Yıl sonu faiz beklentisi 35’e çıktı, bu bile zor

Piyasaların önümüzdeki hafta yapılacak faiz indirimindeki beklentisi, yüzde 3.5’ten 2.5’e indi. Piyasalar yıl sonunda faizin yüzde 30’a inmesini beklerken, yeni ankette bu oran yüzde 35’e çıktı. 

Merkez Bankası iç ve dış siyasi gelişmelerle birlikte temmuz enflasyonuyla ilgili öncü verilere bakarak, faizlerde 2 puanlık indirimle bile yetinebilir 

Merkez Bankası’nın klasik yöntemine göre; faiz indirimlerine başladığında ilk yaptığı indirim oranıyla birkaç kez devam eder. Dolayısıyla 2.5 puanlık indirimin yapıldığı ve bundan sonra 2.5 puanlık indirimlerin devam edeceği varsayımıyla, yıl sonu faiz oranı ancak yüzde 36’ya inebiliyor. O nedenle yüzde 35’e çıkarılan beklentinin gerçekleşmesi bile çok zor 

Kaldı ki; 2.5 puanlık indirimlerin süreklilik kazanması çok zor. O nedenle piyasaların yakında bu beklentiyi de yukarı revize etmesi sürpriz olmayacaktır. Haftaya 2 puanlık indirimlerle başlayıp aynı oranda devam etmesi ise yüzde 38 yılsonu faiz oranı demek. 

Hükümetin de, ekonomi yönetiminin de faiz indirimi yapmak istediği, tüm  kesimlerin bu indirimi beklediğini biliyoruz. Ancak hem küresel piyasalardaki gelişmeler, hem iç siyasi krizin sürmesi hem de enflasyondaki işaretler indirimin oranını aşağı çekecek. 

TEMMUZ ENFLASYONU BEKLENTİSİ 

AA’nın ve Bloomberg’in yaptığı anketlerde faiz indirim beklentisinin ortalaması yüzde 2.5’e çıkarken, AA Beklenti anketine katılan ekonomistlerin 11’i 250 baz puan, 4’ü 300 baz puan, 6’sı 350 baz puan indirim yapılacağını tahmin etti. Ekonomistlerin temmuz beklentilerinin ortalamasına göre faiz yüzde 43.50’ye çekilecek. 

Temmuz faiz kararında iç ve dış siyasi gelişmeler yanında, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın vergi ihtiyacı nedeniyle stopaj oranlarında yaptığı artırım ve temmuz enflasyonuyla ilgili öncü veriler önemli rol oynayacak. 

Haziran’da eksi çıkan gıda fiyatlarında temmuzda yüzde 2’nin üzeri artış çıkması beklenirken, sigara ve akaryakıt zamları temmuz enflasyonuna etki edecek. Daha önce de söylediğimiz gibi; temmuz ayı manşet enflasyon rakamı yüzde 1.75’in altında çıkmadığı takdirde, Merkez Bankası’nın baz aldığı mevsimsellikten arındırılmış enflasyon yönünü yukarı çevirecek. Öncü verilerin yüzde 2’nin üzerinde bir manşet enflasyon beklentisi yarattığını, bunun da yüzde 2.5 civarında mevsimsellikten arındırılmış enflasyon anlamına geleceği unutulmamalı. Geçtiğimiz 2 ay bu oran yüzde 2 idi. 

O nedenle Merkez Bankası yönetimini zor bir karar bekliyor. Herkes yüksek oranlı beklenti içinde ama hedefin üst sınırı içinde kalmak için bile, faiz oranlarında fazla indirime alan yok.  

BÜTÇE AÇIĞI MERKEZ’İ DE KORKUTUYOR 

Merkez Bankası için Hazine’nin mevduattaki stopaj artışı sürpriz oldu. Başkan Fatih Karahan, TL mevduat sahiplerinin eğiliminin faiz kararında önemli rol oynayacağını belirtirken,  TL tasarruflardaki getirinin düşmemesi gerektiğini, bunun için temkinli faiz indirimi yapılacağını söyledi. İşte bu nedenle enflasyondaki öncü verilere göre 2.5 puan yerine 2 puanla yetinebilir. 

Bu arada bütçe açığındaki büyüme, özellikle faiz harcamalarındaki devasa artış, Hazine ve Maliye Bakanlığı gibi Merkez Bankası yönetimini de korkutuyor olmalı. Çünkü bütçe açığını kapatmak için, kamu tasarrufu yapılmadığı için, yeni vergi ve ek zamlar gündeme gelebilir. Örneğin mevduat stopajları, 2.5 puanlık ek bir artışla, yüzde 20’ye getirilirse sürpriz olmamalı. O zaman Merkez bu ek vergi ve zamların enflasyona etkisi ve TL tasarrufun net getirisini düşünerek, faizde daha yüksek bir oranda kalma ihtimali mevcut. 

Önümüzdeki dönem stopaj artışı yanında, ÖTV, KDV gibi tüketime dayalı vergi artışları da konuşulmaya başlayabilir. Bu durumda enflasyon hedefi de, faiz indirimleri de belirsizleşir, üretim ve şirketlerin durumu ağırlaşır.