oylarını muhalefet partilerine akıtır mı? Muhalefetin bu soruya olumlu cevap verdiği anlaşılıyor.
Yanlış bir düşünce değil bu, ama eksik.
Uluslararası araştırma kuruluşu İpsos’un kısa süre önce gerçekleştirip dün açıkladığı anket ekonominin durumunu bütün çarpıklığıyla sergiliyor:
Haberden aktarayım:
“Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?” sorusuna katılımcıların %85’i ülkedeki en büyük sorunun ekonomi olduğunu ifade etti. Halkın %65’i ise enflasyonu, açıklanan resmi enflasyondan daha yüksek hissediyor. Halkın yarısının en büyük endişesi enflasyon. Ankete katılan 10 kişiden 7’si de işsizliğin artacağını öngörüyor.”
Reklam
Ekonominin yalnızca emekliler için sorun teşkil ettiğini düşünenlerin yanılgısını da gösteriyor bu anket.
Başka herhangi bir ülkede, ekonomik durum bu denli geniş bir kitleyi rahatsız edici boyutlara ulaşmış ise, o ülkede beş-altı gün sonra yapılacak seçimin sonucunu öngörmek hiç de zor olmazdı.
Sorunun kaynağı ekonomik politikalar olduğu ve o politikalar da iktidarın eseri sayıldığı için, halk, maruz kaldığı sıkıntılara tepki olarak oyunu nereye vereceğini bilirdi.
Oysa ne görüyoruz, AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın mitingleri -eskisi kadar olmasa bile- hala ilgi görüyor, milyonlar olmasa da yüzbinler onu dinlemek için toplanabiliyor.
Kamuoyu yoklamaları da, kritik illerde bile, iktidar-muhalefet adaylarının oylarını birbirine yakın gösteriyor.
Neden acaba?
Yukarıda, muhalefet sözcüleri kampanyalarında zor durumlarını sürekli ele aldıkları ve adayları karşı adayları her fırsatta aynı konuda sıkıştırdıkları için, emeklilerin oylarını muhalefet partilerine verecekleri beklentisinin yanlış olmadığını, ancak yapılanın yeterli sayılmayacağını yazmıştım.
Muhalefetin eksik bıraktığı ve emekliler kitlesiyle birlikte o kitle dışında da bozuk ekonomi yüzünden geçmişte sahip oldukları şartlardan uzaklamış bulunan, vaktiyle kendilerinden ‘orta direk’ olarak söz edilen geniş halk kesimlerinin onlardan beklediği, güven verici çözümlerdir.
Çözüm ne, çözüm?
Merkez Bankası rezervlerinin eksi 70 milyar dolara düştüğü, dış borcun 500 milyar dolara yaklaştığı bir ekonomi, alınan bütün tedbirlere rağmen enflasyonu indiremiyor, değeri korunamayan TL, yabancı paralar karşısında her gün biraz daha pula dönüyor.
Bu durumu nasıl tersine döndürecek muhalefet, esas merak edilen bu sorunun cevabı.
Geçen yıl yapılan genel seçimde de ekonomi bozuktu ama kitleler cevabı esas merak edilen soruya “Muhalefet bunu becerir” karşılığını veremediği için, sandıkta beklediğini bulamadı muhalefet.
Ya şimdi? Şimdi “Muhalefet ekonomiyi yoluna koyar” denilebiliyor mu?
Seçime fazla bir süre kalmadı, fakat yine de şu birkaç günü, muhalefet, halkın esas soruya doğru cevap vermesini sağlayacak biçimde değerlendirse iyi olur.