Türkiye partisi olup olmamak arasında bir seçim yapmasını iktidar istiyor ama CHP'nin önündeki zor seçim bu değil.
Türkiye'nin her yerinde hıncahınç miting kalabalıkları topluyor, son yerel seçimin birincisi olmuş, milli iradeden sandıkta ana muhalefet görevi almış bir parti...
Daha ne yapacak da Türkiye partisi olacak, yapmadığı ne var da şimdiye dek Türkiye partisi olamadı? Ve Türkiye'nin değilse nerenin partisi CHP, AK Parti'nin bir zamanlar niye karşısın diye suçladığı ABD'nin, AB'nin mi?
Belli ki CHP'ye 'Türkiye partisi ol, canımızı ye' derken kendini iktidara beğendirmesi isteniyor. O da AK Parti'nin muhalefeti yerli ve milli yapma projesine uymasıyla mümkün. İktidarı sandıkta değiştirmeye çalışmayacak, seçim kazanarak AK Parti'nin elindekini alma hedefi gütmeyecek. Böylece iktidar da bu cici muhalefetle durmak yok, yola devam edecek.
CHP, kendini iktidara sevdirmekle sevdirmeme arasındaki bir seçimde zorlanmayacak elbette. İktidar da bunu biliyor, bilmez mi!
DEM'den boşalan 'iç düşman' kadrosuna CHP'yi oturtmak için kullandıkları bir söylem bu. Sanki baskı ve sıkıştırmalar sonuç vermiş, DEM kapatılmamak için Türkiye partisi olmuş da CHP kalmış, şimdi onu dediklerine getirecekler...
Yine sanmıyorum ki CHP'yi, Ankara merkezli siyaset yapma çağrılarına olumlu cevap verip vermemek zorlasın. Brüksel merkezli siyaset yapmıyor ki, böyle bir seçimle karşı karşıya bırakılacak. Silivri'yi unutması, İmamoğlu'nu cezaevine terk edip önüne bakması kastediliyordur.
E, bu konuda da CHP'nin ve Özgür Özel'in tavrı net, seçimi belli. İktidar, köşeye sıkıştırmayı başaramadı.
Gelin görün ki... Meclis'te kurulacak bir terörsüz ve demokratik Türkiye komisyonuna katılıp katılmamak arasında zorlanıyorlar. Zorlayansa iktidar değil, muhalefetin bir kanadı, ulusalcı kanat.
İKTİDAR KOMİSYONU ÇOK MU İSTİYORDU Kİ CHP'Yİ DE ORADA İSTESİN
Özgür Özel yönetimi üzerinde şöyle bir baskı kuruyorlar:
'Seçmenine sor, katılmanı istemiyor, tabanın sesine kulak ver, figüran olma, PKK'yla anlaşma ihanetini meşrulaştırmak için seni kullanacaklar, iyi gidiyorsun, çok şey başardın, yazık olur hepsine, boşa gider, buraya kadar getirmişken kendini kullandırma, oyuna gelme, yoksa kalabalık mitingleri unut, gelecek seçimleri de, bizden oy moy yok'...
Tüm baskı ve tepkilere rağmen CHP, sıkışmış görünmüyor gerçi. Tercihleri açık.
CHP Sözcüsü Deniz Yücel, kendi önerdiğimiz komisyona mı katılmayacağız, diyor.
CHP lideri Özel; katıldık diye iktidarın tasdik memuru mu olacağız, niye kendimizi kullandıralım, katıldığımız gibi kalkmasını da biliriz, biraz özgüvenli olalım, diyor.
Anayasa işine girmeyiz, komisyona parti sloganlarından bir ad istemeyiz, Demirtaş'la İmamoğlu'nu hapisten çıkarıp haksız tutuklamaları çözecekse oluruz, hukuk ve demokratikleşmeye hizmet etmeyecekse olmayız, Erdoğan istediği zaman trene binip iniyorsa biz niye yapamayalım da diyorlar...
Fakat ne deseler kâr etmiyor, ulusalcı damar ne yatışıyor ne ikna olmaya yanaşıyor. Hepsi değilse de büyük kısmı, sekter ve uzlaşmaz bir tavır içinde. İktidarın, kendi minderinde CHP'yi yeni bir oyuna çektiğine inanıyor, başka da bir şeye inanmıyorlar.
Her şeyden şüphe ederken kafalarındaki senaryodan hiç şüpheleri yok. İktidarın ekmeğine asıl bu tavır yağ sürüyor olamaz mı, sormuyorlar bile.
DEM, ısrarla CHP'yi komisyonda istiyor...
MHP de ısrarla CHP'yi komisyonda istiyor...
Fakat MHP ve DEM'le üçü ittifak olup birlikte yürüyeceklerini söyleyen bir AK Parti, CHP'yi çok mu istiyordur komisyonda?
AK Parti'nin daha komisyonu çok isteyip istemediği dahi anlaşılmadı, gönülsüz yaptığı izlenimi veriyor.
Ayrıca... Beklediği demokratikleşme adımları atılmazsa Kandil'in ya da silah bırakmayarak YPG'nin ipe un sermesiyle toplanmadan dağılabilecek bir komisyonun, CHP'nin başına çorap örmek için kurulacağını nasıl düşünebiliriz? Emin misiniz!