CHP ön almalı

CHP Meclis’te kurulan “Terörsüz Türkiye” komisyonuna üye vermeyi kabul etti.

CHP’nin öne sürdüğü “komisyon nitelikli çoğunlukla karar vermeli” önerisinin kabul edildiği, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş tarafından, CHP Grup Başkanvekili Murat Emir’e bildirildi.

CHP Lideri Özgür Özel de bu bildirim sonrasında komisyona katılacaklarını duyurdu.

Komisyona CHP’nin katılmasına tabandan ve parti örgütlerinden ciddi itirazlar geldiği özellikle sosyal medya üzerinden kamuoyuna yansıtıldı.

Akademisyenler ve yazarlardan da itirazlar geldi.

Ancak bu itirazlara karşın CHP yönetimi komisyona katılma kararı aldı.

Komisyonun “Terörsüz Türkiye” adıyla değil “Kardeşlik ve Demokrasi,” “Barış ve Demokrasi” adıyla kurulması önerileri de kamuoyuna yansıdı.

Komisyon önümüzdeki günlerde çalışmaya başlayacak.

Adı ne olursa olsun bu komisyonun, PKK’nın kendini feshetmesi ve sembolik silah bırakma töreni sonrasında iktidarın atacağı adımları belirlemek için kurulduğu biliniyor.

Terör örgütü PKK’nın sözcüleri bunu açıkça ilân ettiler, “şimdi sıra iktidarda, atacağı adımları görelim” dediler.

PKK, iktidarın bu komisyon üzerinde atacağı adımlara göre silah bırakmayı sürdürecek veya bırakmama kararı alacak.

CHP’nin, kararlarına katılmasa bile bu komisyona siyasal, hukuki ve toplumsal meşruiyet kazandıracağı açık.

İktidarın CHP’yi ısrarla davet etmesinin amaçlarından en önemlisi de bu.

Bu süreçte üç yaklaşım dikkati çekti.

Birincisi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “Türk-Kürt-Arap” birlikteliğine ve Müslümanlık ortak paydasına vurgu yapmasıydı.

İkincisi DEM Partili Ahmet Türk’ün “Irak ve Suriye’deki Kürtler eskiden olduğu gibi Türklerle birlikte yaşamak istiyorlar” açıklamasıydı.

Üçüncüsü ise ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın Türkiye’ye “Osmanlı millet sistemini” önermesiydi.

Bu üç açıklama birlikte değerlendirildiğinde, iktidarın, bazı çevrelerin Irak ve Suriye’deki Kürt özerk yönetimlerini de himayesi ve kontrolü altına alarak bir zamanlar dillendirilen “Yeni Osmanlı” yolunda büyüme hevesini artırdığı da görülüyor.

Ancak “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma” olasılığı da hesaba katılmalı.

Özellikle CHP bu olasılığı hep gözünde tutmalı.

Bu amaçla CHP Kürt sorununu nasıl tanımladığını ve çözüm olarak ne önerdiğini şimdiden kamuoyuna açıklamalıdır.

CHP bu komisyonun anayasa değişikliği önerisi yapmayacağını, yasa önerileri yapacağını, zaten bu iktidarla anayasa yapmak bir yana menemen bile yapmayacağı açıklamıştı.

Tutumunu böyle netleştiren CHP’nin komisyona neler önereceğini de kamuoyuyla paylaşması yararlı olur.

CHP, Türkiye Cumhuriyeti’nin niteliklerini belirleyen Anayasa’nın ilk üç maddesinin kendileri için kırmızı çizgi olduğunu daha önce açıklamıştı.

Bu maddeler Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olduğu, resmi dilinin Türkçe, başkentinin Ankara olduğunu hüküm altına alıyor ve bayrağını tanımlıyor.

Bu maddelerin değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği de 4. maddede yazılı.

Buna karşın, arkadan dolanarak, diğer maddelerde yapılacak değişikliklerle temel nitelikler zedelenebilir.

Bazı PKK sözcülerinin Kürtçe’nin de resmi dil olması, Anayasa’nın vatandaşlık tanımını içeren 66. maddenin değiştirilmesini istedikleri de biliniyor.

Bu nedene CHP’nin sorunu nasıl tanımladığını ve çözüm önerilerini kamuoyuyla paylaşması ve böylece süreçte ön alması doğru bir adım olacaktır.

Bu konuda alacağı karşılık komisyonda kalıp kalmaması konusunda karar vermesini kolaylaştıracaktır.