İktidar halkın sandığa yansıttığı iradesini yok sayarak siyaset yapıyor.
Milyonların oyuyla seçilmiş CHP’li belediye başkanlarını henüz ortada kesinleşmiş yargı kararları olmadan gözaltına alıyor, tutukluyor, görevden uzaklaştırıyor.
Önümüzdeki seçimleri kazabilmek, iktidarını sürdürebilmek için siyaseti kendine göre düzenlemeye çalışıyor.
Halka rağmen siyaset yapıyor.
Ancak halka rağmen yapılan siyasetle sonuç almak ve bunu kalıcı kılmak mümkün değildir.
Demokratik kuralları, hukukun üstünlüğü ilkesini, halkın sandıkta gösterdiği tercihleri bir kenara atıp siyaseti kalıcı olarak düzenlemek halkın onaylayacağı bir siyaset yöntemi değildir.
Siyasi tarihimiz bu gerçeği gösteren örneklerle doludur.
Daha önce de anımsattığım gibi 12 Eylül askeri rejimi partileri kapattı, Süleyman Demirel’e, Bülent Ecevit’e, Necmettin Erbakan’a, Alparslan Türkeş’e siyasi yasak getirdi.
Siyaseti kendine göre yeniden düzenledi.
Siyasi parti kurdurdu.
Emekli general Turgut Sunalp’i başına getirdi, halka “bunu seçeceksiniz” dedi.
Ama halk sandıkta tersini yaptı.
Sunalp’i ve partisini değil sivil lider Turgut Özal ve partisi ANAP’ı seçti.
Sunalp ve partisi tarihe karıştı.
Siyasi yasaklar referanduma götürülünce Demirel’in, Ecevit’in, Erbakan’ın, Türkeş’in yasaklarını kaldırdı, yeniden siyasete dönmelerini, kapatılan partilerin yeniden açılmasını sağladı.
Demirel’i başbakan ve cumhurbaşkanı, Ecevit’i, Erbakan’ı başbakan, Türkeş’i başbakan yardımcısı yaptı.
12 Eylül’ün siyaset düzenlemesini tarihe gömdü.
Halka rağmen siyaset yapılamayacağını kanıtladı.
Bugünkü iktidar da halka rağmen siyaset yapmakta ısrar ediyor.
Basın özgürlüğünü sınırlandırıyor, halkın haber alma hakkını yok sayıyor. Halk TV, Sözcü TV, Tele 1 gibi haber kanallarına ceza üstüne ceza yağdırıyor, 10 günlük karartma cezaları veriyor.
DEM Partili belediye başkanlarından sonra, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu tutuklandı, görevden alındı, hakkında siyasi yasak talebi de içeren davalar açıldı.
İmamoğlu siyaset dışı bırakılmak isteniyor.
CHP hakkında yolsuzluk batağına batmış bir parti algısı yaratmak amacıyla; İstanbul’da CHP’li ilçe belediye başkanları, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı ve Belediyeler Birliği Başkan Vekili Zeydan Karalar tutuklandı. Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere ev hapsi kararıyla bırakıldı.
Kulislerde CHP’li belediyelere yapılan operasyonların Ankara’ya, Mersin’e, Bursa’ya, Balıkesir’e uzanabileceği haberleri yayılıyor.
İmamoğlu gibi ileride CHP’de ve siyasette daha önemli görevlere aday olabilecek bu isimlerin siyaset dışında bırakılması halka rağmen kalıcı olamaz.
Halk sandık önüne geldiğinde kendi tercihini yansıtır ve demokratik yollarla iktidarı değiştirir, bu kararlar, bu yasaklar da ortadan kaldırılır.
Siyasi tarihimizde halk kendi iradesinin yok sayılarak siyasetin düzenlenmesini kabul etmemiştir.
Bu kez de etmeyecektir.
İktidarın bu gerçeği anımsayarak yanlışta ısrar etmemesi gerekir.