Beşir Atalay bize Türkiye ile ilgili ne anlatıyor?

Aslında bu yazıya ‘Bir devrin sonu’ başlığını da atabilirdim ama daha çok ‘Malumum ilamı’ demek lazım. O devir çoktan kapandı, devrin çoktan kapandığı bir kere daha hatırlatılmış oldu. Yeni devir tüm haşmetiyle karşımızda.

Kırıkkale Beşir Atalay Üniversitesi’nin adı, senato kararıyla Şehitler Üniversitesi olarak değiştirildi.

Atalay’ın adı bu üniversiteye 2017 yılında verilmişti ama 1992 yılında meslek lisesi olan okulu üniversiteye dönüştüren Kurucu Rektör Beşir Atalay’dı. Senato isim değişikliği kararı almış ama bir neden belirtmemiş. Nedenini ben söyleyeyim, 2002 yılında iktidara gelen AKP’nin tabutuna bir çivi daha çakıldı. AKP’nin kuruluşunda yer alan, hareketin ideologlarından sayılan bir diğer isme daha bu yeni sistemde yer olmadığı hatırlatıldı.

***

Beşir Atalay, AKP’nin kurucu kadrosu içindeki en kilit isimlerden biri. Sosyoloji profesörü. Diğer pek çok isim gibi vitrinde bir isim değil ama partinin ilk yıllarının stratejistlerinden biri olarak bilinir. Parti ilk iktidara geldiğinde Erdoğan bir seçim makinesi olarak seçimleri kazanıyor, perde arkasında stratejiyi ağırlıklı olarak partinin entelektüelleri çiziyordu ama o derenin altından çok sular aktı.

O yıllar Erdoğan’ın kendi deyimiyle çıraklık yıllarıydı. Artık yine kendi deyimiyle usta. Bir dükkana bir usta yeter de artar.

***

Atalay’ın AKP iktidarının ilk yıllarında iktidara gelmiş bu genç parti ile katı devlet bürokrasisi arasındaki diyaloğu kuran isimlerden olduğunu da unutmamak gerekiyor. Atalay MGK’nın sivilleşmesi üzerine epey çalışmış, güvenlik bürokrasisi ile yumuşak temas kurarak parti ile sistem arasında geçişkenliği sağlamıştı. Artık devlet zaten Çankaya’da değil Beştepe’de.

Atalay’ın isminin üniversiteden silinmesinin sembolizmi bize yeni “Terörsüz Türkiye” süreci ile de ilgili de bir şey anlatıyor.

Atalay, ilk çözüm sürecini yürüten isimlerden birisiydi. İlk çözüm süreci toplumsal diyalog, demokrasi gibi temalar üzerinden yürütülüyordu. Bugün yürütülen süreç ise büyük ölçüde güvenlik dili ve daha fazla güç vaadi ile ilerliyor. Atalay çizgisinin bu yeni süreçte de yeri yok.

***

Şunu da not etmekte fayda var; ilk yıllarında AKP’yi kuran liberal çizgi ile teması olan pek çok isim partiden tasfiye edildi. Edilenlerin bazıları bugün yüksek sesle eleştirilerini dile getiriyor. Atalay ise partiden uzaklaşmasına rağmen suskun. Ne Erdoğan’ı ne de AKP’nin geldiği çizgiyi eleştirdiğini duymazsınız.

Demek ki susmak da üzerinin çizilmesini engellemiyor. Yeni sistem vakurlu bir kenara çekiliş, edepli bir suskunluğu da ihanet kontenjanından sayıyor. Yeni sistem sürekli her koşulda avaz avaz destek istiyor.